EBRU TAŞDEMİR – DOĞUKAN BAĞARSAKÇI
Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin çalışmalarıyla Türkiye Çevre Eğitim Vakfı’nca ‘Mavi Bayrak’la ödüllendirilen İznik Gölü İnciraltı Plajı’nda teslim töreni gerçekleştirildi.
Türkiye Çevre Eğitim Vakfı (TÜRÇEV) Koordinatörü Doğan Karataş’ın açıklamaları şu şekilde;
“Bugün burada İznik İnciraltı halk plajının almaya hak kazandığı ödül töreni için toplandık. Dünyada en çok bilinen eko etiketlerden birisi olan Marmara çalışmaları ülkemizde. Bin dokuz yüz doksan üç yılından bu yana Türkiye Çevre Eğitim Vakfı’nın sorumluluğunda ve özellikle kültür turizm bakanlığı, Çevre Şehircilik ve İklim değişikliği Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı, başarılı bir biçimde yürütülmektedir. İşte tüm bu ortak ve başarılı çalışmaların bir sonucu olarak da gururla ifade etmek isteriz ki Türkiye buna sahip. Dünyada İspanya ve Yunanistan’ın ardından üçüncü sırada gelmektedir. Çevrenin ve halk sağlığının korunmasına yönelik kriterleri bulunduran dünyada, halk nezdinde en çok bilinen eko etiketlerden birisi olan Marmara hem halkın sağlıklı ve güvenli bir biçimde sahillerden faydalanabilmesine hem de sürdürülebilir bir çevre bilincinin gelişmesine katkı sunmaktadır. Çevre, sağlık, güvenlik ve hijyen koşullarının en üst seviyede tutulduğu Marmara plajlarda yüzme suyu, mikrobiyolojik olarak sezon içerisinde, sürekli olarak takip edilmekte. Ayrıca ve donanımların temizliği engelli olanakları can güvenliği ve çevre yönetimine dair pek çok kriter sürekli olarak Türkiye Çevre Eğitim Vakfı olarak bizler tarafından kontrol edilmekte.”
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın açıklamaları şu şekilde;
“Bursa denince çok şeyler söyleniyor. Tarih, turizm, kültür, sanat, ticaret, spor, gastronomi o kadar çok özellik var ki. Bereket torbasından bereket dağıtılırken torba Bursa’nın üstünde patlamış. Belki bazı şeyler çok ön plana çıkıyor gibi gözükebilir ama Bursa gerçekten çok özel bir şehir. Ama çok hızlı büyüyen bir şehir, Nüfusu çok ciddi artan bir şehir. Sorunlarıyla sıkıntılarıyla beraber büyüyen bir şey ve ister istemez bu bazı konuları öteliyor, daha sonraya bırakıyor. Dolayısıyla da biz aslında bu dönemde bunları ortaya çıkarmak adına da özel bir gayret gösteriyoruz. Herkes söyler, biz niye bir Marmaris değiliz? Biz niye bir Didim değiliz? veya Kuşadası değiliz. Olmamız da mümkün değil. Öyle bir şey olmak gibi bir hedefimiz yok, onu da söyleyeyim. Çünkü buralar tamamen turizm ağırlıklı. Biz biraz sanayi karakteristiği, tarım karakteristiği ön plana çıkan bir şehiriz. Ama beraberinde bizim yüz on beş kilometre deniz sahilimiz yani Karacabey, Mudanya, ve Gemlik, İznik ve Gölyazı’da olmak üzere de yaklaşık Uluabat olmak üzere 162 kilometrede göl kıyımız var. 277 kilometre sahil var. Sahiller ile alakalı bizim kadar hizmet veren otuz büyükşehir arasında bir tanesi bile yoktu. Çok iddialı bir şekilde söylüyorum bunu. Her geçen gün ekip sayısını da arttırıyoruz. Marka olmak için marka alanlarınızın olması lazım. Markası tescillenmiş alanlarınızın olması lazım. Daha önce müracaat etmiştik. Türkiye Çevre Eğitim Vakfına, koordinatörümüze de hem konuşması için hem de bugüne kadar bize yardım ve destekleri için çok teşekkür ediyorum.”
“Yüksek kalite göstergesi olan mavi bayrak ödülünü almaya hak kazandık. Aslında daha diğer sahillerimizle alakalı müracaatlarımız var. Onlarla ilgili kriterleri de salacağız ve bunları muhafaza edeceğiz. Çünkü otuz üç tane hepsi birbirinden ayrı ve önemli kriterler var. Bursa’da bu manada çok alanlar oluşsun istiyorum. Kıymetli kardeşlerim geçen yıl müsilaj diye bir belayla uğraştık. Hala tam olarak geçmiş değil. Müsilaj da yıllarca yaptığımız hataların sonucunu görüyorsunuz. Onun karşılığıdır müsilaj. Bu noktada ne kadar tedbirli olursak ne kadar sürdürülebilir çevre yatırımları yaparsak bizim için çok kıymetli ve değerli. Dolayısıyla da sadece İnciraltı Plajımız için değil ben arzu ediyorum ki bütün plajlarımız için inşallah mavi bayrak ödülünü hak kazanalım.”
“3 Milyon 150 bin nüfuslu bir şehirde yaşıyoruz. Kıymetli kardeşlerim her gün 3 bin 500 ton çöp çıkıyor bu şehirden. 3 buçuk milyon kilo, iki gün olduğu zaman yedi milyon, dört gün olduğu zaman 14 milyon.
Ya bunlar ne yapılır diye hiç düşündünüz mü? Biz geçen hafta çok kıymetli Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımızın Murat Kurum’un Bursa programları kapsamında Doğu Katı Atık Entegre Tesisimizin açılışını yaptık. Kırk milyon dolarlık bir yatırım. Yani Türk parasıyla yaklaşık 700 milyon, bakın bak çok ciddi bir rakam bu. Ne yapıyoruz burada? Çöpü bir kere yüzde yetmiş azaltıyoruz. Artık çöp de demiyoruz biz zaten buna ham madde diyoruz. Bu gerçekten bir ekonomik değer. İçindeki tenekesi de, camı da kağıdı da hepsi ayrıştırılarak, gerçekten yakma tesisi değil. Vahşi depolama zaten yok. Artık Bursa’da en son Keles’ti Keles’in transfer istasyonunda bitirdik, faaliyete aldık. Hiçbir yerde vahşi depolama yapmıyoruz. Bu güzel doğa, bu cennet Bursa bize atalarımızdan emanet edildi ama bizim de bunu çok daha güzel devretmek gibi bir zorunluluğumuz var. Yerel yönetim olarak, kaymakamlık olarak zaten bunlar devlet olarak bizim vazifemiz. Ama her bir bireyin, her bir vatandaşın bu noktada emeği katkısı önemli. Zaten herkes evinde bireysel olarak çalışma yapmak zorunda.”
“Bursa’nın çöp yükü oldukça fazla bunun için çalışmalarımız sürüyor. Kati Atık Entegre Tesisi’nin bir benzerini şehrin batısında açıyoruz. Ortalığı ayağa kaldırdılar. Yok su kaynakları varmış. Şunu sormak istiyorum, Hamitler’de düzenli depolama adı altında aslında biraz da vahşi depolamayla yapılan bir alan var, bu kadar çevreci geçinen adamlar on bir, on iki tane mahalle, 300 bin nüfus bundan etkileniyor. Niye bugüne kadar hiç sesinizi çıkarmadınız? Orada yaşayanlar insan değil mi? İnanın mahalleliler o kadar heyecanlı ki.”
“İznik Doğu Katı Atık Entegre’ye götürüyor biliyorsunuz. Şimdi hem şehri ikiye böldük yaklaşık bin dört yüz tonluk kesimi, doğu katı atık entegreye girecek. İki bin yüz, iki bin iki yüz ton civar alanda batı katı atık entegre edildi. Bir yılda yatırım yapacağız. Yaklaşık seksen doksan milyonluk yatırım. Yalanla iftirayla söz atıyorlar. Şimdi dediler ki; Biz tesise karşı değiliz, tesisin yerine karşıyız. Geldiğimden beri üzerinde çalışıyoruz, alanlar tarandı. Sabahtan akşamlara kadar yani öyle zamanlar harcadık. Nihayetinde bunu yaparken de işin bilimsel ayağını da asla aksatmadan akademik odaların tamamı ile Türkiye’ye örnek tesislerden bir tanesi oldu.”
“Üç bin beş yüz ton çöpten bahsediyorum. Bursa Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisinde üç milyon yüz elli bin nüfustan çıkan yedi tane Timsah Arena’yı bir senede doldurmaktan bahsediyorum. Birileri de her zamanki gibi istemiyoruz diyor. Gerçekten sahada caddesine, sokağına, parkına birçok alanına dokunmaya çalışırken beraberinde de aynı zamanda çevre yatırımları da devam ediyor. Ahududusuyla, yaban mersini ile, kivisiyle veya farklı ürünleriyle tarımsal yönünü bir taraftan geliştirmeye çalışan ama bir taraftan da şu büyük nimeti önce Bursalı hemşehrilerimize ama bütün Türkiye’yle bütün dünyayla buluşturmanın derdi ve hesabı içerisindeyiz. Burası yanlış anlamayın ama küçük bir kasaba değil, burası Bursa gibi çok önemli bir şehrin çok önemli bir parçası. İznik gerçekten bir açık hava müzesi.”
“Türk dünyası göçebe oyunları, beş altı tane cumhurbaşkanı ağırlayacak İznik. Otuz küsur tane büyükşehirin aracı orada seferber durumda. Dört beş gün sürecek Dünya Göçebe Oyunları, yılın on iki ay kullanılması, İznik ekonomisi için, Bursa ekonomisi için bir değer haline dönüşmesi için de belirli girişimlerimiz oldu. Çevremize, sahillerimize sahip çıkacağız. Çöpümüzü uygun ve usulüne uygun bir şekilde ki çöp demiyoruz, ham madde diyoruz. Bu ham maddeyi en iyi şekilde değerlendireceğiz. Ama bir taraftan da şehrin ekonomik aktivitesinin artması için, tarımla alakalı, bakın öğleden sonra ahududu hasadı var. Üç sene önce yedi liraydı bu, seksen liradan kapıdan satıyorlar şimdi.”
“Herkesin sanayici olduğu her tarafın sanayi atölyeleriyle dolu olduğu bir şehir düşünün. Burası bir tarım şehri aynı zamanda. Bizim tarımsal girdilerimizi de, tarımsal çıktılarımızı da iyi değerlendirmemiz ve bütün Türkiye’de satmamız lazım, sunmamız lazım. Bizim her bir köşesini şehrin bu noktada hazırlamamız lazım. Ben çok teşekkür ediyorum belediye başkanımıza, kaymakamımıza, meclis üyelerimize, iIçe başkanımıza, teşkilat mensuplarımıza, İznik’in her bir köşesi bu manada güzel olur, temiz olur. Her bir köşesinde mavi bayrağımız olur diye temenni ediyorum. Yani biz mavi bayrağı, bir sembol olarak görüyoruz. Az önce. Türkçe koordinatörümüz çok güzel bir şey söyledi. Mavi bayrağı almak zordur. Ama bırakmak veyahut onu kaybetmekte de çok kolaydır dedi. Onları devamlı sağlamanız lazım.”
YORUMLAR