Azerbaycan Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Azerbaycan’ın Karabağ bölgesindeki Ermeni silahlı güçlerin, son birkaç ayda Azerbaycan ordusunun mevzilerine sistematik şekilde ateş açmasının, arazilere mayın döşemeyi sürdürmesinin, istihkam ve mevzi çalışmalarında bulunmasının gerilimin artmasına neden olduğu belirtildi.
Ermeni güçlerinin mevzilerini personel, zırhlı araçlar, topçu teçhizatları ve diğer araçlarla güçlendirdiklerinin, birimlerini yüksek düzeyde savaşa hazır hale getirdiklerinin, takviye birimler oluşturduklarının, Azerbaycan ordusuna karşı istihbarat faaliyetlerini genişlettiklerinin, mayınlardan temizlenen arazilere yeniden mayın döşenmesi gibi eylemlerde bulunduklarının tespit edildiği aktarıldı.
Açıklamada, Ermeni güçlerinin, Hocavent ili Ahmetbeyli-Fuzuli-Şuşa kara yoluna döşediği mayınların patlaması sonucu sivillerin ve polis memurlarının yaşamını yitirdiği hatırlatıldı.
‘OPERASYON ANA AMAÇLARINA NEREDEYSE ULAŞTI’
Azerbaycan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Hikmet Hacıyev, “Karabağ’daki operasyon ana amaçlarına neredeyse ulaştı. Karabağ’daki Ermeni asıllı sivillerin hakları ve güvenlikleri, Azerbaycan Anayasası ve uluslararası yükümlülükler çerçevesinde sağlanacaktır.” açıklamasını yaptı.
Bununla birlikte Azerbaycan, Karabağ’daki̇ Ermeni̇ nüfusun temsi̇lci̇leri̇yle görüşmeye hazır olduğunu bildirdi.
Hacıyev, “Karabağ’daki̇ yasadışı reji̇m kendi̇ni̇ feshetmeli̇, Karabağ’daki Ermeni̇ güçleri si̇lahsızlandırılmalı. Yasadışı Ermeni̇ askeri̇ oluşumlar beyaz bayrak çekmeli̇, tüm si̇lahlar tesli̇m edi̇lmeli̇ ve yasadışı reji̇m tasfi̇ye edi̇lmeli̇di̇r. Aksi takdirde terör karşıtı önlemler sonuna kadar devam edecektir.” dedi.
60’TAN FAZLA ASKERİ MEVZİ AZERBAYCAN ORDUSUNUN KONTROLÜNE GEÇTİ
Azerbaycan Savunma Bakanlığı Sözcüsü Albay Anar Eyvazov, Karabağ’daki Ermenistan silahlı güçlerinin 60’tan fazla mevzisinin Azerbaycan ordusunun kontrolüne geçtiğini, 20’ye yakın askeri araç, 40’tan fazla top, 30’dan fazla havan topu, 2 uçaksavar sistemi ve 6’dan fazla elektronik harp istasyonunun imha edildiğini açıkladı.
Ermenilere ait bazı sosyal medya hesaplarından paylaşılan, Azerbaycan ordusunun sivil yapıları hedef aldığı iddialarına ilişkin bilgilerin dezenformasyon olduğunu belirten Eyvazov, bununla uluslararası kamuoyunun yanıltılmasının hedeflendiğini kaydetti.
Azerbaycan ordusunun sadece meşru askeri hedefleri vurduğunu ifade eden Eyvazov, bir hedefin yakınlarında sivillerin tespit edilmesi üzerine o hedefin vurulmadığına ilişkin görüntüleri de kamuoyuyla paylaştı.
BİR SİVİL HAYATINI KAYBETTİ
Diğer taraftan yetkililer, Azerbaycan kontrolündeki Şuşa’ya ağır silahlarla saldırı düzenlendiğini ve bir sivilin hayatını kaybettiğini açıkladı.
‘SİVİLLER VE ALTYAPI TESİSLERİ HEDEF ALINMAMAKTA’
Ermeni silahlı kuvvetlerinin, 10 Kasım 2020’de imzalanan üçlü bildirinin hükümlerinin aksine Azerbaycan’ın Karabağ bölgesinde varlığını sürdürmesinin, bölgesel barış ve istikrara ciddi tehdit oluşturduğu vurgulanarak şunlar kaydedildi:
“Üçlü bildirinin hükümlerinin sağlanması, Karabağ ekonomik bölgesinde gerçekleştirilen büyük çaplı provokasyonların önlenmesi, Ermeni silahlı kuvvetlerinin birimlerinin silahsızlandırılarak topraklarımızdan çıkarılması, askeri altyapılarının etkisiz hale getirilmesi, işgalden kurtarılan topraklara dönen sivil halkın güvenliğinin sağlanması ve Azerbaycan Cumhuriyeti’nin anayasal yapısının yeniden tesis edilmesi amacıyla antiterör operasyonu başlatılmıştır.
Bu kapsamda Ermenistan silahlı kuvvetlerinin ön cephede ve cephenin derinliğindeki mevzileri ile uzun süreli ateş noktalarının yanı sıra savaş araçları ve askeri tesisleri yüksek hassasiyetli silahlar kullanılarak devre dışı bırakılmaktadır. Siviller ve altyapı tesisleri hedef alınmamakta, yalnızca meşru askeri hedefler yok edilmektedir. Sivillerin tahliyesi için koridorlarlar oluşturulmuştur.”
Açıklamada, “Rus Barış Gücü Komutanlığı ve Türkiye-Rusya Ortak Gözlem Merkezi yönetimine alınan tedbirler hakkında bilgi verilmiştir.” ifadesi kullanıldı.
ERMENİSTAN’DAN AÇIKLAMA
Ermenistan Savunma Bakanlığı, Bakü’nün Dağlık Karabağ bölgesindeki Ermeni yanlısı ayrılıkçılara karşı “yerel terörle mücadele faaliyetlerini başlattığını” duyurmasının ardından, Azerbaycan sınırındaki durumun istikrarlı olduğunu açıkladı.
Ermenistan, “Bölgede askerimiz yok.” dedi.
PAŞİNYAN: ERMENİSTAN’DA DARBE ÇAĞRILARI YAPILIYOR
Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Ermenistan’da çeşitli kaynaklar tarafından darbe çağrılarının yapıldığını ifade etti.
Paşinyan, “Azerbaycan güçleri Karabağ’daki nüfus merkezlerini ele geçirmeye çalışıyor. Karabağlı ayrılıkçılarla temas halindeyiz. BM Güvenlik Konseyi ve Rus Barış Gücü askerlerinin durumu istikrara kavuşturmasını bekliyoruz.” dedi.
Paşinyan, ülkesini, büyük ölçekli askeri operasyonlara dahil etmek isteyen iç ve dış güçler olduğunu belirterek, “Ermenistan Cumhuriyeti’ni askeri bir gerilime dahil etme girişimleri bizim açımızdan kabul edilemezdir.” ifadesini kullandı.
Halihazırda Ermenistan-Azerbaycan şartlı sınır hattında durumun sakin olduğunu belirten Paşinyan, Azerbaycan’ın başlattığı antiterör harekatıyla Ermenistan’ı savaşa çekmek amacında olduğunu iddia etti.
Paşinyan, “Önceden söylediğim ve şimdi de söyleyeceğim üzere bu operasyonun asıl ve temel hedefi ile amacı Ermenistan Cumhuriyeti’ni askeri operasyonlara dahil etmektir. Ermenistan Cumhuriyeti’nin askeri operasyonlara karışmadığını ve Dağlık Karabağ’da Ermenistan Cumhuriyeti’nin ordusunun bulunmadığını bir kez daha kaydetmek istiyorum.” iddiasında bulundu.
‘RUSYA BİLGİ VERMEDİ’
Paşinyan, Azerbaycan’ın bu harekat konusunda Rusya’yı haberdar ettiğini ancak Rusya’nın kendilerine bilgi vermediğini öne sürdü.
ERMENİ AYRILIKÇILARDAN ATEŞKES ÇAĞRISI
Diğer taraftan Ermenistan, Azerbaycan’ı Karabağ’da etnik temizlik yapmaya kalkışmakla suçladı. Karabağ’daki Ermeni ayrılıkçıların sözcüsü, Azerbaycan güçlerine direndiklerini belirterek, Azerbaycan güçleri Karabağ bölgesinin içlerine doğru ilerlemeye çalışıyor. Karabağ’da 2 sivil öldü, 27 kişi yaralandı.” dedi.
Bununla birlikte Ermeni ayrılıkçılar Azerbaycan’a ateşkes çağrısında bulundu.
RUSYA AZERBAYCAN VE ERMENİSTAN’A ÜÇLÜ ANLAŞMALARA UYMA ÇAĞRISI YAPTI
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Karabağ ile ilgili daha önce Rusya, Azerbaycan ve Ermenistan arasında varılan üçlü anlaşmalara uyulması gerektiğini belirterek, “Herkesi bu belgelerin hükümlerine, yeni gerçekleri de dikkate alarak uymaya çağırıyoruz.” dedi.
Peskov, başkent Moskova’da, Azerbaycan’ın Karabağ’da anayasal yapıyı yeniden tesis etmek üzere başlattığı antiterör operasyonuyla ilgili olarak gazetecilere değerlendirmelerde bulundu.
Karabağ’daki durumdan ötürü endişe duyduklarını aktaran Peskov, “Gerilimin keskin bir şekilde artmasından ve askeri harekatın başlamasından endişe duyuyoruz.” ifadesini kullandı.
Azerbaycan ve Ermenistan’ın, Rusya ile birlikte imzalanan üçlü anlaşmalara uymaları gerektiğini belirten Peskov, “Tek esaslı dayanak, Rusya, Ermenistan ve Azerbaycan arasında imzalanan üçlü belgelerdir. Herkesi bu belgelerin hükümlerine, gerçekleri de dikkate alarak uymaya çağırıyoruz. Ermeni tarafının Azerbaycan’ın 1991 itibarıyla topraklarını tanıdığı gerçeğini kastediyoruz.” dedi.
Peskov, bölgedeki durumun diplomatik çözümü için Bakü ve Erivan’la temasları sürdürdüklerini kaydetti.
TÜRKİYE’DEN İLK AÇIKLAMA
Dışişleri Bakanlığı’ndan Karabağ’daki askeri operasyon hakkında yapılan açıklamada, “Azerbaycan, kendi egemen toprakları üzerinde gerekli gördüğü tedbirleri almak durumunda kalmıştır. Azerbaycan-Ermenistan arasında yürütülen görüşme sürecinin sonuç odaklı olarak devamının sağlanmasının istikrarın tesisi için yegâne yol olduğuna inanıyoruz” denildi.
Avrupa Birliği (AB) Temsilcisi AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Joseph Borrell, “AB, Karabağ’daki askeri gerginliği kınıyor.” ifadelerini kullandı.
Borrell Azerbaycan’a askeri eylemleri durdurma çağrısı yaptı.
DAĞLIK KARABAĞ SORUNU NASIL VE NE ZAMAN BAŞLADI?
Azerbaycan-Ermenistan çatışmasının kökeni 20. yüzyılın başlarına dayanıyor. Sovyetler Birliği döneminde, Josef Stalin Azerbaycan sınırları içinde bulunan Dağlık Karabağ’da bir Ermeni özerk bölgesi oluşturma kararı verdi. Bunun için farklı bölgelerden çok sayıda Ermeni’yi buraya yerleştirdi. Rusların bu politikası kanlı meyvelerini 90’lı yılların sonunda vermeye başladı.
Sovyetler Birliği zayıflamaya başlayınca, Ermeniler Karabağ’ın Sovyet Azerbaycan’dan Sovyet Ermenistan’a devredilmesine ilişkin taleplerini dillendirdiler. İki toplum arasındaki anlaşmazlık çatışmaya, 1990’lı yılların başlarında da geniş çaplı savaşa dönüştü.
Rusların desteğini de alan Ermeniler, 1991’de Hankendi’ni, 1992’de Şuşa ve Hocalı’yı işgal etti. Daha sonra Laçın, Hocavend, Kelbecer ve Ağdere’yi de ele geçiren Ermeniler, 1993’te Ağdam’a girdi. Ağdam’ı, Cebrayıl, Fuzuli, Gubadlı ve Zengilan illerinin işgali izledi. Ermeniler bu süreçte Azerbaycan Türklerine karşı katliamlar yaptı. Azerbaycan topraklarının yüzde 20’si işgal edildi, 1 milyona yakın Azerbaycanlı da yaşadıkları bölgeleri terk etmek zorunda kaldı.
BİŞKEK PROTOKOLÜ NEDİR?
Ermeni katliamlarının artması üzerine taraflar 4-5 Mayıs 1994’te Bişkek’te, Bağımsız Devletler Topluluğu Parlamentolar Arası Meclisi, Kırgızistan Cumhuriyeti’nin Parlamentosu, Rusya’nın Federal Meclisi ve Dışişleri Bakanlığının inisiyatifiyle gerçekleştirilen görüşme sonrasında Bişkek Protokolü diye bilinen ateşkes mutabakatını imzaladı.
Parlamento temsilcileri düzeyinde imzalanan protokolle, 12 Mayıs 1994 itibarıyla tarafların ateşkes ilan etmesi ve karşılıklı saldırı düzenlememesi, “alıkonulmuş bölgeler”den kuvvetlerin çekilmesini ve altyapının yeniden hizmete sunulmasını, mültecilerin dönmesini sağlayacak mekanizmayı öngören güvenli, hukuksal olanaklarla donatılmış bağlayıcı bir anlaşmanın imzalanmasının sağlanması yönünde mutabakata varıldı.
Belgenin Bakü’ye getirilen kopyası, 8 Mayıs’ta dönemin meclis başkanınca bazı değişiklikler yapıldıktan sonra imzalandı. Azerbaycan tarafının ısrarı üzerine, metinde geçen “alıkonulmuş” kelimesi “işgal edilmiş” kelimesiyle değiştirildi.
Protokole göre, ileride kapsamlı bir anlaşma yapılması öngörülüyordu ancak protokolde bahsi geçen barış anlaşması, aradan yıllar geçmesine rağmen tarafların anlaşamaması nedeniyle yapılamadı.
Protokolle geniş çaplı saldırı ve operasyonlara son verilse de günümüze kadar geçen 26 yılda ateşkes kağıt üzerinde kaldı ve çatışmalarda her iki taraf da kesin rakam verilmeyen fakat sayıları binlerle ifade edilen askerini kaybetti.
ULUSLARARASI ÖRGÜTLER NEDEN ÇÖZÜM BULAMADI?
Dağlık Karabağ sorununa barışçıl çözüm bulunmasını teşvik amacıyla 24 Mart 1992’de Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Minsk Grubunu oluşturdu. Grubun eş başkanlıklarını Rusya, Fransa ve ABD üstlendi. Sorunu çözmek için oluşturulan AGİT Minsk Grubu, bugüne kadar sonuç alamadı.
Belli aralıklarla her iki ülkeyi ziyaret eden ve yetkililerle görüşen Minsk Grubunun eş başkanları, her defasında taraflara ateşkes ihlali yapmama uyarısında bulunmakla yetindi.
RUSYA ÇÖZÜME KATKI SAĞLADI MI?
Rusya bir yandan çözüm grubunun eş başkanlığını yürütürken diğer yandan da belirsizlik yaratarak tarafları elinde tutma politikası yürüttü.
Ermenistan-Azerbaycan arasında 1994 yılında imzalanan ateşkes anlaşmasından önce ve sonra Rusya’nın Ermenistan’ı silahlandırması sürekli gündeme geldi.
Bu dönemde Rusya, Ermenistan’a doğrudan silah hibe etmiş veya kredi ayırarak Rusya iç piyasası fiyatından sattığı belirtilmişti. 1997 yılında Rusya Federasyonu Federal Meclisinin alt kanadı Devlet Duma’sının Savunma Komisyonu Başkanı Lev Rokhlin’in hazırladığı raporla, 1993-1996 yılları arasında Rusya’nın Ermenistan’a 1 milyar dolarlık silah hibe ettiği ortaya çıktı. Öte yandan 2008 yılında da Rusya’nın yine Ermenistan’a 800 milyon dolarlık silah hibe ettiği basına yansıdı.
TÜRKİYE’NİN TUTUMU NEDİR?
Türkiye, Kafkasya’yı ve yakın coğrafyayı derinden etkileyen krizin patlak verdiği ilk günden itibaren, uluslararası hukuk kuralları ve ilgili Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararları gereği Azerbaycan’ın tutumuna destek verdi.
Başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere Türk yetkililer, katıldıkları uluslararası toplantılarda Ermenistan’a işgale son vermesi yönünde çağrılar yaptı. Ankara yönetimi, Azerbaycan topraklarının işgali sona ermedikçe Ermenistan ile diplomatik ilişki kurulmayacağını sık sık dile getirdi. Türkiye, her platformda, Dağlık Karabağ sorununun çözümünde Azerbaycan’ın kabulünün kendisinin de kabulü olduğunu ifade etti.
TARAFLARIN ÇÖZÜM ÖNERİLERİ NELERDİR?
Ermenistan’ın yaklaşık 30 yıldır sürdürdüğü işgali ve Azerbaycan topraklarında kurduğu sözde cumhuriyeti hiçbir ülke ve uluslararası kuruluş tanımadı.
Bu süreçte, BMGK, Ermenistan’ın işgal altındaki bölgeleri derhal boşaltmasını içeren dört karar kabul etti ancak Erivan yönetimi bu kararlara uymadı.
Azerbaycan tarafı, çözüm sürecinin başlaması için Ermeni askerlerinin işgal ettikleri bölgelerden çekilme şartını öne sürüyor.
Bakü yönetimi, Dağlık Karabağ’a yüksek statülü özerklik vadederken, Ermenistan bu bölgenin Azerbaycan’dan ayrılarak bağımsız olmasını istiyor.
YORUMLAR