Cinsel yolla bulaşan hastalıkların belirtileri neler?

Cinsel yolla bulaşan hastalıkların belirtileri kolay tanınamıyor. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dilek Leyla Mamçu, cinsel yolla bulaşan hastalıklar için açıklamalarda bulundu.

Cinsel yolla bulaşan hastalıkların belirtileri neler?

Cinsel yolla bulaşan hastalıklarının kolay tanınan belirtileri olmadığını belirten uzmanlar, bu belirtilerin bazen yıllarca ortaya çıkmayabileceğini söylüyor. Bu hastalıkların genellikle kendiliğinden iyileşmeyeceğinin altını çizen Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Dilek Leyla Mamçu, “Tedavi her zaman gereklidir. Korunmasız ilişki olduğunda, bulgu olmasa bile gecikmeden doktora başvurulmalıdır. Başvuru için hiç bir zaman geç değildir” dedi.

İndigo dergisinde yer alan habere göre, tedavi sürecinde de hastalık bulaştırılabileceğine vurgu yapan Mamçu, başka şekilde gebelikten korunulsa bile, prezervatifle korunulmamış ilişkilerden kaçınılmasını öneriyor.

Cinsel ilişki sırasında bulaşan mikroplarla, kadın ve erkeklerde ciddi sağlık sorunlarına yol açabilen durumlara Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar (zührevi hastalıklar) denildiğini belirten Mamçu, “Kişiye hastalık bulaşmış olsa da belirtileri hemen ortaya çıkmayabilir” dedi.

Hastalık etkeni taşıyan kişinin mikroplarının cinsel ilişki sırasında, vücut salgıları yoluyla eşine bulaştığını ifade eden Mamçu, “Bulaşma, hazne (vajina), makat ya da ağızla yapılan cinsel ilişkiyle olur. Arada erkek ya da kadın prezervatifi, vücuda salgı temasını engelleyen şeffaf film gibi koruyucular olmaksızın cinsel ilişkide bulunmak enfeksiyonların bulaşması açısından yüksek risk taşır. Sağlıklı deri bir dereceye kadar koruyucudur. Damak, dil, dudaklar ve cinsel organlarda yara veya zedelenme olduğunda hastalık riski artar. Hepatit B, Herpes ve HPV gibi bazı enfeksiyonlar kılıf kullanılsa bile terli cildin teması yoluyla da bulaşabilirler” uyarısında bulundu.

HIV, Hepatit B ve Hepatit C virüslerinin kan yoluyla da bulaşabildiğine dikkat çeken Mamçu, “Bu kişilerden yapılan kan nakliyle olduğu gibi, kan alma ve tedavilerinde kullanılan cerrahi alet veya iğnelerin sterilize edilmeden başkasında tekrar kullanılması bulaşmaya neden olur.

Aynı şekilde HIV etkeni taşıyan birisinde kullanıldıktan sonra sterilize edilmemiş, kesici alet ve iğnelerle dövme yapılması, kulak delinmesi ve manikür pedikür yapılması da bulaşmaya neden olabilir. Virüs taşıyan birinin kullandığı iğneyle uyuşturucu madde kullanımı da madde bağımlılarını yüksek risk grubuna sokar” açıklamasını yaptı.

Bu hastalıklardan herhangi birinin mikrobunu alan kadınların gebelik, doğum veya emzirme sırasında bu mikropları bebeklerine geçirebileceklerinin altını çizen Mamçu, bu durumda bebeklerin sağlığının olumsuz etkilenebileceğini vurguladı.

Başkasının bardağını veya çatal kaşığını kullanmakla cinsel yolla bulaşan hastalıklara yakalanılamayacağını belirten Mamçu, “Başkasının nefes ve öksürüğünden, el sıkışmaktan ve öpmekten de bu tür enfeksiyonlar bulaşmaz. Böcek, sivrisinek ısırması, tuvaletler (klozete oturmak), yüzme havuzları veya hamamlar, sanıldığının aksine, bulaşmaya neden olmaz” diye konuştu.

Bu gruptaki hastalıkların kolay tanınan belirtileri olmadığına dikkat çeken Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Dilek Leyla Mamçu, “Hiçbir belirtileri olmayabileceği gibi, her etkene özgü farklı belirtiler olabilir. Genel olarak görülen belirtiler arasında idrar yaparken yanma, acıma, sık sık idrara gitme, peniste, vajinada, makatta veya ağızda ağrısız ya da ağrılı yaralar, siğiller ve içi su dolu ağrılı kabarcıklar, penis, hazne veya makattan gelen su gibi beyaz, sarımtırak veya yeşil olabilir ve kokusu her zamankinden farklı akıntılar, kasıklarda, makatta veya haznede kaşıntı, kasıklarda bezeler, karnın alt bölümünde tek ya da çift taraflı ağrı, cinsel ilişki sırasında ağrı ve ilişki sonrasında kanama, deride el ve ayak tabanında döküntüler sıralanabilir” dedi.

Bu belirtilerden herhangi biri olduğunda cinsel yolla bulaşan bir enfeksiyon olup olmadığını anlamak için doktora gitmek gerektiğini vurgulayan Mamçu, “Özellikle deride, ağız içinde, cinsel organların iç ve dış yüzeylerinde görülen belirtiler başka bir cinsel yolla bulaşan enfeksiyonu almayı kolaylaştırır. Belirtilerin görülmesi haftalar, aylar veya yıllar sürebilir. Bazen hiç belirti olmaz ya da o kadar azdır ki fark edilmeyebilir. Özellikle kadınlarda belirtiler daha zor fark edilir. Bu nedenle bir hastalık olduğu belirlenmediğinden tedavi de edilmez. Böylece hastalık farkında olmadan başkalarına bulaştırılabilir” şeklinde konuştu.

Bu hastalıkların genellikle kendiliğinden iyileşmeyeceğinin altını çizen Mamçu, “Tedavi her zaman gereklidir. Belirti olduğunda ya da korunmasız ilişki olduğunda, bulgu olmasa bile gecikmeden doktora başvurulmalıdır. Başvuru için hiç bir zaman geç değildir. ilk belirtiler geçse bile başvuru yapılmalıdır. Kendiliğinizden, ya da doktora danışmadan özellikle antibiyotik kullanmayın. Doktora kendinizde böyle bir hastalıktan kuşkulandığınızı söyleyin” uyarısını yaptı. Teşhis için laboratuvar incelemeleri gerektiğini dile getiren Mamçu, “Bazen bütün tetkiklerin sonuçlanması zaman alabilir. Verilen tedaviyi, şikayetleriniz geçse bile tam uygulayın. Tedavi süresince cinsel ilişkide bulunmayın ya da ilişki olduğunda siz veya eşiniz kılıf kullanın. Eşinizi veya ilişkide bulunduğunuz kişiyi uyarın. Hastalığın size bulaştığı andan sonra ve tedavi süresince cinsel ilişkide bulunduğunuz kişilere hastalık etkeni bulaştırabilirsiniz. Bu nedenle kontrol ve tedavi olmaları için geçmişte cinsel ilişkide bulunduğunuz eşlerinize bilgi vermelisiniz” dedi.

Cinselliğin güven içinde yaşanması gerektiğini belirten Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Dilek Leyla Mamçu, “Geçmiş dönemde de olsa, sizin ya da eşinizin başkalarıyla cinsel ilişkisi olması, her zaman risklidir” dedi.

Prezervatifle korunulmamış ilişkilerden kaçınılmasını öneren Mamçu sözlerini şöyle tamamladı:

“Kaçınamadığınız ilişkiler olduğunda tanı ve tedavi için gecikmeden tıbbi yardım alın. Kimsenin bir hastalık etkeni bulundurup bulundurmadığı anlaşılamadığından, insanları konumlarına göre değerlendirerek yanılmayın. Kılıf en etkili korunma yoludur. Başka şekilde gebelikten korunuyorsanız bile kılıf da kullanarak eşinizi ve kendinizi hastalıklara karşı güvenceye alabilirsiniz. Eşinizde bir bulaşma varsa tedavi bitene dek ilişkiye girmeyin.”

CİNSEL YOLLA BULAŞAN HASTALIKLARIN BELİRTİLERİ

Cinsel yolla bulaşan hastalıkların çok farklı belirtileri bulunmakta ve enfekte bireylerde bu belirtilerin çeşitli kombinasyonları görülebilmekte. Dikkat edilmesi gereken önemli noktalardan biri, cinsel yolla bulaşan hastalıkların erken evrede görülen belirtilerinin birkaç hafta içinde düzelebilmesidir. Ancak hastalık devam etmekte ve ileride geç dönem komplikasyonlarına neden olabilmekte.

– Ateş – Kas veya eklem ağrıları – Deri Döküntüleri – Baş ağrısı – İshal – Bulantı ve Kusma – Vajinal akıntıda değişiklikler veya anormal kanama – Vajinal kaşıntı – Penis akıntısı – İdrarda yanma veya ağrı – Genital bölgede siğiller – Cinsel ilişki esnasında ağrı – Testislerin şişmesi ve ağrıması – Adet dönemi dışında ara kanama

Cinsel yolla bulaşan hastalıkların erken dönemde testlerle tespit edilmesi; hastada oluşabilecek komplikasyonların durdurulması ve hastalığın diğer bireylere bulaşmasının engellenmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Özellikle cinsel yolla bulaşan hastalıkların teşhisinde klinik belirtiler çoğu zaman yetersiz kalabildiği için, hastalıkların doğrulanması amacıyla cinsel yolla bulaşan hastalıklarla ilgili tarama testi uygulanmalı.

CİNSEL YOLLA BULAŞAN HASTALIKLAR HIV /AIDS

İnsan Bağışık Yetmezlik Virüsü olarak adlandırılan uygun tedaviyle kontrol altına alınmazsa bağışıklık sistemini zayıflatarak çalışamaz duruma getiren bir hastalıktır. AIDS (Acquired Immune Deficiency Syndrome) ise ‘Edinilmiş Bağışık Yetmezlik Sendromu’ olarak tanımlanır. AIDS / HIV pozitif olan bireyde, tedavisiz kalınması durumunda ciddi enfeksiyonların gelişmesi ve çeşitli kanserlerin görülmesi mümkündür.

HEPATİT B VE HEPATİT C

Hepatit B ve Hepatit C, virüsü ile ortaya çıkan; karaciğerde hücre iltihabına ve hasarına sebep olan bulaşıcı birer hastalıktır. İnsandan insana cinsel ilişki, kan, semen (meni), vajinal sıvı ve salgılar (adet kanaması dahil) gibi sıvılar; dövme, piercing, traş takımı, diş fırçası gibi yollarla bulaşabildiği gibi doğum sırasında bebeğe geçiş, perianatal (hamilelikte geçiş) geçiş de söz konusudur. Ayrıca siroz ve karaciğer kanserine de neden olabilecek sinsi birer hastalıktır.

FRENGİ (SİFİLİZ)

Frengi, cinsel yolla bulaşan, Treponema pallidum adı verilen bakterinin neden olduğu enfeksiyondur. Hastalık sebebiyle dış genital organlar, vajina, makat, rektum, ağız ve dudaklarda oluşan yaralara vajinal, oral, anal temasla edilmesiyle kolayca bulaşabilen bir hastalıktır. Doğru tedavi edilmediğinde ciddi sağlık sorunlarına yol açar. Ayrıca gebelik ile doğum sırasında anneden bebeğe geçebilir.

KLAMİDYA

Üreme sisteminde “Chlamydia trachomatis” bakterisinin neden olduğu bakteriyel bir enfeksiyon olan Klamidya, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar arasında en yaygın olanlardan biridir. Her iki cinsiyeti de etkiler ve her yaşta görülebilir. Hem kadınlarda hem de erkeklerde üretrit ve proktite neden olabilir. Erken evrede belirtileri hafif olabilir ancak tedavi edilmediği durumda özellikle kadınlarda erken doğum, rahim ağzı enfeksiyonu (servisit), pelvik inflamatuar hastalık, kısırlık, ektopik gebelik ve kronik pelvik ağrı gibi sorunlara neden olabileceği gibi gebelikte bebek açısından ciddi riskler yaratabilir. Klamidyadan korunmanın en etkili yolu cinsel ilişki sırasında uygun korunma yöntemlerini kullanmaktır.

UREAPLASMA VE MYCOPLASMA

Ureaplasma ve Mycoplasma, cinsel yolla bulaşan; hem kadın hem erkekte genital ve idrar yolu enfeksiyonlarına neden olan mikroorganizmalardır. Genelde belirti göstermezler. Genital bölgeden genital bölgeye veya genital bölgeden oral seks ile ağıza bulaşma olabilir. Özellikle immün (bağışıklık) sistemi zayıf olan kadın ve erkekler ile yenidoğanlarda meydana gelen hastalıkların etkileri oldukça fazladır. Mikroorganizmanın rahim, yumurtalıklar ve fallop tüplerinde hasar meydana getirmesi ile “Pelvik İnflamatuar Hastalık (PIH)” sorunu yaratır. Ayrıca fallop tüplerinde ve rahimde kalıcı hasara sebep olarak kısırlık (infertilite) sorunlarını ortaya çıkarır. Erkeklerde ise idrar kanalı iltihabına (üretrit) neden olmaktadır. Akıntı gelişmesine, idrarda yanmaya ve özellikle prostat enfeksiyonlarına neden olabilir. Sperm sayı ve hareketini bozarak çocuk sahibi olmayı güçleştirebilir.

GONORE (BEL SOĞUKLUĞU)

Gonore (bel soğukluğu), “Neisserria Gonorrhoeae” isimli bakterinin neden olduğu cinsel yolla bulaşan bir enfeksiyondur. Cinsel ilişki sırasında semen ve vajinal sıvılar yoluyla bulaşır. En sık cinsel organlar, idrar yolu, rektum veya boğazı etkiler; ayrıca kadınlarda, rahim ağzına da bulaşabilir. Anneleri enfekte olursa bebekler doğum sırasında enfekte olabilir ve en çok bebeklerin gözlerini etkiler. Gonore (bel soğukluğu) bulaşan erkeklerde sıklıkla idrar kanalı iltihabı (üretrit), kadınlarda ise sıklıkla rahim ağzı bölgesi iltihabı (servisit) görülür. Bakteri vücuda girmesinin ardından 4-6 gün arasında belirtiler ortaya çıkar. Ancak bazen belirti vermez. En sık görülen belirtileri; cinsel organdan (erkekte penis ucundan, kadınlarda vajina içinden) gelen sarımtırak ve kıvamlı sıvı akıntılar (irin gibi), adet dışı kanama (adet düzensizliği), kronik kasık ağrıları, idrar yapma esnasında ağrı, acı ve yanma hissi (Sistit), sık sık idrara çıkma (pollaküri), boğaz ağrısı (farenjit) şeklindedir. Gonore (bel soğukluğu) tedavi edilmediğinde hem kadınlarda hem de erkeklerde kısırlık sebebidir. Bu bakteriden korunmanın en etkili yolu cinsel ilişki sırasına korunmaktır.

YORUMLAR

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir