Öte yandan sosyal medyada paylaşılan bazı videolarda, ayçiçek yağı fiyatlarına daha fazla zam geleceğine dair beklentiler sebebiyle vatandaşların marketlere akın ettiği görüntüler yer alıyor.
Dünya tahıl ticaretinde önemli bir yere sahip Ukrayna ve Rusya, dünyadaki toplam buğday ihracatının yüzde 30’unu, arpanın yüzde 31’ini, ayçiçeğin ise yüzde 32’sini karşılıyor.
En son 2008 gıda krizinde dünya buğday fiyatlarının 352 dolar olduğunu söyleyen tarım yazarı Ali Ekber Yıldırım, şu anda buğday fiyatlarının 346,5 dolara yükseldiğini belirtiyor.
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın Ocak ayı verilerine göre 2020-2021 döneminde Türkiye’nin buğday ithalatının yüzde 78’i Rusya’dan yüzde 9’u ise Ukrayna’dan gerçekleşti.
Öte yandan Türkiye’nin arpa ithalatının yüzde 40’ı Rusya’dan; ayçiçeğinin ise yüzde 56’sı Rusya’dan ve yüzde 12’si Ukrayna’dan yapılıyor.
Uzmanlar artan ithalat ve enerji maliyetleri düşünüldüğünde, Türkiye’deki ekmek gibi unlu mamullerde ve ayçiçek yağı fiyatlarında artış yaşanacağını öngörüyor
AYÇİÇEK YAĞ FİYATLARI NEDEN ARTIYOR?
Türkiye temel gıda üretiminde tamamen kendine yetebilecek bir ülke olabilecekken, dışa bağımlılığı sürdürecek politikalar yürütmekle eleştiriliyor.
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez, Türkiye’yi ayçiçek yağı konusunda “ciddi bir tehlikenin” beklediğini söylüyor:
“Kendi kendimize yeterliliğimizin yüzde 70’lerde olduğu ayçiçeğini de biz Rusya ve Ukrayna’dan alıyoruz. Bu ürünleri ya alamayız ya da daha yüksek fiyatla başka ülkelerden ya da yine Rusya ve Ukrayna’dan alabiliriz.”
Tarım yazarı Ali Ekber Yıldırım’a göre de ayçiçek yağı fiyatlarının artması bekleniyor:
“Gıda sektörünün verdiği bilgiye göre, depolarda 1 aylık yağ kalmış durumda. Zaten ithal ayçiçek ham yağ fiyatı 1.400 dolardı, bu şimdi hemen 1.500 doları buldu.”
“Ton başına 100 dolar artış çok önemli bir rakam. Bu da içerideki fiyatlara yansıyacak. Depolarda bir aylık yağ kalması da yakın zamanda yansıyacağına işaret ediyor.”
BBC Türkçe’ye konuşan tarım yazarı ve Ziraat Mühendisi Faik Toy Toy, “34 yıl önce 20,5 milyon ton olan buğday üretimimiz halen 20,5 milyon ton. Çünkü çiftçinin zararı düşünülmeden hep yurt dışından ithalat yolu seçildi” diyor.
Arpa açısından da benzer bir tablonun bulunduğunu söyleyen Toy, “Toprak Mahsulleri Ofisi, tonu 4 bin 500 liradan 255 bin ton arpa ithal etti. TMO’nun yerli üretim yapan çiftçiye açıkladığı ton fiyatı ise 1750 lira” diyor:
“TMO hasat sezonunda çiftçinin ürününe fiyat açıkladığı zaman, maliyetleri hiç göz önünde bulundurmadan, 1750 TL gibi üretim maliyetlerinin altında bir fiyat açıkladı.”
“Bugün geldiğimiz noktada arpa fiyatları, iç piyasada borsalarda 3 bin 800 TL oldu. TMO ise 4 bin 500 TL’ye, 255 bin ton arpa ithal etti. İki gündeki dolardaki artış, o arpanın tonun maliyetini 4 bin 750 TL’ye çıkarmış oldu.”
TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI: STOKLAR YETERLİ, HABERLER SPEKÜLASYON
Tarım ve Orman Bakanlığı ise bugün yayımladığı basın açıklamasında, bazı temel gıda ürünlerinde yeterli stok bulunmadığı iddialarının gerçeği yansıtmadığını belirterek Türkiye’nin yeterli miktarda ayçiçek yağı stoku bulunduğunu belirtti:
“Bazı basın yayın kuruluşlarında ve sosyal medyada Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan krizin gıda piyasalarında arz eksikliğine yol açarak ayçiçek yağı gibi temel gıda ürünlerinde yeterli stok bulunmadığı ve bu nedenle piyasa fiyatlarının arttığına yönelik gerçeği yansıtmayan spekülasyonlara yer verildiği görülmüştür.”
“Ülkemizin 1-1,5 aylık tüketimimize ancak yetecek kadar ayçiçek tohumu ve yağ stoku bulunduğu iddiaları tamamıyla gerçek dışıdır. Gerek üretimimiz gerek sektörün tedarikleri ve devir stoklarımız dikkate alındığında ülkemizin yeterli miktarda ayçiçek yağı stoku bulunmaktadır. Netice itibarıyla kamuoyuna yansıyan iddialar gerçeği yansıtmamakta olup, halkımızın endişe edeceği bir durum söz konusu değildir.”
“Toplam ayçiçeği üretimimiz 2021 yılında bir önceki yıla göre yüzde 17 artmıştır. Ayçiçeği üretimindeki son yıllardaki artışa rağmen yurt içindeki tüketimin artması ve pandemi koşullarında artan talep nedeniyle ihtiyacımızın bir kısmı ithalat yoluyla karşılanmaktadır. Tarım ve Orman Bakanlığı olarak Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan son gelişmeler yakından takip edilmekte olup, bitkisel yağ arzında sorun yaşanmaması için her türlü tedbir alınmaktadır.”
EKMEK FİYATLARINA ETKİSİ NE OLACAK?
Rusya ve Ukrayna savaşı sebebiyle dünya piyasalarında buğday fiyatları 14 yılın zirvesine çıktı. Türkiye ise geçen yıl buğday ithalatının yüzde 90’ını Rusya ve Ukrayna’dan yaptı.
Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığı ve dünyada artan hububat fiyatları düşüldüğünde, Rusya ve Ukrayna savaşının Türkiye’deki gıda ürünlerinin fiyatlarını artıracağı öngörülüyor.
Türkiye’deki borsalarda buğday fiyatının ton başına 100 lira arttığını söyleyen tarım yazarı Ali Ekber Yıldırım, “Rusya’dan buğday alamazsak; Fransa, Romanya veya Amerika’dan alacağız ve oralardan taşımak çok daha maliyetli olacak” diyor.
BBC Türkçe’ye konuşan Ekmek Sanayi İşverenler Sendikası Başkanı Çetin Keçeli, Mart ayı içerisinde un ve ekmek fiyatlarında artış yaşanacağını belirtiyor.
Keçeli’ye göre un ve ekmek fiyatlarını artıracak temel etken, artan ithal buğday fiyatlarından ziyade enerji fiyatları olacak:
“Buğdayımız şu anda nispeten yeterli gözüküyor ancak buğdayımız yetse bile, doğalgaz ve buna bağlı olarak artacak elektrik fiyatları sebebiyle ekmek fiyatları otomatikman artacak.”
Yıldırım da un sanayicilerinin ve depoların elinde şu anda belirli bir oranda ürün olduğunu ancak yeni ithal edilecek ürünlerin daha pahalıya mal edileceği düşünüldüğünde, önümüzdeki günlerde unlu mamul fiyatlarında artış yaşanacağını değerlendiriyor.
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez ise Türkiye’de halihazırda tarımsal girdi maliyetlerinin yüksekliği sebebiyle gıda enflasyonun giderek arttığını ve savaşın bunu daha ‘yıkıcı’ hale getirdiğini belirtiyor.
Son birkaç günde petrol mazot fiyatlarındaki artışa dikkat çeken Suiçmez, çiftçinin artan üretim maliyetinin sadece hububat ürünlerine değil, tüm gıda ürünlerini etkileyeceğini söylüyor.
Diğer yandan doğalgaz ve elektrik fiyatlarındaki artışın gerek seralardaki üretim maliyetini gerekse sulamada kullanılan elektriğin maliyetini artıracağını kaydediyor.
Suiçmez, “Ekmek fiyatları mutlaka artacak. Sadece un üstünden değil, doğalgazdaki, işçilikteki, sudaki, mayadaki artış yani dolayısıyla üretim aşamasındaki diğer kalemlerdeki artışın da etkisiyle mutlaka artacak” diyor.
EKMEK FİYATLARI BASKILANIR MI?
TMO geçen yıl Eylül ayından itibaren, ekmek fiyatlarını sabit tutabilmek için ‘Un Regülasyon Çalışması’ kapsamında yurt dışından ithal edilen buğdayı yerli un sanayicisine ve fırınlara uygun fiyatta satma politikası yürütüyor.
Suiçmez, bu politika sürdükçe yurt dışındaki buğday fiyatları artsa bile yurt içindeki unlu mamul fiyatlarının bir müddet daha ‘baskılanabileceğini’ ancak bunun kısa vadeli bir çözüm olacağını değerlendiriyor:
“TMO ekmek fiyatlarını baskılamak için 4 bin 800’e aldığı fiyatla aldığı ürünü un sanayicisine 2 bin 700 TL’den satmaya devam ediyor.”
“TMO un sanayicisine ve fırınlara bu rakamı değiştirmeden satarsa, ekmek fiyatları bir süre daha artmayabilir. Ama artan yurt dışı fiyatları karşısında bunu ne kadar sürdürebilir, onu da zaman gösterecek.”
Keçeli ise TMO’nun bu ay un sanayicilere ve fırınlara uygun tarifeli buğday temin etmediğini söylüyor:
“Şubat ayında fırınlara ve değirmenlere uygun fiyatla buğday verilmedi. Değirmenciler şu an depolarındaki buğdaydan un yapıp fırınlara gönderiyor. Eğer ofisten ucuz fiyatlı buğday verilmezse, ekmek fiyatları artacak.”
“İTHALAT SEBEBİYLE HAZİNE SÜREKLİ ZARAR EDİYOR”
Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) 30 Haziran’da başladığı ekmeklik buğday ithalatında 9’uncu ihaleyi 2 Mart’ta yapacak. TMO, 2 Mart’ta yapacağı ihale ile 435 bin ton ekmeklik buğday ithal edecek.
BBC Türkçe’ye konuşan Ziraat Mühendisi Faik Toy, geçen yıl milyonlarca ton buğdayın iki kat fazla fiyatla ithal edildiğini ve yurt içinde de zararına satıldığını söylüyor:
“İthal edilen ürünleri, hazineye zarar yazılarak içeride yarı fiyatıyla satılıyordu. Şimdi çok daha yüksek fiyatlarla geleceği için, Hazine’ye çok daha fazla zarar yazılacak ve bu ülkeye yine zam olarak yansıyacak.”
“Hazine’ye büyük zararlar yazılıyor. Yapmış olduğum hesaplamaya göre, 1 yılda yapılan ithalatta Hazine’ye yazılan zarar 20 milyar TL’yi buluyor. Oysa milyonlarca çiftçimize verdiğimiz desteğin tamamı 22 milyar TL.”
“Bizim ithalatta Hazine’ye yazdığımız zararı sadece çiftçimize versek, ülke çok daha karlı bir duruma gelir. Milyonlarca çiftçiyi mutlu etmektense, bir elin parmağını geçmeyecek firmalar mutlu oluyor.”
“2 Mart’taki ithalatı da yüksek fiyattan alacağımız ithal buğdayı da yine içeride zararına satacağız. Yük Hazine’ye binecek, bu da yine enflasyon olarak karşımıza çıkacak. O an için ekmek fiyatı artmasa da başka şeylerin fiyatı artacak.”
Kaynak: BBC Türkçe
YORUMLAR