Özel İmperial Hastanesi Üroloji ve Fitoterapi Uzmanı Opr. Dr. Ömer Fatih Çelik, ülkemizde siyah çayın çok fazlaca tükeltildiğini ve özellikle siyah çay tiryakilerinin olduğunu hatırlattı. Çay tiryakilerinin çaylarını yudumlarken zihinlerini hep “Çok çay içiyorum, acaba bu durum sağlığım açısından tehlikeli mi?” gibi soruların meşgul ettiğini ifade eden Çelik “Çay, dünya çapında en sık tüketilen içecekler arasında. Çin ve Japonya gibi yeşil çayın popüler olduğu yerlerde yapılan araştırmalar yeşil çayın sağlık yararlarını özellikle yeşil çay tüketenlerin ölüm oranlarındaki düşüklüğünü gösterilmiştir. Bu yüz güldürücü sonuçlar araştırmacıları siyah çaya da yöneltmiştir. Siyah çay içmenin sağlığa birçok faydası olduğuna dair raporlar genellikle yeşil çayın az içildiği bölgelerde yapılmış olsa da çalışmalarda hem eksik hem de daha yaygın olarak tüketildiği yerlerden elde edilen verilerde çelişkili sonuçlar tespit edilmiştir. Bu boşluğu gidermek için siyah çay tüketiminin yaygın özellikle ‘ikindi çayı’ geleneğinin olduğu Birleşik Krallık’ta çay tüketiminin ölüm oranları üzerine etkisi araştırıldı. Bu çalışma, 2006’dan 2010 yılına kadar ‘UK Biobank’ adlı geniş bir kohort çalışmasına katılan yarım milyon kişi arasında gerçekleştirildi. Çalışmaya katılanların yüzde 89’u beş çayı içtiklerini de belirtmiştir. Çalışma bize siyah çayın ani ölüm oranlarında azaltmayı sağladığını göstermiştir” dedi.
“İçilen çay miktarı ile ani ölüm arasında bir ilişki bulunabilmiş mi?” sorusuna Çelik, “Bulgular öyle gösteriyor ki; günde iki veya daha fazla fincan siyah çay içenlerin ani ölüm riski içmeyenlere göre yüzde 9 ila yüzde 12 oranında daha düşük. Öyle ki; Annals of Internal Medicine’de yayımlanan çalışmaya göre içilen çay fincan sayısına göre ani ölüm için tehlike oranları da belirtilmiştir. Mesela; 1 fincan için 0.95, 2-3 fincan için 0.87, 4-5 için 0.88 fincan, 6-7 fincan için 0.88, 8-9 fincan için 0.91 ve 10 veya daha fazla fincan için 0.89. Bunun yanında bu çalışmada çay içmek ayrıca kardiyovasküler hastalık, iskemik kalp hastalığı ve felç gibi hastalıkları azalttığı da tespit edilmiştir. Böyle geniş çaplı bir çalışmada siyah çayın kanser üzerine etkisi insanların aklına gelebilir. Çünkü kısıtlı sayıda çalışmalarda yeşil çayın kanser hastalıkları tedavilerinde pozitif etkileri olduğu bilinmektedir. Fakat bu çalışmada siyah çay tüketimi ile kanser ölümleri arasında bir ilişki bulunamadığı gibi, neden bir ilişki gözlemlenemediğine dair net bir cevap da tespit edilememiştir” diye konuştu.
İngiltere’de yapılan bir çalışmada siyah çay içenlerde ani ölüm riskini azaldığı yönünde veriler elde edildiğini ifade eden Çelik, “İngiltere’de yapılan bir çalışma var, yaklaşık yarım milyon insan üzerinde yapılmış bir çalışma. Neden İngiltere seçilmiş, çünkü İngiltere’de 5 çayı var, insanların çay alışkanlıkları var. Bu çalışmaya katılan yarım milyon insanın yüzde 80’nin üzerinde kişilerin 5 çayı içenlerde, ikinci çayı içenleri çalışmaya almışlar. Çıkan sonuç, siyah çay ani ölüm riskini azalttığı ile alakalı ciddi bir veri elde ettiler. Yaklaşık yüzde 9-12 arasında siyah çay içiminde ölüm riskinde bir azalma var. Bu risk fincan ya da bardak sayısı arttıkça düşüyor ama bir yerden sonra bir seviyeye geliyor ve o seviyenin üzerine çıkmıyor. Yani yüzde 12-13’nin üzerine çıkartamıyorsunuz. Demlik demlik çay içelim bu işi azaltalım düşüncesi doğru değil. 10-12 bardaktan, fincandan sonra artık ölüm riskinde bir düşüklük tespit edilmiyor” ifadelerini kullandı.
Çayın oksidatif stresi ve iltihabı azalttığının bilindiğini kaydeden Çelik, “Çay tüketimiyle ilgili varsayılan etki mekanizmasının, içerdiği ‘polifenoller ve flavonoidler yani kateşinler sayesinde olmaktadır. Bu sekonder bileşikler sayesinde çay oksidatif stresi ve iltihabı azalttığı bilinmektedir. Bu da damar yapılarında endotel fonksiyonunu iyileştirdiği çalışmalarla gösterilmiştir.Bu çalışma, çay içmenin takip döneminde ölüm riskini doğrudan azalttığını kesin olarak kanıtlayamıyor. Bununla birlikte, bu bulgular çay içenlere güven vermekte ve siyah çayın sağlıklı bir diyetin parçası olabileceğini düşündürmektedir. Bu bulgular bize çay tiryakilerine güvence verebilirken, sonuçlar insanların çay içme alışkanlıklarını değiştirmesi veya çay tiryakisi olması gerektiğini de göstermemektedir. Çayın sağlık üzerine etkisi çoğunlukla bileşiminde bulunan sekonder bileşikler olarak adlandırılan fitokimyasallar ile ilişkilendirilmektedir. Çay üretim aşamasında fermantasyon işlemi, siyah çay içeriğinde bulunan biyoaktif bileşenleri yeşil çaya göre çeşit ve miktarlarında değişiklikler oluşturmaktadır. Aslında çay kateşinleri antioksidan aktivite ile obezite, diyabet, kardiyovasküler hastalıklar ve kanser gibi hastalıkların önlenmesine katkıda bulunduğu, aynı zamanda bu bileşenlerin antiviral, antibakteriyel ve nörolojik hastalıklara karşı koruyucu etkileri olduğu belirtilmektedir” dedi.
Siyah çayın, karaciğer ve böbrek fonksiyonlarını olumlu yönde koruduğunu da kaydeden Çelik, “Siyah çayın içerdiği polifenoller nedeniyle aslında pek çok organ ve doku faydası olduğuna dair hücresel ve hayvan deneyleri var. Mesela; erkek üreme sistemi ile böbrek ve karaciğer fonksiyonları üzerindeki etkileriyle ilgili farelerde yapılan çalışmalarda siyah çay, sperm canlılığını, sperm hareketliliğini artırdığı ve sperm yapısında az da olsa düzelme sağladığı tespit edilmiştir. Karaciğer ve böbrek fonksiyonlarını olumlu yönde koruduğu tespit edilirken hormonlar üzerinde etkisi görülmemiştir. Sonuç olarak siyah çay sağlıklıdır” diye konuştu.
Çay tiryakilerinden Aydın Aydoğdu, günde 15-20 bardak çay içtiğini ve şuana kadar hiçbir zararını da görmediğini belirterek “Günde 15-20 bardak çay içiyorum. Zararını hiç görmedim hiç de bir sıkıntım olmadı çok da rahat uyuyorum. 2015 yılında kanser oldum bu zamandan beri de yaşıyorum bunu da çaya bağlıyorum. Hastalığımı çay sayesinde yendiğime inanıyorum. Herkese de diyorum ben çaydan zarar görmedim.75 yaşındayım 60 yıldır hiç çaysız durmam. Çay içmedim mi sürekli başım ağırır çay içtiğim zaman başımın ağrısı geçer” derken, çayın faydası olduğuna inandığını belirten Fevzi Orhan da “Çayın faydası olduğuna inanıyorum. 81 yaşındayım kendimi bildim bileli çay içiyorum. Çayın hiçbir zararını görmedim çayın faydalı olduğuna katılıyorum” diye konuştu.
YORUMLAR