AK Parti İstanbul Milletvekili Adem Yıldırım, siyasetteki “cunta” tartışmaları, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması sonrası CHP tarafından başlatılan “boykot” çağrısı ve sokak olayları hakkında İhlas Haber Ajansı’na (İHA) değerlendirmede bulundu. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in BBC’ye verdiği röportajı eleştiren ve Sultan 2. Abdülhamit Han muhalifi bazı gençler ile İngiliz büyükelçi arasında geçen tarihi olayı anlatan Yıldırım, “Sayın Özgür Özel, BBC televizyonunda ‘İngilizlerden destek göremedik’ diye haykırınca aslında bu bizi tabii etkiledi. Neden İngilizlerden neden medet umuyorsun boyutuna gelindi. Başka bir konuşmasında ‘Biz Jön Türkleriz’ diye bir ifadesi var. İşte Jön Türklerle bugün BBC’de İngilizlerden medet uman Özgür Özel’i denkleştirdiğimiz zaman aslında ikisinin de aynı mantaliteyi taşıdığını gördüm. 1908’de 2. Meşrutiyet’le birlikte İngiliz büyükelçisi yurtdışından Osmanlı’ya geliyor, Sirkeci Garı’nda iniyor. İngiliz büyükelçisini bekleyen at arabası var. Jön Türkler, İngiliz büyükelçiyi trenden inerken büyük coşkuyla karşılıyor. Bakıyor ki İngiliz büyükelçi at arabasında at yok. Bu duruma sinirleniyor, ‘Acaba beni yürütecekler mi diye.’ Sonra oradakiler diyor ki; atları söktüler ama gençlerimiz sizi kendileri tarla başına kadar götürecekler diyor. Tabii İngiliz büyükelçi orada gururlanıyor ama bu İngiliz büyükelçisi gururlanırken maalesef bizim insanımız, milletimizin o dönemdeki tüm gururları, şahsiyetleri ayaklar altına alınmış oluyor. Bunu alanlar da dönemin güya aydın geçinen, kendine Jön Türk dedikleri, güya ‘Osmanlı’yı kurtaracağız’ diye yola çıkıp, Balkan Savaşı’na ve Birinci Dünya Savaşı’na Osmanlı’yı sokup maalesef Osmanlı’yı İngilizlerin de desteğiyle yerle bir etmesinin temelini atmışlardır. Bu temelde de Jön Türklerin maalesef büyük payı vardır” diye konuştu.
CHP’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan karşıtlığı üzerinden siyaset yaptığını ifade eden Yıldırım, “İngiliz atı yerine, İngiliz elçisini taşıyan at yerine kendini koydular. Bugün Cumhuriyet Halk Partisi’ne baktığımız zaman Recep Tayyip Erdoğan karşıtlığı üzerine siyaset yapıyor. Eğer Jön Türklerin düştüğü hataya düşerseniz, eğer siz o dönem Jön Türklerin yaptığı gibi bugün Tayyip Erdoğan karşıtlığı üzerinden İngiliz hayranlığı, Batı hayranlığı yaparsanız, onların düştüğü hataya düşer, memleketi çukura götürürsünüz, uçuruma götürürsünüz” dedi.
Siyasetteki “cunta” tartışmaları hakkında konuşan Yıldırım, “CHP tarihine baktığımız zaman nerede bir darbe var, arkasında CHP’nin bir şekilde olduğunu görüyoruz. 28 Şubat’ın arkasında Cumhuriyet Halk Partisi var. 15 Temmuz’da var. 15 Temmuz’da etkisiz eleman rolünde olduğunu vatandaşa göstermeye çalışan ama darbe geçtikten sonra kontrollü darbe diyen, tiyatro diyen bir Cumhuriyet Halk Partisi var. ‘Darbecilere yargılamayın’, ‘Askerlere bunu yapmayın, şunu şöyle yapmayın’ diyen bir Cumhuriyet Halk Partisi var. 28 Şubat’ta 28 Şubatçılarının ve kararının arkasında duran, siyasetin karşısında duran bir Cumhuriyet Halk Partisi var. 1980’de darbecilerin yanında duran bir Cumhuriyet Halk Partisi var. Adnan Menderes’i asan, Başbakan’ı asan, cunta arkasında olan zaten Cumhuriyet Halk Partisi’nin bizatihi kendisi. Cumhuriyet Halk Partisi eşittir, cuntadır. Cunta eşittir Cumhuriyet Halk Partisi’dir” değerlendirmesinde bulundu.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması ve mahkeme sürecine ilişkin Yıldırım, “2019’dan bugüne kadar İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde yapılanlar, yapılmayanlar, bütçenin nerelere nasıl ne şekilde harcandığı çok net bir şekilde ortada. Ama artık bunun ifade edilecek yolu kalmadı. Burada ciddi bir yolsuzluk ve hırsızlık olayı artık ayyuka çıkmış. Bunu biz söylemiyoruz, kendileri söylüyor. Kendileri yapılan bu yolsuzluk sebebiyle ortaya çıkan paraları paylaşamadıkları için savcılara gittiler. Çünkü çalarken değil, paylaşırken anlaşamadılar. Anlaşılamayınca da savcılığa intikal etti. İhbarlar, şikayetler, etkin pişmanlıklar, gizli tanıklar, açık tanıklar, dosya delilleri, MASAK raporları, birtakım belgeler. Rüşvetin belgesi olur mu? Evet oluyor işte, bunlar rüşvetin belgesini de yapmış. O kadar pervasız, o kadar fütursuzca iş yapılmış ki. Minareyi çalmış ama kılıf hazırlamayı kendince aklından bile geçirmemiş” dedi.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması sonrası başlayan sokak olayları hakkında değerlendirmede bulunan Yıldırım, “Sokak eylemlerine baktığımız zaman sanki burada bir yolsuzluk, hırsızlık, usulsüzlük olmamış da siyaseten bir müdahale yapılıyormuş gibi bir algı oluşturuldu. Bunun üzerinden bir tepki oldu. Ama daha sonra vatandaşımız her geçen gün dosyayla alakalı, bu operasyonla, soruşturmayla ilgili, yargılamalarla ilgili net durumları gördükçe, ‘Ben neden oraya gittim’, ‘Neden sokağa gittim’ diye kendine soruyor ve gitmemesi gerektiğini zaten düşünüyor” ifadelerini kullandı.
YORUMLAR