Haber: SİMLANUR İNCE
Kamera: MESUT ERDOĞAN
Bursa Büyükşehir Belediyesi, Şair Nazım Hikmet’in 123. doğum yılında, Nazım Hikmet’e ait özel eşyaların tanıtılacağı programı Kent Müzesi’nde gerçekleştirdi.
Programda ilk olarak söz alan Kent Tarihi ve Tanıtımı Dairesi Başkanlığı Güney Özkılıç, “Nazım Hikmet için tek çabayı dönemin Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey yapmıştı. Şimdi de yine Nazım Hikmet’e yer açan Bozbey’dir. Biz Nazım Hikmet kültür rotası hazırlıyoruz ve başka rotalarımızda olacak. Kent araştırmalarımız çalışmalarını sürdürüyor. Nazım Hikmet’in eşyalarını Kent Müzesine kazandırmanın mutluluğunu yaşıyoruz” dedi.
YALNIZCA BİR KUTLAMA DEĞİL BURSA’MIZIN SANATA DAİR SAHİP OLDUĞU ZENGİNLİKLERİN BİR İFADESİ”
2025 yılını Bursa Büyükşehir Belediyesi olarak ‘Nazım Hikmet’ yılı ilan ettiklerini dile getiren Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, “Nâzım Hikmet Yılı, yalnızca bir anma veya kutlama değil, aynı zamanda Bursa’mızın sanat, kültür ve insana dair sahip olduğu zenginlikleri geleceğe taşımaya yönelik kararlılığımızın da bir ifadesidir. 123’üncü doğum yılında memleket şairimizin; sanata ve insanlığa dair ortaya koyduğu değerler, Bursa’mızın kültüre, sanata ve insana verdiği değerle buluşuyor. İçinde bulunduğumuz Bursa Kent Müzemiz, bir zamanlar Bursa Ağır Ceza Mahkemesi olarak hizmet vermişti. 31 Mayıs 1933 tarihinde Nâzım Hikmet ve arkadaşları, yargılanmak üzere bu salona getirilmişti. Nâzım’ın burada aynı kelepçeyi paylaştığı isimlerden biri de, daha sonra Ağa Han Mimarlık Ödülü alan Nail Çakırhan’dı. Böylesine önemli isimlerle bu bina, kentimizin kültür, sanat ve tarihin kesişim noktalarından biridir” ifadelerini kullandı.
Bozbey sözlerini şu şekilde sürdürdü:
Nâzım Hikmet için Bursa, sıradan bir kent değil, aynı zamanda bir ilham kaynağıydı. Çekirge Kaplıcalarından Koza Han’a, Tayyare Kültür Merkezi’nden Ahmet Vefik Paşa Hastanesi’ne kadar, bu kentte Nâzım’dan izler bulmak mümkün. Ancak onun Bursa’ya bıraktığı en derin iz, Eski Bursa Cezaevi’ndedir. Yaklaşık 13 yıl sürecek olan mahkumiyetinin 11 yılını Bursa Cezaevi’nde geçirdi.
Nâzım, orada sadece bir mahkum değil, bir öğretmendi. Resim yaptı, tahta oymaçılığı ve dokuma işleriyle uğraştı. Hatta mahkumlara tarih, felsefe ve sanat dersleri vererek, onlara umut oldu. Cezaevine dokuma tezgahları getirilmesini sağlayarak, 800 mahkumun hem meslek edinmesine hem de geçimlerini sağlamasına yardımcı oldu. Bu cezaevi, onun sayesinde dayanışma ve umudun mekânı haline geldi. Nâzım Hikmet’in çıraklarından biri olan Seçköylü Ressam İbrahim Balaban, cezaevindeki Nâzımlı yılları şu sözlerle anlatır: “Orası bir okuldu. 17 yaşında bir çocuk, yani ben, boyuna kitap okuyordum, sürekli çiziyordum. Nâzım’a çırak durduktan sonra resim tekniğini öğrendim. Orada hepimiz hayat fezi aldık.
“NAZIM HİKMET BURSA’MIZDA ÖNEMLİ İZLER BIRAKTI”
Nazım Hikmet’in Bursa’da iz bırakan bir şair olduğuna vurgu yapan Bozbey, “Nâzım, sadece şairliğiyle değil, eserleriyle de Bursa’mızda önemli izler bıraktı. Bursa’mızın ilk belediye başkanlarından hepimizin bildiği Paşa Çiftliği’nin sahibi Ali Muhittin Dinçsoy aynı zamanda o yılların Bursa Koza Kooperatifi başkanıydı. Onun vasıtasıyla, Nâzım’ın Bursa Koza Kooperatifi’nin 1942 yılındaki broşürlerini tasarlaması, hatta bu süreçte çizimlerine dışarıdan destek vermesi bunun güzel bir örneğidir. Nâzım’ın Koza Kooperatifi’ne çizdiği bu broşürler, Bursa Cezaevi’nde resim yaparken kullandığı paletler, eşi Piraye Hanım’a yaptığı oyma tahta çekmece ile, birlikte hapis yattığı ve resmini çizdiği Eyüp Gültekin’in tablosu artık Kent Müzemizin arşivinde. Bugün Bursa Büyükşehir Belediyesi olarak, 123. doğum yılında usta şairimizin izlerini Bursa’mıza kazandırmanın mutluluğunu yaşıyoruz” dedi.
YORUMLAR