Akşener’den Erdoğan’a: Nebati’yi ekonomiye meteor gibi düşürdün

Partisinin grup toplantısında konuşan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seslenerek “Damat kadar başınıza taş düşsün derken damadının manevi halefi Nureddin Nebati gibi bir liyakat abidesini ekonominin üzerine meteor gibi düşürdün” ifadelerini kullandı.

Akşener’den Erdoğan’a: Nebati’yi ekonomiye meteor gibi düşürdün

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında konuşuyor. Akşener’in konuşmasından başlıklar şöyle:

“PARTİMİZİN ÜYE SAYISI, 512 BİN 543 KİŞİ OLDU”

“2022 yılındaki ilk grup toplantımıza hoş geldiniz, sefalar getirdiniz. Sözlerime başlarken, benim için gurur kaynağı olan bir durumu, sizlerle paylaşmak istiyorum. 3 Ocak 2021 tarihi itibariyle, partimizin üye sayısı, 512 bin 543 kişi oldu. Yani İyi Parti, bugün artık, yarım milyon kişilik, kocaman bir aile. Bu vesileyle, yürüdüğümüz bu kutlu yolda, bize güvenen, omuz veren, güç katan, tüm dava arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Allah bizi sizlere mahcup etmesin. İyi ki varsınız, İyi ki ailemize katıldınız.

Ayrıca; İyi Parti ailesinin büyüyüp, bu günlere gelmesinde emeği geçen, teşkilatlarımızda görev alan kardeşlerime de, şükranlarımı sunuyorum. Allah sizlerden razı olsun. Ailelerinizi, çocuklarınızı görmeme pahasına, memleketin dört bir yanında, canla başla çalıştınız. Partimizi bugünlere taşıdınız. Sağ olun, var olun.

“MAALESEF YENİ YILA, ZAM KÂBUSUYLA GİRDİK”

Sayın Erdoğan ve ucube sisteminin elinde, milletçe, zorluklarla mücadele ederek geçirdiğimiz, bir yılı daha geride bıraktık. Her yeni yaş, her yeni yıl, yeni bir umuttur. İnanıyorum ki; yeni yılla birlikte, Türkiye makus talihini yenecek, yeni bir siyasi iklim ve kadrolarla, hak ettiği huzura erecek. Bu vesileyle, yeni yılınızı bir kez daha  sevdiklerinizle birlikte huzurlu, sağlıklı, bol ve helal kazançlı, mutlu bir yıl diliyorum. Diliyorum dilemesine ama; maalesef yeni yıla, zam kâbusuyla girdik.

“AK PARTİ, ASGARİ ÜCRETLİNİN ALDIĞI, YÜZDE 50 ZAMMI DA ÇARPTI”

Biliyorsunuz, AK Parti iktidarı; 20 Aralık akşamı, faizi indiriyorum deyip, aslında faiz artırarak, küçük yatırımcıyı çarpmıştı. 31 Aralık gecesi de, elektrikten doğalgaza, akaryakıttan köprülere, vergilerden harçlara, iğneden ipliğe kadar yaptığı zamlarla, asgari ücretlinin aldığı, yüzde 50 zammı da çarptı.

Bununla da kalmadı, zammı gece yarısından sonra geçerli ilan ederek, zamları enflasyondan kaçırıp, milyonlarca memur ve emeklimizin, yeni yıl zammını da çarpmış oldu.

“BU İKTİDARIN, BU SAATTEN SONRA TÜRKİYE’YE VERECEĞİ TEK ŞEY; DAHA ÇOK YOKSULLUK VE DAHA ÇOK ACIDIR”

Sayın Erdoğan ve arkadaşlarının, dolandırıcıları bile kıskandıran, yönetim anlayışı sağ olsun; yeni yılın daha ilk saatlerine, rekor seviyede zamlarla girdik. Doğalgaza, konutta yüzde 25, sanayide yüzde 50 zam geldi. Benzine, 68 kuruş zam yapıldı. Sadece Aralık ayında, LPG fiyatları, yüzde 80 arttı. Elektriğe, yüzde 52 ila yüzde 130 oranında zam geldi. Köprü geçişlerinde, çift yönlü tarifeye geçildi.

Artık takke düştü, kel göründü. Vicdansızca yapılan bu rekor zamlar, iktidarın beceriksizliğinin bir vesikasıdır. Bu iktidarın, bu saatten sonra Türkiye’ye vereceği tek şey; daha çok yoksulluk ve daha çok acıdır. Bu kadar basit.

“NEBATİ GİBİ BİR LİYAKAT ABİDESİNİ, EKONOMİNİN ÜSTÜNE METEOR GİBİ DÜŞÜRDÜN”

Sayın Erdoğan; biz, üzerimize düşeni yaptık. Bu kürsüden seni, defalarca uyardık. Yanında, iş bilen 3-5 kişi vardı; onların da görevine son verdin. Ekonominin, “E”sinden anlamayan insanları, göreve getirdin.“Damat kadar başınıza taş düşsün” derken; damadının manevi halefi, Nurettin Nebati gibi bir liyakat abidesini, ekonominin üstüne meteor gibi düşürdün. Sana kaç kere söyledim… “Önce ekonomiye olan güveni tesis edeceksin, bunun başka yolu yok.” dedim.

“SAYIN ERDOĞAN, VATANDAŞ ÇARPILDIKÇA, SENİN DE GÖZLERİN, IŞIL IŞIL OLUYOR MU?”

Peki sen ne yaptın? Aynı hataları inatla tekrarladın. Ekonomiye güven aşılayacağına, herkesi dehşete düşüren adımlar attın. Hazine’nin başına, bakan diye getirdiğin, “Nebati Kuyruklu Yıldızı”; milletimiz çarpıldıkça, utanmadan, “Gözlerindeki ışıltıdan” bahsediyor. Hal böyleyken; Şimdi ben de sana sormak istiyorum Sayın Erdoğan, vatandaş çarpıldıkça, senin de gözlerin, ışıl ışıl oluyor mu?

Mesela; elektrik faturaları yüzde 127 artınca, kara kışta, doğalgaza yaptığın zamdan sonra, senin de gözlerin ışıldıyor mu?

Mesela; TÜİK’in makyajlı rakamlarında bile; gıdadaki fiyat artışı, yüzde 43,8. Ulaşım masrafları, yüzde 53,6 artmış. Ev eşyaları, yüzde 40,9 zamlanmış. Milletimizi enflasyona ezdirirken, senin de gözlerin ışıldıyor mu, Sayın Erdoğan?

“ESNAFLARIMIZ, KOBİ’LERİMİZ, İFLASIN EŞİĞİNDEYKEN, SENİN DE GÖZLERİN IŞILDIYOR MU, SAYIN ERDOĞAN?”

Mesela; üreticinin enflasyonu, yüzde 79’a dayanmış, henüz ürünlere yansımamış yüzde 43 zam daha var. Esnaflarımız, KOBİ’lerimiz, iflasın eşiğindeyken, senin de gözlerin ışıldıyor mu, Sayın Erdoğan?

Mesela; pek de örtülü olmayan faiz artırımından sonra, “Dolar düştü, haydi etiketleri indirin.” diye, kürsülerden esiyordun. Peki, 31 Aralık gecesi, kendi kendini bir kez daha yalancı çıkartıp, milletin sırtına zamları bindirince, senin de gözlerin ışıldıyor muydu, Sayın Erdoğan?

“MİLLETİMİZLE YAPTIĞIN SÖZLEŞMEYE İHANET ETTİN”

Bu millet sana, döviz kurlarını arttır diye oy vermedi. Bu millet sana, faizleri yükselt diye oy vermedi. Bu millet sana, hayat şartları iyileşecek, iş imkanları artacak diye oy verdi. Bu millet sana, daha kolay ev sahibi, araba sahibi olmak için oy verdi. Ama sen sözünü tutmadın. Milletimizle yaptığın sözleşmeye ihanet ettin.

“O SANDIK ELBET BİR GÜN GELECEK”

Artık yeter. Milletimize daha fazla çile çektirmeye hakkın yok. Lafı uzatmaya, boş gündemlerle tribünlere oynamaya gerek yok. Çünkü; sen istesen de, istemesen de, kızsan da, bozulsan da, millet iradesinden kaçış yok. O sandık elbet bir gün gelecek, ve sen, milletimize, tutmadığın o sözlerin hesabını vereceksin.Bunun artık lamı cimi yok.

Aziz milletim; Türkiye’nin çözülemeyecek derdi yok. Vizyonumuzla, projelerimizle, liyakatli kadrolarımızla, adil ve merhametli yönetim anlayışımızla, milletimize olan sevdamızla, biz varız.

Biz buradayız, biz hazırız. Ve emin olun; Biz Çözeriz! Az kaldı. O sandık çok yakında gelecek, ve bu beceriksiz iktidar, tıpış tıpış gidecek. Herkes şundan emin olsun ki; O gün geldiğinde, tek bir insanımız bile kaybetmeyecek. Bu iktidar gidince, her bir vatandaşımız daha çok kazanacak. Memlekette bolluk, bereket ve huzur olacak. Hiç merak etmeyin; Biz geleceğiz ve Türkiye iyi olacak!

Aziz milletim; iktidar, yan gelip yatarken; saraydaki sefa, tüm haşmetiyle sürerken; ben ve arkadaşlarım, 2021 yılını, meydanlarda, sokaklarda, dükkânlarda geçirdik.

Çaresizlerin yükselen sesi olmak için; 12 ayda, 59 ilimizde, 174 ilçemize gittik. Milletimizin derdine derman olmak için; bir yılda, 115 bin kilometre yol yaptık. Nitekim geçtiğimiz hafta da, Uşak’taydık. Artan maliyetlerden dolayı, hem kendisi, hem de öğrenciler için endişe duyan, Eşmeli dönerci bir kardeşim diyor ki; “Öğrencilerin karnını doyurabileceği bir döner vardı; artık o da ucuz değil. Bir porsiyonu, 10 liraya satıyoruz. Önceden 30 kilo döner takıyordum. Şimdi 10 kilo. Şu an ev geçindirmede zorlanıyoruz.”

Gözyaşları içinde derdini anlatan, 76 yaşındaki bir ablamız; “Eşim hasta, 3 defa kalp krizi geçirdi. Borçlarımız çok ilerleyince, kredi çektim. Emekli maaşımız oraya gidiyor. 400 lira para da, bana kalıyor. 5 aydır kiramı ödeyemiyorum.” diyor. “İşler nasıl?” diye sorduğumda esnaflarımız; “Türkiye’de olduğu gibi, kötü, zor, durağan…” diyor. Dikkat edin; cümleye, “Türkiye’de olduğu gibi…” diyerek başlıyorlar. Neden biliyor musunuz? Çünkü; her yerde durumun aynı olduğunu biliyorlar.

Çünkü; iktidar kendi kendine şahlanırken, milletin borçlandığını biliyorlar. Çünkü; memleketimizdeki kötü gidişatı, onlar da görüyorlar. Üretici bir kardeşim diyor ki; “Elimizdeki hayvanları kesmek zorunda kalıyoruz. Borç ödeyemiyoruz başkanım ne yapacağız? 7-8 aylık danalar kesime gider mi? Gübre atacağız, bak bahar geldi. Yüzde 300 gübreye zam var. Nasıl alacağız? Üretim kaybı var. Seneye nasıl ekeceğimiz meçhul. Zarar ede ede, nasıl yapacağız biz bu işi?”

Besici bir kardeşim diyor ki; “Biz sütü, 3 lira 20 kuruşa satıyorduk. Fiyatı 4 lira 70 kuruşa çıkardılar. Ama raflarda fiyatlar, 14 liraya çıktı. Bunun sorumlusu da, suçlusu da, çiftçi değil. Bu sene hiç kimse, kurban eti yiyemeyecek. Çünkü hayvanlarımızı, daha 1 yaşına gelmeden kesime gönderiyoruz. Bir an önce, bahar gübresini ucuzlatsınlar. Yem çok pahalı, hayvanlarımızı besleyemiyoruz. Ya Süt Konseyi’ni yeniden toplayıp, süte zam versinler, ya da yemlerin fiyatını indirsinler.” Buradan iktidara sesleniyorum; Ayıptır, günahtır. Hiçbir şey yapmıyorsanız bile, bari bu sese kulak verin. Yarın, öbür gün, besleyecek bir hayvan kalmayınca ne yapacaksınız?

“12 YAŞINDAKİ BİR ÇOCUĞUMUZ, HİPERENFLASYONU BİLİYOR”

Onu da mı ithal edeceksiniz? Yapmadığınız bir iş değil ama; onun da sonuçlarını beraber yaşadık. Gelin, bari bu sefer; ithalat lobilerinin değil, üreticilerimizin yanında durun. Uşak Merkez’de karşılaştığım, henüz 12 yaşındaki Gazi Efe diyor ki; “Ülkenin hâli çok kötü. Ekonomi nasıl düzelebilir? Hiperenflasyona doğru gidiyor ülke.” Durumun vehametine bakar mısınız?

12 yaşındaki bir çocuğumuz, hiperenflasyonu biliyor. Bunu dert edinmiş, korkarak soru soruyor… Bu ne demektir biliyor musunuz? Çocuklarımızdan, çocukluluğunu çalmışız demektir. Yazıklar olsun.

Aziz milletim; ne yapanlarsa yapsınlar, hangi tezgahı kurarlarsa kursunlar, biz milletimizle buluşmaya devam edeceğiz. Vatandaşlarımızın dertlerini, tüm Türkiye’ye duyurmaya devam edeceğiz. Onların kulakları sağır, gönülleri de milletimize kapalı olsa da; biz, 2022 yılında da, “Milletin Partisi” olmaya, aynen devam edeceğiz. Biliyorsunuz, pandemide yeni bir fırtına yaşıyoruz. Virüsün yeni varyantı, büyük bir hızla yayılıyor. Çevremiz hastalarla doldu. Bu süreçte, en büyük yük de, sağlık ordumuzun omuzlarında. İki yıldır, büyük fedakarlıkla pandemiyle mücadele eden, sağlık çalışanlarımız çok dertli.

Geçtiğimiz günlerde, seslerini duyurmam için, sosyal medyadan bana bir çağrı yaptılar. Ben de onlara; haklarını kimseye yedirmemek için, yaşadıkları mağduriyeti çözmek için, Gazi Meclisi’mizden onların sesi olmak için söz verdim.”

YORUMLAR

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir