Cumhuriyet gazetesinin haberine göre; Kuzey Kıbrıs kamuoyu, Bir Zamanlar Kıbrıs dizisinde, kurtuluşları için hiç çaba göstermeyen ve Türkiye’den kurtarılmayı bekleyen bir toplum olarak gösterildikleri gerekçesiyle kırıldı ve kızdı.
Diziye en büyük tepkiyi Kıbrıs Mücahitler Derneği gösterdi. “Diziyi hazırlayanlar tarihi bilmiyor ve çarpıtıyor” diyen başkan Yılmaz Bora, yaptığı basın açıklamasında, “Kıbrıs Türkünün şanlı mücadelesini yansıtmayı amaçlayan TRT yapımı ‘Bir Zamanlar Kıbrıs’ dizisinin amacını ve oyuncular dahil tüm kadronun emek ve çabalarını destek ve saygı ile karşılıyoruz. Ancak dizinin gerçeklerden koparak ilk liderimiz Dr. Fazıl Küçük’ün mücadeleci kişiliğini yansıtmayan davranışlar içerisinde gösterilmesi ve kurucu cumhurbaşkanımız Rauf Denktaş’ın Nikos Sampson’dan kaçması veya ona esir düşmesi gibi onur kırıcı ve hayal ürünü kurgularla TMT’nin önderliğinde ve daha sonra mücahit teşkilatı olarak Kıbrıs Türkünün cesur direnişini yansıtmaktan uzaklaştığını üzülerek müşahede ettik” dedi.
TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜ
Kuzey Kıbrıs’ın önde gelen gazetecilerinden Nazım Beratlı, Cumhuriyet’e dizinin tamamen “hayal ürünü” olduğunu, Türkiye adaya müdahale etmeden yıllar önce de Kıbrıslı Türklerin var oluş mücadelesi verdiklerini kaydederek şunları söyledi: “Türkiye’nin 1958’e kadar Kıbrıs Türkleri diye bir derdi yoktu. Menderes hükümeti bunu açıkça dile getirmişti. Kıbrıs Türkleri olarak benim de aralarında olduğum mücahitler Türkiye’nin de dikkatini çekmek için çok eylem yaptık. 6 Haziran 1958’de Türk haberler bürosuna saldıran Rumlardan 34’ünü öldürdük. Ertesi günü Gönyeli bölgesinde tarlalarımızı yakan Rumlardan 9’unu öldürdük. Bunu Türk Mukavemet Teşkilatı yaptı. Bu eylemlerle Türkiye’nin dikkatini çektik, biz de o dönemde 53 şehit verdik. Direnişimizi küçültmeye, yok saymaya kimsenin hakkı yoktur.”
ENDER DENKTAŞ: SAPTIRMALARLA DOLU
Kıbrıs Türklerinin lideri ve KKTC’nin kurucu cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın kızı Ender Denktaş da dizinin “gerçekleri saptırdığını” öne sürüyor.
Denktaş Vakfı Yöneticisi de olan Ender Denktaş, diziyi öğrenince sevindiklerini ancak sonra hayal kırıklığına uğradıklarını anlatıyor. “Babamı elinde fotoğraf makinesiyle muhabir gibi göstermişler. Oysa babam fotoğraf çekmeye 1974’ten sonra başladı” diyor.
“Dr. Fazıl Küçük’le babamın arasındaki ilişkilerin yansıtılması çok sorunlu. Ortak liderlikten bir devlet kurmaya kadar beraber olmuş bu iki insanın ilişkilerinin yansıtılmasında ciddi tarihi hatalar var. Örneğin darbeci faşist Yunan subayı Grivas, o dönemde Kıbrıs’ta yoktu. Nikos Sampson henüz çocuk sayılırdı. Sampson, Makarios’la karşı karşıya gelmemişti. Kıbrıslı Türklerin yaşadığı çadırlar bile Kızılay çadırı, o dönemde Kızılay çadırı ne gezer?”
Dizide Kıbrıslı Türklerin liderleri dahil “hiçbir şeylerinin” olmadığının iddia edilmesinin de aşağılayıcı olduğunu belirten Denktaş, “Türkiye’nin desteği gelmeden kendi olanaklarıyla ilkel silahlar yaparak direnen bir Kıbrıs Türkü vardı. Türkiye’nin gelip kurtarmasını bekleyen bir toplum olarak gösteriliyoruz. Destansı bir kahramanlık bu kadar hafife alınmamalı. Eğer bu bir kurgu dizi ise dönemin liderlerinin adı hiç geçmemeli, geçiyorsa da gerçeklere bağlı kalınmalıydı” diyor.
DAVA AÇILACAK
Hem Küçük Vakfı hem de Denktaş Vakfı olarak “bir devlet kurumunu” dava etmenin kendilerine yakışmayacağını düşündüklerini vurgulayan Ender Denktaş, dizinin yapımcısına ve senaristine dava açacaklarını da kaydetti.
YORUMLAR