Fransa’nın Strasbourg kentindeki Avrupa Parlamentosunda “Orta Doğu’da artan şiddet ve Lübnan’daki son gelişmeler” konulu oturum düzenlendi. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell yaptığı konuşmada, Gazze’de 1 yıl önce başlayan çatışmaların bölgeye yayıldığını ve halihazırda Lübnan’ın güneyini etkilediğini ifade etti. Borrell, “Hava saldırıları inanılmaz derecede şiddetli. Verilere göre Lübnan nüfusunun yaklaşık yüzde 20’si yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda kaldı” dedi. Başta ABD ve Fransa olmak üzere uluslararası toplumun ateşkes sağlama girişimlerine rağmen gerginliğin tırmanmaya devam ettiğini vurgulayan Borrell, “Lübnan, çok istikrarsız bir ülke. Çünkü devlet içinde devlet bulunması söz konusu. Bu, İran’ın kuklası olan Hizbullah’tır. Örgütün sivil kanadı da mevcut ve Lübnan hükümetinde ve parlamentoda üyeleri bulunuyor. Askeri bir kanadı da var ve bunu bir terör örgütü olarak kategorize ediyoruz” dedi. İsrail’in daha önce 1978, 1982, 2000 ve 2006 yıllarında Lübnan’ı işgal ettiğini ve Hizbullah’ın 1982 yılındaki işgal sonucunda ortaya çıktığını vurgulayan Borrell, örgütün bir direniş gücü olarak ortaya çıktığını, ancak daha sonra İran’la güçlü bağlar geliştirerek devlet içinde devlet oluşturan bir yapıya dönüştüğünü öne sürdü. Lübnan’da durumun her geçen gün kötüleştiğini ve yüz binlerce insanın yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda kaldığını ifade eden Borrell, diplomatik yollardan ateşkes sağlanmasının büyük önem arz ettiğini söyledi.
Borrell, “Ordu, ülkenin belkemiğidir, ancak Lübnan’da ordu çok zayıf bir yapı. Askerlerine ödeme yapmakta dahi zorlanıyor. Lübnan ordusu, çeşitli yabancı ülkeler tarafından finanse ediliyor ve askeri kapasitesi, Hizbullah’a karşı durmasına yetmeyeceği gibi komşusu İsrail’den gelen bir saldırı karşısında ülkenin toprak bütünlüğünü koruyabilecek durumda değil. Lübnan’da yaklaşık 10 bin UNIFIL (Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Görev Gücü) askeri bulunuyor, ancak bunlar sığınaklarda bulunuyorlar. Zira bir bombardımanın ortasında bu askerlerin kendilerini korumaktan öte yapabilecekleri bir şey bulunmuyor. Şunu vurgulamama müsaade edin, Lübnan toplumu dahilinde, Lübnan halkı liderliğinde gerçekleştirilecek bir siyasi reform yapılmadan hiçbir ilerleme sağlanması mümkün değil” ifadelerini kullandı. Lübnan’daki krizin çözülmesi için UNIFIL’in yetkilerinin artırılması gerektiğini vurgulayan Borrell, “Aksi takdirde bölgede bir şeylerin değişmesini sağlamak ve Lübnan’ın başka bir Gazze haline gelmesini engellemek zor olacak” dedi.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Lübnan için yardım konferansı düzenlemek istediğini ve bunun gerekli olduğunu vurgulayan Borrell, konferansın yapılması halinde Lübnan’da yerinden edilen kişilerin yaşadıkları yerlere dönebileceğine dikkat çekti. Borrell, “Bu fırsatı değerlendirmemiz ve bu ülkeye yardım etmemiz gerekiyor. Bu bir zayıflık anı. Fakat Lübnan’ın siyasi yapısını reforme etmemiz ve bölgede bir ateşkesi sağlamamız gerekiyor. İsrail, Lübnan’ı 4 kez işgal etti ve her işgalin ardından birinin şu soruyu kendisine sorması gerekiyordu. Bu işgaller, İsrail’i daha güvenli bir yer haline getirdi mi? İsrail’deki birçok kişi bu işgallerin İsrail’i daha güvenli yapmadığını düşünüyor. Hayır, tam tersine (İsrail’in) kuzey en kötü durumla karşı karşıya ve bu Hizbullah’ı güçlendirdi. Başka bir askeri müdahale farklı bir sonuç mu getirecek. Sanmıyorum” dedi.
YORUMLAR