Bursa’nın Orhaneli ilçesinde yaşayan ve yıllardır ülkenin birçok yerinde profesyonel şekilde dağlara tırmanan Yüksel Esen, ilçe sınırlarında bulunan ve hiç kimsenin tırmanamadığı Şahinkaya Mağarası’na tırmandı.
Mağaraya Türk bayrağı asan Esen, “Bursa’da bugüne kadar tespit edilebilen en eski yerleşim yeri, milattan önce 6000’e tarihlenen ve Akçalar beldesinin 3 kilometre doğusunda yer alan Aktopraklık Höyüğü’dür. Burada sürdürülmekte olan kazılar, Bursa’nın ilk olarak milattan önce 6000 yıldan başlayarak iskan gördüğünü ortaya koymuştur. Bu tarihten günümüze kadar her devirde aralıksız bir şekilde yaşanmış olan bu coğrafyada, her nedense Osmanlı Dönemi öncesi ihmal edilmiştir. Şahinkaya Mağarası’nda bulunan taş aletler, Bursa’nın tarihini bugüne kadar hayal bile edilemeyecek oranda çok erken bir tarihe geri götürmüştür. Burada bulunan taş aletler, insanoğlunun en az 100 bin yıldır bu coğrafyada yaşadığını göstermektedir. Bununla birlikte Bursa ve çevresinde çok sayıda önemli antik kent bulunmaktadır. Örneğin; modern Bursa’nın üzerine oturduğu Prusa ad Olympium, Nikaia (İznik), Miletopolis (Mustafakemalpaşa), Kios (Gemlik), Mytilene (Mudanya), Apollonia ad Rhyndacum (Gölyazı). Bütün bu örnekler Bursa’da kıymeti bilinmeyen, ancak çok zengin olan bir turizm potansiyelinin olduğunu göstermektedir. Uludağ silsilesi üzerinde bulunan Keles, Orhaneli, Büyükorhan gibi dağ ilçeleri ve bunlara bağlı köyler ovaya göre daha geri kalmıştır. Geri kalmışlıktan kurtulmanın en önemli yollarından birisi bu yöreyi turizme açmaktır” dedi.
“BU TOPRAKLARI YAŞAYAN MÜZELER HALİNE GETİRMEK, KENTİN KÜLTÜR TURİZMİ İLE TANIŞMASINDA ÖNEMLİ ROL OYNAYABİLİR”
Ese, konuşmasına şöyle devam etti:
“Orhaneli yolu üzerinde bulunan Şahinkaya Mağarası, devamında Orhaneli’de bulunan antik Hadrianoi kenti, Büyükorhan’da yer alan Bizans Çağı’na ait bazilika, dağlık Bursa’nın turizme açılması ve böylece gelişmesi konusunda çok önemli avantajlar sunmaktadır. Bizans Çağı bazilikasında üniversitemiz Arkeoloji Araştırmaları Merkezi tarafından organize edilen kazı ve restorasyon çalışmaları halen devam etmektedir. Binlerce yıldır insanların büyük bir keyifle yaşadığı bu toprakları arkeo-parklar şeklinde yaşayan müzeler haline getirmek, kentin gerçek anlamda kültür turizmi ile tanışmasında önemli rol oynayabilir. Bu kaynak iyi kullanılabilirse, gelecekte ülkemizin ve Bursalıların daha da zenginleşmesi konusunda önemli olabilir. Bu konuda Bursa şehri çok önemli bir avantaja sahiptir. Yeter ki Osmanlı’dan önceye giden zengin bir tarihi geçmişinin olduğunu fark etsin.”
YORUMLAR