Dünya genelinde yılda 300 bin, Türkiye’de ise 5 bine yakın çocuk ve gence kanser teşhisi konuyor. 0-18 yaş arasındaki çocuklarda ve gençlerde en sık görülen kanser türlerinin ilk sırasında lösemi yer alıyor.
Günümüzde çocukluk çağı kanserleri arasında en yüz güldürücü sonuçların lösemi tedavisinde alındığını söyleyen Kanserli Çocuklara Umut Vakfı (KAÇUV) Mütevelli Üyesi, Çocuk Hematoloji ve Onkoloji Bölümü Uzmanı Prof. Dr. Tülin Tiraje Celkan “1960’lı yıllarda yüzde 20 olan lösemi tedavi başarısı günümüzde yüzde 80’e çıktı. Yani tedavi alan her 10 çocuktan 8’i şifa buluyor” dedi.
Geçtiğimiz yıllarda en sık görülen çocukluk çağı kanserlerinde lösemiden sonra lenf bezi kanserlerinin geldiğini aktaran Prof. Dr. Celkan “Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de artık ikinci sırada beyin tümörleri yer alıyor. Beyin tümörlerinin tedavisinde de başarı oranları yüzde 80 civarında” açıklamasını yaptı.
GÖRÜLME SIKLIĞI ARTTI
Türkiye Gazetesi’nin haberine göre; çocukluk çağı kanserlerinin, en sık 0-5 ile 10-15 yaş döneminde ortaya çıktığını aktaran Prof. Dr. Celkan, “Türkiye’de ve dünyada çocukluk çağında görülen kanserlerin yüzde 30’unu lösemi oluşturuyor. Her yıl yaklaşık 2 bin çocuğa lösemi teşhisi konuyor. Geçmiş yıllarda yüzde 70 civarında olan bu oran bu sene yüzde 70-80 oranında değişiklik gösteriyor.
Bu hastalığın artışının net bir sebebi olmamakla birlikte genetik ve çevresel faktörler, hayat tarzı ve beslenme değişiklikleri gibi faktörler lösemiyi tetikleyen unsurlar arasında yer alıyor” dedi.
LÖSEMİNİN EN ÖNEMLİ SEBEBİ ÇEVRE
Löseminin başlıca sebepleri arasında; ailevi yatkınlık, doğumsal hastalıklar ve anomaliler, gen bozuklukları, bağışıklık sistemi bozuklukları, radyasyon ve kimyasal maddeler yer alıyor.
Yapılan araştırmalar, radyoaktif ortamlar ve petrolle ilişkili bir işte çalışan erkeklerin çocukları ile hamilelik bakteriyel enfeksiyonlar oluşan annelerden doğan bebeklerde lösemi olabileceği bulgusuna rastlandığını gösteriyor. Dünya çapında löseminin muhtemel risk faktörleri sıklıkla inceleniyor ve sebepler listesi her geçen gün daha artıyor.
ATEŞ EN ÖNEMLİ BELİRTİ
Her kanser türünün belirtilerinin farklı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Celkan, aileleri alarma geçirecek kanser belirtilerini şöyle sıraladı:
Lösemi, iyileşmeyen enfeksiyonlar, sebepsiz ateş, solukluk, deride kanamalar, karaciğer-dalak büyüklüğü ve lenf bezi şişmeleriyle kendini belli ediyor.
Böbrek kanseri, böbrek üstü bezi, lenfoma denilen beze kanserlerinin kendine has belirtileri bulunurken, lenfomalar beze şişlikleriyle belli oluyor. Böbrek ve böbrek üstü bezi tümörleri, karında şişlikler veya devamlı karın ağrısıyla kendini gösterebiliyor.
Kemik tümörleri daha büyük yaştaki çocuklarda kemikte bir şişlik ve ağrıyla ortaya çıkıyor. Ailelerin, bu tip durumlar fark ettikleri anca uzman bir çocuk hematoloji (kan hastalıkları) uzmanlarınca danışmaları gerekiyor. Yapılan muayenelerin ve tetkiklerin ardından kesin teşhis koyulabiliyor.
HASTALIĞINI KEMİK KIRIKLARI ELE VERDİ
Erzincan’da yaşayan Ayşe, ilkokul ikinci sınıfa geçtiği sırada üst üste viral enfeksiyonlar yaşamaya başladı. Sık sık ateşlenerek acile giden küçük Ayşe’nin yapılan bütün tetkikleri temiz çıkığı için herhangi bir hastalık teşhisi konulamadı.
Bir gün okul bahçesinde oynarken ayağı takılarak düştü ve el bileğini kırdı. 10 gün sonra arkadaşıyla şakalaşırken düşünce diğer el bileği de kırıldı. Daha sonrasında ayağına düşen kumanda yüzünden ayağı şişti. Ailesi yine bir kırık endişesi ile hastaneye götürünce vücuttaki iltihabı gösteren CRP yüksek çıktı. Doktorlar çocukluk çağı romatizmasından kuşkulandı.
Erzincan’da bu bölüm bulunmadığı için İstanbul’a gönderildi. Bu sırada gece terlemeleri, kaburgasının altında ağrılar ve kemik ağrıları başlamıştı. Aşırı kilo kaybı yaşıyordu. Ağrıları dolayısıyla yürüyemez hâle gelmişti. Yapılan tetkiklerinde yedi yaşındaki Ayşe’ye lösemi teşhisi kondu.
Doktorları küçük kıza hastalığını “Ayşeciğim, senin kanında yaramaz hücreler var. Onlar sana savaş açtı. Şimdi sen, biz ve annen bu yaramaz mikroplarla savaşacağız” dese de, Ayşe ilk üç ay depresyona girdi. Normalde son derece sosyal bir çocuk olan Ayşe içine kapandı, üç ay kimseyle konuşmadı.
Bu arada kemoterapisi başlamıştı. Yoğun tedavinin uygulandığı sekiz ay boyunca Ayşe ve annesi KAÇUV’un İstanbul’da barınacak yeri olmayan kanserli çocuklar ve aileler için organize ettiği KAÇUV’un (Kanserli Çocuklara Umut Vakfı) evlerinde kaldılar. Burada kendisi gibi tedavi olan diğer çocukları da gören Ayşe, hayata yeniden bağlandı. Bir taraftan da evde eğitim programı ile tedavisi sürerken eğitimine devam etti.
KAÇUV yöneticilerinin kendisine hediye ettiği keman ile keman çalmayı öğrendi. Tedavi sürecinde en büyük desteği merkezdeki arkadaşları ve kemanıydı.
Ayşe bugün 15 yaşında bir genç kız. Lösemiyi atlattı. Ancak kemoterapi sürecinde bağışıklığı düştüğü için enfeksiyon hastalıklarından kendini koruması gerekiyor. Bir taraftan da keman çalmaya devam ediyor. Geleceğe ait hayali ise müzik öğretmeni olmak ve müzik sevgisini diğer gençlere de aşılamak.
YORUMLAR