Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Koordinasyon Kurulu 1. Toplantısı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’ın ev sahipliğinde Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ve Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın katılımıyla gerçekleştirildi. Toplantıda konuşan Bakan Tunç, ailenin toplumun çekirdeği ve özü olduğunu, sevginin, saygının, bütün değerlerin ilk filizlendiği yer olduğunu kaydetti. Ailenin insanın ruhsal ve duygusal ihtiyaçlarını karşılayan, ona kimlik ve aidiyet duygusu sağlayan bir ‘mesken’ yani kalıcı ve güvenli bir yuva işlevi gördüğüne dikkat çeken Tunç, “Aile, içsel huzurun ve sükûnetin yaşandığı bir sığınaktır. Aile, bireylerin huzur ve güven aradığı en temel limandır. Kadını, erkeği, çocuğu tüm bireyleriyle aile güçlü olursa toplum da güçlü olur. Toplumun huzuru ailenin korunması ve güçlendirilmesiyle mümkündür. Ailenin kilit taşı, mayası ise kadındır, kadının haklarının korunmasıdır. Bu bağlamda kadın haklarını korurken kadına karşı şiddeti de açık ve tartışmasız bir şekilde reddediyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle ‘Kadına şiddet insanlığa ihanettir.’ Bu nedenle kadına karşı şiddeti insan hakkı ihlali olarak görüyoruz ve bu konuda sıfır tolerans ilkesiyle hareket ediyoruz” diye konuştu.
Son 22 yılda ailenin korunması ve güçlendirilmesi, kadın hakları ile çocuk hakları konusunda anayasal, yasal ve idari birçok önemli düzenlemeyi hayata geçirdiklerini ifade eden Tunç, “Kadın ve erkeklerin eşit haklara sahip olduğunu, kadınlara ve çocuklarımıza pozitif ayrımcılık tanınmasını, çocuğun ana ve babasıyla kişisel ve doğrudan ilişki kurma ve sürdürme hakkına sahip olduğunu, devletin her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alma yükümlülüğünü anayasal güvenceye bağladık. Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Kanunu’nu yürürlüğe koyduk” dedi.
4. Yargı Paketi ile kadınlara yönelik suçlara karşı yeni düzenlemeler yapıldığını hatırlatan Tunç, “Kadına karşı işlenen kasten öldürme, kasten yaralama, eziyet, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçlarının cezalarının arttırılmasını, kadına yönelik kasten yaralama suçunun tutuklama nedeni sayılmasını, ısrarlı takibin müstakil suç haline getirilmesini, duruşmalarda salt iyi hal indirimi alabilmek için kravat indirimi olarak anılan failin duruşmada mahkemeyi etkilemeye yönelik tutum ve davranışların takdiri indirim nedeni olarak kabul edilemeyeceğine ilişkin düzenlemeyi, kadınların adalete erişimini güçlendirmek için ücretsiz avukat bulundurmasını hayat geçirdik. İdari teşkilatlanmada ise aile mahkemelerini, kadına yönelik şiddetle ilgili Özel Soruşturma Büroları ile tedbir mahkemelerini, Adalet Bakanlığı bünyesinde Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Dairesi Başkanlığı’nı, suç mağduru kadın ve çocukların faillerle bir araya gelmeden uzmanların desteğiyle özel ortamlarda ifadelerini verebilmelerine imkân sağlayan adli görüşme odalarını ve çocuk izlem merkezleri başta çocuklar, kadınlar, engelli ve yaşlı bireylere Sosyal İnceleme Raporu (SİR) hazırlayan ve psiko-sosyal destek sağlayan Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Müdürlüklerini kurduk” diye konuştu.
Bakanlık olarak kadınların adalet ve yargı hizmetlerine katılmasını çok önemsediklerini bildiren Tunç, “Bu kapsamda 2002 yılında kadın hâkim ve savcı sayısı bin 847 iken, bugün bu sayıyı yüzde 406 oranında artırarak 9 bin 355’e çıkardık. Halihazırda toplam 3 bin 642 olan hâkim ve savcı adayı ve yardımcısının bin 690’ı kadındır. Adalet teşkilatımızda görev alan 95 bin 870 personelden 46 bin 21’i, yani yaklaşık yarısı kadın personelden oluşmaktadır. Çocuklarımızın haklarını ve esenliklerini güvence altına almayı amaçlayan Çocuk Koruma Kanunu’nu yasalaştırdık. Çocukların yetişkinlerden ayrı olarak adli süreçlerden yıpranmamaları ve üstün yararlarının gözetilmesi bakımından Çocuk Mahkemeleri ve Çocuk Adalet Merkezlerinin kurulmasını sağladık. Ayrıca çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki kurulmasını icra sisteminin dışına çıkararak, bu işlemlerin Çocuk Görüşme Merkezlerinde uzmanlar tarafından yerine getirilmesini sağladık” dedi.
Ailenin ve aile bireylerinin korunması konusundaki kararlılıklarını koruduklarını aktaran Tunç, “Bu kapsamda hazırlık çalışmalarını tamamladığımız önümüzdeki günlerde Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından açıklanacak ‘Türkiye Yüzyılı Yargı Reformu Strateji Belgemizde’ kadına karşı şiddetin önlenmesine, ailenin zararlı akımlara karşı korunmasına ve çocuklarımızın siber suçlar ve siber zorbalıklardan korunmasına yönelik birçok hedef ve faaliyete yer vereceğiz” diye konuştu.
Küresel düzeyde yoğun bir propagandası yapılan, Türkiye’de aileyi tehdit eden cinsiyetsizleştirme başta olmak üzere zararlı akımları önleyici tedbirler alacaklarını ifade eden Tunç, “Bu konuda gerek anayasal gerek yasal tüm düzenlemeleri hayata geçirmek zorundayız. Çocuklarımızı zararlı yayınlardan, içeriklerden uzak tutmak, onları her türlü ihmal ve istismardan koruyarak sağlıklı gelişimlerini temin etmek hepimizin vazifesidir. Özellikle dijital oyunların içinde veya sohbet odalarında çocuklarımızı şiddete teşvik eden, onlara ruhen zarar veren, toplumsal değerlerimizden uzaklaştırarak aileleriyle bağlarını kopartan hiçbir dijital platforma asla izin vermeyeceğiz. Bu tür platformlara, sayfalara erişim engeli ve kapatma da dahil olmak üzere her türlü yaptırım kararlılıkla uygulanacaktır. Ayrıca geleceğimizi tehdit eden, aileleri dağıtan, çocuk ve gençlerimizin dünyalarını karartan uyuşturucu belasıyla da mücadelede kararlıyız ve bu kararlılık yolundan asla vazgeçmeyeceğiz” şeklinde konuştu.
Bakan Tunç şu ifadeleri kullandı:
“Bunun yanında dijital uyuşturucu gibi gençlerimizi, evlatlarımızı zehirleyen sanal bahis, yasa dışı kumar gibi suçlarla da Türk yargısı mücadelesini kararlılıkla sürdürecektir. “
YORUMLAR