Haber-Görüntü: Mesut ERDOĞAN
Bursa’nın Orhaneli ilçesine bağlı bulunan Firuzköy’de su havzasına yapılmak istenen taş ocaklarına karşı köy sakinleri eylem gerçekleştirdi.
Köy sakinlerine destek veren DOĞADER Yetkilisi Murat Demir, konu hakkında yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Yüzlerce yıldır yaşadığımız köyümüzde bir şirket, kendi cebini doldurması için kendi çıkarı için köyümüzün doğasını, yaşamını, geleceğini riske atan hemen arkamızda bir madencilik faaliyeti başlattı. Biz bu faaliyetin başlatılmaması için daha önce yetkililere çağrıda bulunduk. Dedik ki bu faaliyet, bu maden ocağı buraya açılırsa köyümüzde temiz havayı soluyamayacağız. Köyümüzün su varlığı tehdit edilecek. Köyümüzde huzur kaçacak dedik. Buna ilişkin Firuzköylüler yargıya başvurarak dava açtılar. Bugün buradan bir kez daha sesleniyoruz yetkililere. Dava süreci bitene kadar burada madencilik faaliyetinin başlamasını istemiyoruz. Geç genel adalet, adalet değildir diyoruz. Buradaki bu faaliyetin durdurulmasını talep ediyoruz. Daha önce de ifade ettik. Buradaki madencilik faaliyeti hile ile çalışıyor. Çünkü 25 hektarın altında yani 24.35 hektar alan için başvuruda bulunmuş. Çünkü 25 hektar için başvuruda bulunsa bakanlık çevre etki değerlendirme raporu isteyecek. ÇED raporundan muaf olmak için ilk etapta başvurusunu yirmi beş hektarın altında tuttu. Ama biz biliyoruz ki ruhsat alanı daha büyük. Sadece Firuzköy’ü değil daha güney köyünü de etkileyecek. Ocağın bir kısmı da karşıki köyde olacak. Yani peyderpey yirmi dört hektar, yirmi dört hektar büyüye büyüye büyüye adeta kanserli bir hücre gibi bütün bu coğrafyayı saracak. Bir kanser gibi burayı öldürecek. Biz de buna müsaade etmek istemiyoruz.
TAŞ OCAĞI KOCASU’YU KİRLETECEK, BURSA’NIN SUYU OLUMSUZ ETKİLENECEK
Bir kez daha söylüyoruz. Buradaki madencilik faaliyeti bu şirket sadece Firuzköy ve çevre köylerine değil, Bursa’ya da zarar verecek. Çünkü hemen altımızda Çınarcık Barajı’nın en önemli kollarından biri olan Kocasu geçmekte. Buranın bütün taşı molozu, pisliği Kocasu’ya gidecek ve Çınarcık Barajı’nı etkileyecek. Buradaki su etkilenecek. Su yer altına kaçacak ve Kocasu ve Çınarcık Barajı’nı besleyecek su varlığı yok olacak. Ve Çınarcık Barajı bu iklim krizinde bu susuzlukta önümüzdeki 50 yılda Bursa’nın su problemini çözecek olan önemli barajlardan biridir. O yüzden bu faaliyet sadece Firuzköy ve çevresini değil Bursa’yı da o olumsuz etkileyecek. Yetkililer bir an önce buradaki faaliyeti sonlandırmalıdır. Biz de köylüler de, Bursalılar da bu maden ocağını burada istemiyoruz. Buradan Çin’e mermer gidecek diye bir grup insan para kazanacak diye buradaki bu coğrafyadaki yüzlerce köy, binlerce insanın zarar görmesi, Allah’tan hak mıdır? Şimdi soruyorum. Bize taş mı lazım? Yeşillik mi lazım? Bize su mu lazım? Taş mı lazım? Bize çocuklarımızın yaşantımızın geleceği mi lazım? O zaman bu maden ocağını istiyor musunuz? Evet burada yetkililere bir kez daha ifade ettik istemiyoruz. Ve sonuna kadar da bu mücadelede biz de doğadan olarak virüs köylülerinin yanında olacağımıza söz veriyoruz. Buradan bu ocak gidene kadar biz de burada mücadeleye devam edeceğiz.”
“TOPRAK YOKSA BEREKET, BEREKET YOKSA PARA YOKTUR”Bur
İstanbul Barosu’ndan Avukat Elif Aslan ise kendisinin bu köyde doğup büyüdüğünü belirterek; “Bu mermer ocağının buraya yapılmasına vesile olabilmek adına dönen şeyin sebebi paradır. Ama şöyle düşünmek lazım. Bursa’da meşhur olan şeyi kestanedir. Kestaneyi parayla satın alabilirsin. Ama kestane olmadan paran olsa da kestaneyi alamazsın. Toprak yoksa bereket yoktur. Bereket yoksa para da yoktur. Önce toprağını koruyacaksın. Sonra parayı düşünürsen düşünürsün. Bu mermer ocağının buraya yapılması zorunlu değil. Bu köydeki kültürel miras korunmalı. Topraklar korunmalı. O yüzden devletimize diyorum ki köyümüzü yani vatanımızı koruyun. Gerisi zaten gelir. Köyümüzdeki hukuki süreci takip eden avukatımız mevcut. Burada önemli olan şey yargı sürecinde yürütmenin durdurulması kararı alabilmek. Çünkü yürütmenin durdurulması kararı alınmaz ve buradaki eylemler durdurulamaz ise biz davayı kazansak dahi zaten bu köy yok edilmiş olacak. Artık geri dönüşü olmayacak. Nitekim diğer mermer ocaklarının yapıldığı köylerde dava sonucunda haklılıkları ispat edilmiş olsa bile burada mermer ocakları sebebiyle yapılan faaliyetler sonucu köyün suları kirlendi, yeşillik yok edildi. Artık o verilen kararın hiçbir değeri kalmadı. O yüzden öncelikli olarak yürütmenin durdurulması kararının alınması gerekiyor. Bunun için de öncelikle sayın Firuzköylüler gelin topraklarınızı koruyun. Iki karıştığı için birbirinize giriyorsunuz Toprağımız gidiyor iyi misiniz? Neredesiniz? Buraya geleceksiniz. Hepiniz burayı savunacaksınız. Bu köyde o kadar güzel kültürel etkinlikler yapılıyor ki bu belki de bu vesileyle bunları daha da iyi duyuracak. Daha da geliştirecek. Türkiye’de böyle şeyler olmazsa biz aidiyet duygumuzu kaybederiz. Vatanımızı koruma duygusundan uzaklaşırız. Biz buradayız. Koruyoruz. Sonuna kadar da mücadele edeceğiz” şeklinde konuştu.
YORUMLAR