BTSO, Ağustos ayı meclis toplantısı yapıldı

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Ağustos Ayı Meclis Toplantısı, Oda Hizmet Binası’nda düzenlendi. Meclis toplantısında Bursa iş dünyasının sorunları dile getirildi.

BTSO, Ağustos ayı meclis toplantısı yapıldı

Haber/Görüntü: Mesut ERDOĞAN

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nda (BTSO) Ağustos ayı Meclis toplantısı, BTSO Hizmet Binası’nda gerçekleştirildi.

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Ağustos Ayı meclis Toplantısı oda hizmet binasında gerçekleştirildi. Toplantıda gündem maddelerinin görüşülmesinin ardından kürsüye gelen Uludağ Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve ALB Yatırım Baş ekonomisti Doç. Dr. Filiz Eryılmaz, enflasyon muhasebesinin uygulamasına ilişkin şu sözleri söyledi;

Türkiye’de gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkeler ve aynı zamanda dünyada enflasyonun seyrini görüyorsunuz. Bu arada gelişmiş ülkeler gelişmekte ülkeler ve dünya tarafına baktığımızda ortalamaları görüyoruz. Şimdi Gibi bakın iki bin yirmi yılından itibaren hem bizde hem de tüm dünyada bir kırılma var. Yani o iki bin yirmi yılı aslında pandemi dönemi. Pandemi dönemiyle birlikte tabii bizde şu var. Bizde bir miktar 2019 öncesi sonrası gelen işte bu kur kriziyle yaşadığımız bir süreç var. Oradan gelen bir etki var ama ağırlıklı olarak pandemiyle birlikte Enflasyonun çok ciddi yarışlı bir süreç var. Buralara girmeyeceğim. Bugünün konusu bu değil. Hani pandemi hem arz şoku yaratarak, hem talep şoku yaratarak belirli bir süre sonra tüm dünyadaki özellikle arz şoku, özellikle tedarik zincirlerinin bozulması kaynaklı olarak dünyada enflasyon yarattı.

Aslında dünyada enflasyon maliyet kaynaklı olarak sonradan bu dünyanın bu pandemiden çıkmak için işte transfer harcamalarından tutun da parasal gevşemelere kadar güçlü talep yaratmasıyla pandemiden çıktığımız sürede de mali enflasyonu sonrasında talep şoku yaşadığımız, güçlü talep kaynaklı enflasyon sürecine devam ettik. Şimdi dolayısıyla Türkiye’de de gördüğünüz üzere biz oldukça pozitif ayrış ciddi bir şekilde tüm dünyadan enflasyon konusunda olumsuz anlamda ayrıştığımız bir süreç var.

İşte dolayısıyla biz 2020 itibarıyla enflasyon anlamında olumsuz bir şekilde ayrıştığımız için ve güçlü enflasyonla karşı karşıya geldiğiniz için enflasyon muhasebesi gereklilik haline geldi. Şimdi enflasyon muhasebesi gerekli mi değil mi? İlk Başlayalım. Şunu ya şurası çok net. Evet enflasyon muhasebesi gerekli. Bir kere şartı var. Şart nedir? Şudur. Son üç yılın kümülatif üretici fiyatları endeksi yüzde yüzü aşmış. Ve mevcut dönemde yüzde onu aşmışsa eğer üretici fiyatları endeksi kanunen o ülkede enflasyon muhasebesinin uygulanması Şimdi Türkiye bu şarta iki bin yirmide ulaştı aslında. Yani hakkıyla sorarsak bizim 2020 yılında başlamamız gerekirdi. Ama bu birtakım kanunnameler ve beklentilerle iki bin yirmi üç sonu, iki bin yirmi dört başına kadar enflasyon muhasebe sürecinin ertelendiğini gördük. Hatta şöyle oldu biraz sonra sunumumun ikinci kısmında buna değineceğim Geçici vergi dönemine aktarıldı. Şimdi asıl tartışma noktası orası.

Geçici vergi döneminde enflasyon muhasebesi ne kadar doğru, ne kadar hakkaniyetli, ne kadar adil, asıl tartışma noktası burası. Ama buraya gelmeden önce öncelikli olarak enflasyon muhasebesi nedir? Biraz ondan bahsetmek istiyorum. Bir kere şu var. Şimdi bilançolarında Para birimi Türk lirası olan şirketlere sadece enflasyon muhasebesi düzeltmesi uygulanabiliyor. Dolayısıyla tüm sırası cinsinden, bilançoya sahip olan şirketlere siz bunu uygulayamıyorsunuz. Örneğin Türk Hava Yolları. Örneğin Erdemir. Örneğin Borusan. Türk lirası değil bilanço birimi. Bu ülkelere uygulamıyorsunuz. Neden? Çünkü enflasyon arttı Zaman o ülkenin yani hangi ülkenin enflasyonu artıyorsa o ülkenin para birimi değer kaybettiği için dolayısıyla da satın alma gücü düştüğü için ve varlıkların değerleri teklif hale yani sanal hale geldiği için o ülkenin para birimiyle ilgili kısımları sizin.

Enflasyon muhasebesini uygulamanız gerekiyor. Bunları elbette biliyorsunuz ama lütfen kusuruma bakmayın çok basit kalırsa eğer  hani o konuda da bir açıklama yapmış olayım. Peki ne yapacağız? Nasıl uygulanacak? Bir kere önce şu yapılır. Bilançoda parasal kalemler, parasal olmayan kalemler olarak tüm bilanço ikiye ayrılır. Parasal kalemlere zaten enflasyon muhasebesi düzeltmesi yapmanıza gerek yok. Çünkü parasal değerler, enflasyondan direkt olarak direkt olarak satın alma gücüyle ters olarak elinizde nakdiniz mi var? Bankada paranız mı var? İşte borcunuz mu gelecek? Bunlar zaten enflasyon arttıkça değer yitirir.

Fakat parasal olmayan varlıkların enflasyon muhasebesi düzeltmesine tabi tutulması lazım. Ne demek istiyorum? Örneğin şöyle düşünün. İki bin yirmi ikiye gidelim. Enflasyon Yüzde seksen beş olsun. Siz üç ay önce yüz bin TL’ye stok aldınız. Üç ay önce bunu yüz bin TL’yi bilançomuza kaydettiniz veya finansal tablonuza kaydettiniz. Peki enflasyon çok yüksek olduğu bir sürede üç ay sonra bunun değeri hala yüz bin olarak mı kalacak? Elbette hayır. İşte o nedenle ne yapmamız lazım? Özellikle parasal varlıklarımızı bir değerleme katsayısıyla birlikte ne yapacaksınız?

Gerçek değerine ulaştırmanız lazım. Aslında şöyle bir durum var. Enflasyon muhasebesinin mantığı işletmeleri korumak aslında. Fakat geldiğimiz noktada birtakım yasal boşluklar var. Ya da mantık sıkıntıları var. İşletmelerin bırakın korunmayı zarar Gördüğünü görüyoruz. Ona itirazlar var. Şimdi onu anlatacağım. Peki bu itirazlar önlenebilir mi? Tabii orada ekonomi yönetiminde kaldı bu iş. Şimdi ona da anlatacağım. Muhtemelen bir ilerleme umudu var gibi görünüyor. Biraz kulis bilgisi tabii bunlar. Net emin değiliz bu konuda. Dolayısıyla aslında işletmeleri korumak amaçlı yapılan, bir şey gibi görünse de geldiğimiz noktada özellikle Geçici vergi döneminde olması birtakım sıkıntıları gündeme getiriyor. Bundan da bahsedeceğim. Şimdi diyor ki bize bu son gelen yasal düzenleme. İki bin yirmiden itibaren son dört yıllık bilançolarımızı düzenleyeceksiniz tek tek.

Düzenledikten sonra son üç yılı rapora edeceksiniz. Son iki yılı da ayrıntılı bir şekilde ne yapacaksınız nakit akışıdır. Örneğin işte dipnottur, açıklamalardır. Son iki yıla dair biz sizden sadece rapor isteniyor, diyor. Düzenlemeye baktığımızda. Yani son üç yılı sadece finansal tablosunu düzelteceksiniz. Dolayısıyla bundan bahsettim. Peki parasal olmayan kıymetler nelerdir? Yani enflasyon muhasebesine tabi olan kalemler nelerdir diye baktığımızda ağırlıklı bakın bu önem sırasına göre. En çok duran varlıklar etkiledi.

Bu şu demek. Duran varlığı güçlü olan işletmeler bu işten daha çok etkilenir. Olumlu ya da olumsuz anlamda. Fakat geldiğimiz noktada olumsuz olarak etkileniyor. Hele ki geçici bilanço döneminde nedir duran varlıklar? İşte taşıdığınız var bin Var. Fabrikanız var. Makineniz var. Bu bu duran varlıkları güçlü olan işletmelerde daha çok olumsuz anlamda geçici vergi döneminde bir mesele görüyoruz. Öz kaynakları güçlü olanlar tarafından. Yine bu  parasal kıymetler tarafına, enflasyon muhasebesinde daha muhatap olduğunu görüyoruz. Ve dönem var dönem varlıklarda da stok, güçlü stokla çalışanlar, daha yüksek stokla çalışmak mı? Daha enflasyon muhasebesinde avantajlıdır, daha düşükle çalışmak mı? Bu kısımda sizin işletmenizi etkileyen önemli noktalardan biri.

Genel bir  kıyaslama yapacak olursak bu işten en olumsuz etkilenen sektör imalat sektörü, üretim sektörü. Sebebi şu. Duran varlığı güçlü bu sektörün, makinası var, teçhizatı var, fabrikası var. Ve değerleme Sayıları buraları daha güçlü hale getirdiği için zarar yazmasına sebep oluyor. Hele ki geçici enflasyon muhasebesi döneminde daha da fazla olumsuz etkileniyor. Üretim işletmelerinde  durum gerçekten bu anlamda olumsuz.

Hizmet sektöründe etki çok az. Örneğin mali taraf, finansal taraf, bankalar, finansal kuruluşlar. Onlar zaten iki bin yirmi beşte Biliyorsunuz. Çünkü onların güçlü duran varlığı yok. Güçlü duran varlığı olmadığı için onları olumsuz etkileyen bir sözcük. O zaman buradan şöyle ders çıkar. İşletmeniz açısından duran varlığınız güçlüyse bu işten hele ki iki bin yirmi dört yılı içerisinde çok olumlu etkilenmeyi beklememek gerekir bu noktada. Haliyle ne kadar eski bir firmaysanız ilk yıl onun etkilemesi çünkü öz kaynağımız güçlü. Öz kaynağımız güçlü olmasa bile geçmiş uzunca bir yıl değerlemeye tabi tutulacağımız için sizi daha olumsuz etkilemesi mümkün olacak.

BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay’ın açıklaması

Meclis toplantısının dilek ve temenniler kısmında konuşan BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay açıklaması
Tüm iş dünyamıza hayırlı, bereketli kazançlar diliyorum. Hepinizin bildiği gibi Ağustos ayı aziz milletimizin zafer ayı. Bizlere Anadolu’nun kapılarını Sonsuza dek açan Malazgirt zaferinden büyük taarruza kadar bu ayda kazanılmış olan zaferler milletimizin kahramanlık destanlarının en güzellerinin yazıldığı dönemdeyiz. Ve özellikle milletimizin tarihe altın harflerle Olduğu bu zaferler hepimiz için de büyük bir gurur vesilesi.

Bu toprakları bizlere vatan kılan ecdadımıza sonsuz şükürler olsun. Başta Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere tüm kahraman şehitlerimizi ve gazilerimizi ben saygı ve minnetle anıyorum Malazgirt Zaferi’mizin dokuz yüz elli üçüncü yılı ve otuz Ağustos Zafer Bayramı’mızı ben bu vesileyle bir kez daha kutluyorum. Değerli dostlarım, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası olarak özellikle kurulduğumuz günden bu yana kentimiz ve ülkemiz hep daha fazlasını hayal ettik. Ve pek çok hayalimizi de şükürler olsun bir bir hayata geçirdik. Bizler göreve başladığımız ilk günden bu yana hep beraber sizlerin destekleriyle odamızın bu tarihi misyonunu çok daha ileri taşımayı en büyük amacımız belli değil.

İş dünyamızın ortak heyecanını ve hayallerini temsil eden birbirinden değerli ve örnek projeleri işte bu mecliste bu çatı altında hep beraber hayata geçirmek bizlere nasip oldu. Bu projelerimizden biri de değerli meclis Üyelerimizin, sizlerin katkılarıyla vücut bulan ve üyelerimizin destekleriyle her geçen yıl çok daha büyüyen KFA yani küresel fuar ajandası şirketimiz. Hepinizin bildiği gibi Bursa’mızı küresel pazarlara taşımak amacıyla iki bin on dört yıl Hayata geçirdik yani neredeyse on yıl oldu. Ve şirketimiz geride kalan bu on yılda sekiz binden fazla üyemizin uluslararası pazarlara açılmasında öncülük etti. Proje kapsamında üç bini aşkın üye ilk kez hayatında pasaport çıkarttı.

Birçok firmamız KFA fuarcılık şirketimizin rehberliğinde dünyada uluslararası pazarlara açılma fırsatı yakaladı. Fuar yapımcısı ve düzenleyicisi bir şirket olarak da kısa sürede önemli başarılara İmza atan fuarcılık sektör paydaşlarımızın katkılarıyla Bursa Tekstil Show Junio şovine gayrimenkul fuarı, kontrat hotel ve ekipmanları fuarı, ev stili gibi çok önemli fuarları ve markaları Bursa’mıza kazandırdı. Bu fuarda da binlerce firmamız dünyanın dört bir yanından çok nitelikli alıcılarla buluşma imkanı sağladı. Ve KFA iki bin yirmi iki yılından bu yana da alanında dünyanın en büyük ikinci fuar organizasyonu olan Homtex Fuarının İstanbul’daki organizasyonunda hepinizin bildiği gibi başarıyla sürdürmekte. Kısa sürede de Türk fuarcılığının yüz akı, şirketi haline gelen KFA Fuarcılık olarak şimdi de dünyanın en büyük savunma sanayi buluşmaları arasında yer alan IDEF On yedinci Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı’nın organizasyonunu üstleniyoruz. Gelecek yıl yirmi iki, yirmi yedi Temmuz tarihinde düzenleyeceğimiz bu fuar İstanbul Fuar Merkezi, Atatürk Havalimanı ve Center ve Ataköy Marina’da Eş zamanlı olarak gerçekleştirilecek.

Değerli dostlar, tarihinde ilk defa dört farklı alanda gerçekleşiyor ve dünyada bu alanda tek fuar olacak. Dünyada birçok buluşma var savunma sanayinde. İşte en son Uzak Doğu’da Malezya’daydık. Amerika Birleşik Devletleri’nde, Avrupa’da, Fransa’da bunlar ya kara unsurları, ya hava unsurları ya deniz unsurları. Ayrı ayrı düzenleniyor. Bu sene KFA olarak biz çok büyük bir değişiklik yaptık fuarda. Ve kara unsurlarının, hava unsurlarının ve deniz unsurlarının bir arada olduğu dünyadaki tek konsept. Ve dünyanın en büyük mekânsal olarak, alan olarak savunma sanayi fuarını inşallah temmuz ayında hayata geçirmiş olacağız. Yeni logo oluşturduk. Yeri ve uluslararası iş birliklerine imkan sağlayan birçok etkinlik yine bu fuarda alıcılarla bir araya gelmiş olacak.

Değerli dostlarım, bu çok önemli bir gelişme. Yani şunu ifade edeyim. Şu anda şirketi Türkiye’nin en büyük fuar alanındaki şirketi konumuna geldim. Ve şu anda biz tabii davranıyoruz. Birçok ana sektör fuarcılık alanındaki çalışmalarını bizimle beraber yapmak istiyor. Yani Bursa Ticaret Sanayi Odası ve KFA şirketi artık kendi alanında ulusal ve uluslararası çok büyük bir oyuncu konumuna yükseldi. Bu da işte sizlerin Büyük başarısı o açıdan hem destekleriniz hem de katkılarınızdan dolayı hepinize çok teşekkür ediyorum.

Filiz Hanım güzel bir sunum yaptı bize. Teşekkür ediyoruz. Tabii biz özellikle hem işin mali tarafına çok irdeledik burada bu salonda değerli hocam Ama bir de ekonomist gözüyle özellikle enflasyon muhasebesine bir bakışı sizden görmek istedik. Çünkü sizin de sunumda bahsettiğiniz gibi her şirket farklı etkileniyor. Aslında bu bir anlamda bu sunumların en büyük özelliği şirketleri yönetim tarzımız ve önce De alakalı. Yani bu anlamda aslında enflasyon muhasebesinin ortaya çıkarttığı sonuçlar bizim bir anlamda da yönetim tarzımızı ortaya koyuyor. Bu açıdan bunlar çok önemli. Tabii Filiz hocam Uludağ’da bizimle beraberdi. Biz sizi çok sevdik. Özellikle arkadaşlar o toplantı Daha sonra size özellikle daha sık görmek istediklerini ifade ettiler. Yani bu vesileyle de biz sizinle bir araya gelmeyi arzu ettik. Sunum da çok güzeldi. Gerçekten teşekkür ediyorum.

Sunumda da gördünüz arkadaşlar. Burada özellikle imalat sanayinde ve üretimde olumsuz etkilenen firmalarımız var. Bunlar da Filiz hocam bahsetti. Yani özellikle yatırımda yakalanmış olan yaptıkları yatırım daha üretime bir değer üretmeye geçmemiş olan şirketlerimiz burada hem amortismandan kaynaklı hem de bu yatırımdan kaynaklı şu anda etmedikleri bir kara vergisini ödemek durumunda kalacaklar. Tabii faaliyet filminde gördünüz. Yedi buçuk saat süren bir toplantı yaptık Bütün bunları o toplantıda tek tek ele aldık. Ana konumuz tabii enflasyon muhasebesiydi. Ama enflasyon muhasebesinin yanında birçok konu vardı. Özellikle KOBİ’lerimizin bu dönemde yani zombi şirketleri tamam kurtaramayacağımız şirket Olabilir.

Ama özellikle bu dönemde finansmana erişimden tutun da daha avantajlı, daha maliyeti yönetilebilir. Finansmanı mutlaka KOBİ’lerimizin ulaşması lazım Çünkü bunların ekonomide yaratacağı tahribat daha sonra maliyeti çok daha yüksek olacak. Bunları konuştuk. Yine ihracatı özellikle şu anda hem dolarizasyonla ilgili hem de deflasyon politikalarında bir üçgenimiz var bizim. Faiz, enflasyon, kur üçgeni Tabii reel faizin enflasyonun üzerinde tutulması kurum bu enflasyonun altında değerlenmesi tabii ki özellikle bazı alanlarda üretime ve ihracata dayalı şirketlerde ciddi anlamda kar kayıplarını şu anda yaşatıyor. İşte bunları konuştuk. Acaba ihracata verilen primlerin daha nasıl desteklenebileceğinden tutun da özellikle şu anda Merkez Bankası’nın mutlaka güçlendirilmesi ve kullanılan bu kredilerin de şu anda yaptırımlar uygulanmaya başlandı.

Cezalar geliyor birçok arkadaşımıza Şimdi o cezaların bu dönemde alınmaması. Çünkü geçmişte bu dolarizasyondan kaynaklı biliyorsunuz birçok regülasyon getirildi. Onlarca getirildi. Yani birbirinde iptal eden anlaşılmasını zorlaştıran birçok uygulama hayata geçirildi. Artık bunların ve birçoğunun kaldırılmasını talep ettik. Bunlar tabii o toplantının ana konularıydı. Ve öyle ümit ediyorum ki ben özellikle başta KOBİ’lerimiz için bu finansmanı erişim olmak üzere reel sektörümüzün sorunlarını ve çözüm Önerilerini dikkate alınıp bu dönemde toparlanacağını umut ediyoruz. Özellikle almış olduğumuz sözü de buradan paylaşayım. Yatırımda yakalanmış ve bu yatırımından dolayı kazancı olmadığı halde kar çıkan şirketlerimizdeki uygulamaları bir düzenlemeyle Geriye alma imkanımız var dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcımız. İnşallah bu konuda da biz sürecin takipçisiyiz.” dedi.

YORUMLAR

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir