Azalan nüfusa karşı yeni önlem: Çin’den artık evlat edinilemeyecek

Çin, binlerce Çinli çocuğun yurtdışındaki ailelere evlatlık verilmesini kolaylaştıran uluslararası evlat edinme uygulamasına resmen son verdiğini açıkladı. Yürürlüğe girecek olan karar, ülkenin tek çocuk politikasına dayanan bir sürecin sonunu getiriyor

Azalan nüfusa karşı yeni önlem: Çin’den artık evlat edinilemeyecek

Çin, son 30 yılda çoğunluğu terk edilmiş kız çocukları olmak üzere yüz binlerce Çinli çocuğun dünyanın dört bir yanındaki aileler tarafından evlat edinildiği bir uygulama olan uluslararası evlat edinme programının sona erdiğini resmen ilan etti. The Times’a göre, hemen yürürlüğe girecek olan bu önemli karar, Çin’in nüfus artışını kontrol altına almak için uyguladığı ancak istenmeyen sosyal sonuçlara yol açan tek çocuk politikasıyla şekillenen bir dönemin kapanışına işaret ediyor.

Erkek çocuklara yönelik kültürel tercihle beraber bu politika, birçok ailenin kız bebeklerini terk etmesine ve uluslararası evlat edinmeye uygun çok sayıda çocuğun ortaya çıkmasına neden oldu. Çin’in ekonomik ve demografik yapısı geliştikçe, bu uygulama daha az yaygın hale geldi, ancak sona ermesi ülkenin aile planlaması ve uluslararası ilişkilere yaklaşımında daha geniş bir değişime işaret ediyor.

Politikada bir değişim

Duyuru Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Mao Ning tarafından bir basın brifingi sırasında yapıldı. Sözcü, “Gelecekte, Çin’e üç kuşak yakın akraba veya üvey çocukları evlat edinmek üzere gelen yabancı uyruklular dışında, Çin artık yurtdışına evlat edinmek üzere çocuk vermeyecek” dedi. Uluslararası evlat edinme programının sona ermesi, son yıllarda denizaşırı evlat edinmelerde yaşanan önemli bir düşüşün ardından geldi. Pandemi bu evlat edinmelerin çoğunu askıya almış olsa da, birçok gözlemci sayıların zaten çok daha önce azaldığını belirtiyor. Çin’in artan refahı ve aşırı nüfus artışından yavaşlayan doğum oranıyla ilgili endişelere odaklanılması bu düşüşe katkıda bulunuyor.

Çin’de tek çocuk politikası ve evlat edinme

Çin’in uluslararası evlat edinme programı, ülkenin 1979 yılında nüfus artışını kontrol altına almak için uygulamaya koyduğu katı tek çocuk politikasına tepki olarak gelişti. Bu politika, erkek çocuklara yönelik köklü bir kültürel tercihle birleşince, birçok kız bebeğin terk edilmesine yol açtı. Birden fazla çocuk sahibi olamayan aileler, bazen bebeklerini kamuya açık yerlerde bırakıyor ve bu bebekler devlet tarafından işletilen yetimhanelere götürülüyordu. Bu durum, çoğunluğu kız çocuklardan oluşan geniş bir evlat edinme sistemi yarattı ve 1990’ların başında uluslararası evlat edinmelerin resmileşmesine yol açtı. Newcastle Üniversitesi’nden Peter Selman tarafından derlenen verilere göre, Amerika Birleşik Devletleri, İspanya ve İngiltere gibi ülkeler Çin’den çocuk evlat edinen başlıca ülkeler oldu. 2004 ile 2022 yılları arasında 89.000’den fazla çocuk uluslararası evlat edinildi.

ABD Dışişleri Bakanlığı istatistiklerine göre, 1999-2023 yılları arasında 82.000’den fazla Çinli çocuk Amerikalı aileler tarafından evlat edinildi. Bu rakamın en yüksek olduğu 2005 yılında, tek bir yıl içinde 7.900’den fazla çocuk Amerikalı aileler tarafından Çin’den evlat edinildi.

Ünlülerin evlat edindikleri çocuklar ve küresel farkındalık

Program, aktris Meg Ryan ve yönetmen Woody Allen gibi ünlülerin Çinli çocukları evlat edinmesiyle dünya çapında dikkat çekti. Ryan, Dennis Quaid’den boşandıktan sonra Çinli bir kız çocuğu evlat edindi. Özel hayatı sık sık tartışma konusu olan Woody Allen da eşi Soon-Yi Previn ile birlikte Çin’den bir kız çocuğu evlat edindi. Ses getiren evlat edinme programı dünya çapındaki aileler tarafından tercih edildi ve özellikle özel ihtiyaçları olan ya da engelli çocuklara daha iyi bir yaşam sağlamak için bir fırsat olarak görüldü.

Yolsuzluk iddiaları ve tartışmalar

Bununla birlikte, programın tartışmaları da eksik olmadı. 1980’ler ve 1990’lar boyunca Çin’in uluslararası evlat edinme sistemi yolsuzluk iddialarıyla çalkalandı. Bazı vakalarda, bebeklerin yurtdışında evlat edinilmek amacıyla “sipariş üzerine çalındığı” bildirildi. Wall Street Journal‘a göre, en kötü vakalardan biri 2006 yılında Hunan eyaletinde meydana geldi ve bir insan ticareti çetesinin kaçırılan bebekleri altı yetimhaneye sattığı tespit edildi. Yabancı aileler, terk edilmiş çocuklara yardım ettiklerine inanarak bu yetimhanelerden çocuk evlat edinmek için 3.000 dolara varan bağışlarda bulundu. İnsan ticaretinin ortaya çıkması uluslararası evlat edinme camiasını şoke etti ve buna karşılık olarak Çin evlat edinme kurallarını sıkılaştırdı ve yerel yetkilileri cezalandırdı.

Hampshire College’da Asya çalışmaları profesörü ve 2016 tarihli China’s Hidden Children kitabının yazarı Kay Johnson, Çin’deki evlat edinme sürecinin karmaşıklığını araştırdı. Johnson’ın yüzlerce ebeveynle yaptığı görüşmeleri içeren çalışması, birçok ailenin tek çocuk politikasının katı bir şekilde uygulanması nedeniyle aile planlaması yetkililerinin cezalandırılmasından korkarak çocuklarından vazgeçtiğini ortaya koydu.

Azalan sayılar ve değişen tutumlar

Zaman içinde Çin’in artan zenginliği ve değişen demografik yapısı uluslararası evlat edinme ihtiyacını azalttı. Ülke geliştikçe, çok sayıda terk edilmiş çocuğa yol açan koşullar da değişmeye başladı. 2016’da iki çocuk politikasının ve 2021’de üç çocuk politikasının uygulamaya konması, Çin’in aşırı nüfus endişelerinden azalan doğum oranları ve yaşlanan nüfustan oluşan demografik bir krize dönüştüğünün bir itirafıydı. Çin toplumunun evlat edinmeye yönelik tutumları da değişti. Bazıları uluslararası evlat edinmeyi çocukların yurtdışında başarılı ve varlıklı bir yaşam sürmeleri için bir fırsat olarak görürken, diğerleri bu çocukların geride bıraktıkları aileler konusunda endişelerini dile getirdi. Amerikalı bir aile tarafından evlat edinilen ve daha sonra Yale Üniversitesi’nde okuyan Jenna Cook gibi pek çok evlatlık, yetişkin olduklarında öz ailelerini aramak üzere Çin’e geri döndü. Cook’un, hiçbiri biyolojik ailesi olmayan 50’den fazla aileyle yeniden bir araya gelme öyküsü, bu evlat edinmelerin hem çocuklar hem de onları bırakan aileler üzerindeki derin duygusal etkisini gösteriyor.

Özel ihtiyaçları olan çocuklara bir darbe

Çin’in uluslararası evlat edinmeye son verme kararı değişen sosyal ve ekonomik koşullarından kaynaklanırken, pek çok kişi özel ihtiyaçları olan çocukların akıbeti konusunda endişe duyuyor. ABD Dış İlişkiler Konseyi’nde küresel sağlık uzmanı olan Yanzhong Huang, X’te (eski adıyla Twitter) endişelerini dile getirerek yeni politikanın birçok engelli çocuğu aile bulma şansından yoksun bırakacağını vurguladı. Huang ayrıca “Çok az Çinli aile bu çocukları evlat edinmeye istekli. Sonuç olarak, çoğu muhtemelen ömür boyu yetimhanelerde kalmak zorunda kalacak” uyarısında bulundu.

Uluslararası evlat edinmelerde küresel eğilimler

Çin’in uluslararası evlat edinmeleri kısıtlama kararı, daha geniş bir küresel eğilimin bir bölümünü oluşturuyor. Son yıllarda birçok ülke, istismar endişeleri nedeniyle düzenlemeleri sıkılaştırdı ya da uluslararası evlat edinmeleri tamamen durdurdu. Bir zamanlar uluslararası evlat edinmelerin önemli bir kaynağı olan Etiyopya, Washington eyaletinde Amerikalı bir aile tarafından evlat edinilen bir kızın ölümü de dahil olmak üzere bir dizi yüksek profilli istismar vakasının ardından yabancı evlat edinmeleri durdurdu. Benzer şekilde Hollanda da iki yıllık bir dondurma kararının ardından vatandaşlarının yurt dışından evlat edinmesine artık izin vermeyeceğini açıkladı ve Danimarka’nın tek evlat edinme kurumu da bu yılın başlarında yurt dışından evlat edinme işlemlerine son verdi. Norveç’in düzenleyici kurumu da çocukların, onları vermeye razı olmayan ailelerden alındığına dair iddiaların soruşturulması nedeniyle bir duraklama tavsiye etti.

Bir dönemin sonu

Çin’in uluslararası evlat edinme programını sona erdirme kararı, ülke tarihinde önemli bir sayfanın kapanışına işaret ediyor. Otuz yılı aşkın bir süre boyunca uluslararası evlat edinme, terk edilmiş ve yetim kalmış çocukların, özellikle de kız çocuklarının yurtdışında yeni aileler bulabilmeleri için bir yol sağladı. Program başarılı olmakla birlikte, tartışmalara da yol açtı ve Çin’in tek çocuk politikası kapsamında karşılaştığı derin sosyal ve siyasi zorlukları yansıttı. Çin şimdi azalan nüfus ve değişen toplumsal normlarla boğuşurken, ilgi odağı kendi sınırları içinde çözümler bulmaya kaydı. Ancak özel ihtiyaçları olan pek çok çocuk için gelecek belirsizliğini koruyor.

YORUMLAR

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir