COVID-19 kalp krizi ve felç riskini üç yıl süreyle iki katına çıkarabilir

Cleveland Clinic araştırması: ‘COVID-19 kalp krizi ve felç riskini üç yıl süreyle iki katına çıkarabilir’

COVID-19 kalp krizi ve felç riskini üç yıl süreyle iki katına çıkarabilir

COVID-19 ve kalp sağlığı arasında nasıl bir ilişki var?

Pandemiden bu yana sık sık gündeme geldi, çok tartışıldı.

Etrafında çokça bilgi kirliliği oluştu.

ABD’nin Ohio eyaletinde yer alan Cleveland Clinic Lerner Araştırma Enstitüsü yöneticisi Dr. Stanley Hazen, COVID’in kalp ve damar sağlığına etkilerine dair en güncel araştırmanın detaylarını BBC Türkçe‘ye anlattı.

Dr. Hazen

Kaynak,Cleveland Clinic

Fotoğraf altı yazısı,Dünyanın en prestijli kalp sağlığı kurumlarından biri olan Cleveland Clinic’te görev yapan Dr. Hazen, 2017’de Amerikan Kalp Vakfı tarafından yılın bilim insanı seçildi.

‘COVID geçirenlerin kalp krizi ve inme riski iki katına çıktı’

Cleveland Clinic ve University of Southern California’nın İngiltere’de yaşayan yaklaşık 250 bin kişinin sağlık verisine dayanarak yaptığı bilimsel araştırma, COVID-19’un kalp sağlığına etkileri konusunda önemli bulgular ortaya çıkarttı.

Araştırma, COVID-19 enfeksiyonu geçirenlerin, teşhisten sonraki üç yıla kadar kalp krizi, felç geçirme olasılığının iki kat daha fazla olduğunu ortaya koydu.

Grafik
Fotoğraf altı yazısı,Araştırmaya dahil edilenlerin kalp krizi ve inme riski, COVID-19 geçirdikten sonra iki katına çıktı.

‘COVID, bedeni adeta yeniden yapılandırıyor ve risk üç yıl boyunca devam ediyor’

Bu makalede Google YouTube içeriği bulunmaktadır. Çerez ve diğer teknolojileri kullanıyor olabilirler, bilgisayarınıza herhangi bir şey yüklenmeden önce sizin rızanızı alırız. İzin vermeden önce çerez politikasını okumak ve gizlilik politikasına göz atmak isteyebilirsiniz. Bu içeriğe ulaşmak için lütfen “kabul et ve devam et” seçeneğine tıklayın.

Ağır geçirilmiş COVID-19’u ‘hastaneye kaldırılmak’ olarak tanımlayan Dr. Hazen, “Hastalığı ağır geçirenlerin kalp krizi riskinin, daha önce kalp hastalığı geçmişi olanlara eşdeğer olduğunu” tespit ettiklerini açıkladı.

Dr. Hazen, COVID hastalığının “hastanın bedenini adeta yeniden yapılandırdığını” söylüyor. Bunun da zaman içinde kan pıhtılaşması sonrası kalp krizi veya inme geçirme riskini arttırdığını açıklıyor.

Araştırmanın sonuçlarından biri bu riskin üç yıl boyunca azalmaması.

Dr. Hazen, dünya çapında bir milyardan fazla kişinin COVID geçirdiği göz önüne alınırsa, bu araştırmanın bulgularına dayanarak, COVID nedeniyle dünyada kalp ve damar hastalıkların artabileceğine dikkat çekti.

Grafik
Fotoğraf altı yazısı,Covid geçirenlerin kalp hastalığı riskinin bir yıl boyunca devam ettiği biliniyordu. Ancak bu araştırma bu riskin üç yıl boyunca azalmadığını ortaya koyuyor.

‘0 rH kan grubunun riski A, B ve AB’ye göre daha az’

Grafik
Fotoğraf altı yazısı,Hastaneye yatacak kadar hastalığı ağır geçiren COVID vakalarında, kalp hastalığı riskinin kan grubuna bağlı olarak 4 ila 7 kat kadar arttığı tespit edildi. O rH kan grubu, risk açısından diğerlerinden ayrışıyor.

COVID-19 enfeksiyonuyla beraber ortaya çıkan kalp hastalığı riskinin, kan grubuna bağlı olarak değiştiği de tespit edilenler arasında.

0 rH kan grubuna sahip olanlarda risk dört kat artarken, A, B ve AB rH kan grubuna sahip kişilerde risk yedi katına kadar çıktı.

Dr. Hazen: COVID geçmişi olanlarda kalp sağlığı tedbirlerini arttırıyorum

Grafik
Fotoğraf altı yazısı,COVID’in kalp sağlığını olumsuz yönde etkilediği, uzmanların uzun süredir dile getirdiği bir gerçek. Ancak işin boyutları yeni yeni ortaya çıkmaya başlıyor.

Dr. Hazen, daha önce kalp hastalığına dair bir geçmişi olmayan kişilerin, COVID geçirdiklerinde, kalp-damar hastalarının riskine eşdeğer bir seviyeye ulaşmaları anlamına geldiğini tespit ettiğini vurguluyor.

Dünyanın en prestijli kalp sağlığı hastanelerinden biri olan ABD’deki Cleveland Clinic’te önleyici kardiyoloji alanında hasta gören bir hekim olarak görev yapan Dr. Hazen, araştırmanın sonuçlarına dayanarak COVID geçiren hastalarda önleyici kalp sağlığı tedbirlerini arttırdığını söylüyor.

“Bu denli yüksek bir risk seviyesi, normalde, önleyici kalp-damar tedbirlerine başvurulmasını gerektiren bir etken olmuştur. Bu veriye dayanarak, kişinin COVID geçirmiş olmasını, kalp-damar hastalık riskini azaltmaya yönelik önleyici yaklaşımlar tasarlarken dikkate almamız gerektiğine inanıyorum.”

YORUMLAR

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir