Bursa’da 2 bin 400 konutun bulunduğu 420 dönümlük en büyük kentsel dönüşüm projesinde eski binaların yerine yapılması planlanan depreme dayanıklı binalarda sona gelindi. Toplamda yaklaşık 5 bin yeni konutun inşa edileceği 1050 konutlarda Bakyapı’nın yanı sıra diğer 4 firma da dönüşümün geri kalanını üstlendi. Son çalışmaları değerlendiren İMSİAD Başkanı Şeref Demir, “Bahsedilen bölge Bursa’nın en riskli bölgesiydi. 15 yıla yakındır dönüşümü konuşulan bir bölgeydi. Bu bölge 6 şubat depreminden hemen sonra sosyal sorumluluk projesi gözü ile bilgilendirme toplantıları yaptık. Mülk sahipleriyle en kısası 3 saat süren 48 toplantı yaptık. Bursa’nın sayılı müteahhit ile bizim firmamızda dahil olmak üzere kentsel dönüşüm projesine başladık. Ruhsat sürecinden sonra taahhüt ettiğimiz 18 aylık bir süre içerisinde projeyi gerçekleştirerek yaşamı başlatacağız. Kaba inşaat yüzde 70’lik bir seviyeye geldi. Önümüzdeki yılın sonuna kadar yaşam başlatacağımız bir noktaya geleceğiz” dedi.
Buradaki kentsel dönüşüm alanında takriben 2 bin 400 konutun yerine ticari alanlar haricinde 5 bine yakın konut inşa edileceğini belirten Başkan Demir, “Takriben 1 yıl sonra bölge yaşanabilir bir hale gelecek. Oradaki kamu alanlarının fazla olmasından dolayı ferah, geniş ve fazla yapılaşmanın olmadığı güzel bir yaşam alanını açacağız” diye konuştu.
Bursa’da mühendislik hizmeti almamış ve 2000 yılından önce yapılmış bizim riskli yapı stoku 6 bin civarında olduğunu ifade eden Başkan Demir, “Yıldırım ve Nilüfer bölgesinde kısmen bir kentsel dönüşüm oluyor. Ama bizim hızımız ile istediğimiz noktaya gelmemiz biraz sıkıntılı gibi gözüküyor. Çünkü yer bilimciler ile görüştüğüm zaman depremin ayak seslerinin duyulduğunu, Bursa’da genellikle 120 yılda bir büyük depremin yaşandığını istatistik bir veridir. Bursa’da son deprem 1855 yılında olmuş dolayısıyla bir depremin olma ihtimali oldukça yüksek ve mevcut fay hatlarının karakteristik yapısını göz önünde bulundurduğunuz takdirde 7’nin üzerinde bir deprem bekleniyor. Bu riskli yapı stokunu bir an önce bertaraf edip sağlıklı konutlara geçmemiz gerekiyor. Bunun içinde toplumun her kesimin elinden gelen bütün gayreti göstermemiz gerekiyor. Çünkü sağlıklı bir yapı olmadığı takdirde kendimizde güvende değiliz. Depremin nerede, ne zaman olacağı belli değil bizim o yüzden riskli yapı sorunun bir an önce sağlıklı yapıya çevirmemiz gerekiyor” şeklinde uyarıda bulundu.
Yerel yöneticilere, toplumun ihtiyacını karşılayacak düzeyde tarıma elverişli olmayan alanlarda imar açmaları gerektiğini ifade eden Demir, “Sektör olarak bizim en büyük problemlerimizden biri arsadır. Sadece bizim değil, konut zaruri bir ihtiyaç bu ihtiyacın yarısının arsadan oluşması kabul edilecek bir durum değildir. Dünyanın istisnalar haricinde hiçbir yerde böyle bir durum yoktur. Bir dairenin bedelinin yarısının arsa olması kabul edilecek bir oran değildir. Dolayısıyla bizim arsa politikasını sil baştan bir şekilde yapılması gerekiyor. Mevcut olan arsa politikası bazen arsa stokçuluğuna ve arsayı bir rant aracı olarak kullanmaya teşvik eden yasalarımız var. Bunlarda düzenlemelere gitmemiz gerekiyor. Yeterli miktarda imarlı alanlar açmamız lazım ki, yeni projeler gerçekleşsin ve riskli yapılar bertaraf edildiği süre içerisinde de ise aynı zamanda bir nüfus artışından dolayı yeni yapı ilave etmemiz gerekmektedir” dedi.
YORUMLAR