Medicana Kadıköy Göğüs Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Ali Tunç, astımın dünyada yaygın olarak görülen ciddi bir halk sağlığı sorunu olduğunu belirterek, önemli açıklamalarda bulundu. Dr. Ali Tunç, astımda hava yollarında (bronş ve bronşçuklar) çoğunlukla alerjik sebeplere bağlı olarak bronş aşırı duyarlılığının söz konusu olduğunu belirtti.
Dr. Tunç, sözlerine şöyle devam etti: “Ülkemizde her yüz erişkinin 5-7’sinde her yüz çocuğun ise 10-13’ünde astım görülmektedir. Bu kadar sık görülen astımın toplumsal farkındalığının artırılması amacıyla her yıl mayıs ayının ilk salı günü Dünya Astım Günü olarak anılmaktadır. Genetik olarak alerjik bünyeli kişilerde tetikleyen faktörlerle karşılaşınca hava yollarında oluşan reaksiyonlarla hastalığın ortaya çıkacağını ve hava yollarında düz kaslarda kasılma ve salgı üreten bezlerde aşırı çalışmaya bağlı olarak bronşlarda daralama meydana gelirken; bronşlardaki daralmanın derecesine bağlı olarak hastada öksürük, hışıltılı solunum, nefes darlığı ve göğüste baskı hissi gibi şikayetlerden bir veya birkaçı oluşabilir”.
‘ATAKLAR OLMASA HER ŞEY NORMAL’
Astımda şikayetlerin karakteristik özelliğinin ataklar halinde olması ve ataklar dışında hastaların tamamen normal olabilmesi olduğunu söyleyen Dr. Tunç, “Bazen hasta haftalarca veya aylarca belirti göstermeyebilir. Örneğin polen alerjisi olan birisinde ise bahar aylarında aylarca şikayet devam edebilir. Belirtiler daha çok gece ve sabaha doğru ortaya çıkar. Kendiliğinden veya ilaçla düzelir. Astım tanısı çoğunlukla kolaylıkla konur. Özellikle hastadan alınacak ayrıntılı hastalık öyküsü, ayrıntılı fizik muayene, hasta ve birinci dereceden yakınlarında alerjik bünye varlığı, spirometrik değerlendirme, akciğer grafisi (normal olması daha çok astım lehinedir), alerji testleri (tanıdan daha çok korunma açısından), bazen bronş provokasyon testi hastalığın tanısında kullanılır” ifadelerini kullandı.
Tedavide öncelik tetikleyen faktörlerden uzak durmanın öneminden bahseden Dr. Ali Tunç, “Yün, pamuk gibi organik yatak, yorgan, yastık yerine sentetik olanlar tercih edilmeli. Nevresim, çarşaf ve yastık kılıfları haftada bir gün 55 derece ve üstünde ısıdaki su ile yıkanarak değiştirilmelidir. Yatak odası mümkün olduğu kadar sade döşenmeli, kalın kadife perdeler olmamalıdır. Toz tutan yüzeyler ve gardırop tozları en az gün aşırı nemli bezle silinmelidir. Evde canlı çiçek, kedi köpek kuş gibi evcil dostlarımız maalesef olmamalıdır. Nem ve küf astımı tetikleyen önemi alerjenler olduğundan tavan, duvar, banyo ve mutfak gibi ıslak zeminlere dikkat edilmelidir. Hamam böceği, kalorifer böceği gibi sekresyonları alerjiye yol açan böceklerden kurtulmalıdır. Astımı tetikleyen çamaşır suyu, tuz ruhu, oda spreyi, parfüm, kolonya, ağır yemek kokusu, boya, badana, nezle-grip, katkı maddesi içeren gıdalar, bazı hastalarda aspirin ve non-steroid antiimflamatuar ilaçlardan uzak durulmalıdır” dedi.
Dr. Ali Tunç, sözlerini şöyle tamamladı: “Ne kadar dikkat edilirse edilsin hava yolu ile alınacak tüm alerjen ve tetikleyen faktörlerden tamamen uzak kalınamayacağından hastalığın şiddet ve derecesine göre ilaç tedavisi de kullanılıyor. İlaçların kontrol ediciler ve semptom gidericiler olarak ikiye ayrılıyor. Ayrıca kontrol edici ilaçlar şikayet olsun veya olmasın düzenli şekilde kullanılmalı, hastalık kontrol altına alındıkça takip eden göğüs hastalıkları uzmanınca dozu giderek düşülmeli, kesilmeli veya hastalık belirti ve bulguları arttıkça dozu artırılmalıdır. Semptom gidericiler ise sadece atak anlarında kullanılmalıdır. Düzenli korunma, tedavi ve takip ile astım hastaları yıllarca sürebilecek bu hastalıkla kolayca birlikte yaşayabilir, yaşam kalitesi bozulmadan en azından halka arasında KOAH seviyesine gelen geriye dönüşünü kaybetmiş astım hastası olmadan yaşaması mümkündür. Tüm astımlı hastalarımızın Dünya Astım Günü kutlu olsun.”
YORUMLAR