İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları:
Uluslararası gündemle ilgili kritik görüşmeler yaptık. 10 Mayıs’ta Danıştay’amızın kuruluş yıldönümü ve idari yargı günü vesilesiyle adalet teşkilatımızın güzide mensuplarıyla bir araya geldik.
Engelliler Haftası vesilesiyle 12 Mayıs’ta Milli Eğitim ve Gençlik ve Spor Bakanlığı’mızın düzenlediği törende engelli gençlerimizde buluştuk.
13 Mayıs’ta Katar Emiri Kardeşim Şeyh Temim ile bir araya gelerek iki ülke ilişkilerini değerlendirdik.
Rize-Artvin Havalimanı’nın açılışını 14 Mayıs’ta hizmete açtık. Dünyada 5 tane olan deniz üzerine inşa edilmiş havalimanlarından birini ülkemize kazandırdık.
Geçtiğimiz pazartesi günü Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun’u ülkemize ziyareti sebebiyle Külliye’de ağırladık.
Kardeşi ve Abu Dabi emirine başsağlığı ziyareti gerçekleştirdik. Hem devlet başkanlığı görevine seçilen Şeyh Muhammed’e hayırlı olsun dedik.
19 Mayıs’ta gençlerimizle ve milli sporcularımızla Ankara’da coşkulu bir programla yaptık.
Cumartesi günü Adana’da stadın dışında ayrı içinde ayrı onbinlerle kalplerimizi buluşturduğumuz gençlik törenine iştirak ettik. Gençlik şöleninin ardından yaşanan kaza nedeniyle 3 tane gencimizi hakka uğurladık. Ailelerine milletimize baş sağlığında bulunuyorum.
Geçtiğimiz hafta Dünya Kadınlar Boks Şampiyonası’nda 5 altın 2 bronz madalya kazanan sporcularımıza, milletim ve şahsım adıma tebriklerimi ifade etmek istiyorum.
YOKLAMA KAÇAĞI GENÇLERE MÜJDE
550 bini bulan yoklama kaçağı vakaya gençlerimize müjde vermek istiyorum. Yoklama kaçağı gençlerimize bedelli yolunu açıyoruz.
HÜKÜMLÜLERİN İZİNLERİ UZATILDI
Açık cezaevlerindeki hükümlülerinin Covid-19 izinlerini, 31 Temmuz 2023 tarihine kadar uzatıyoruz.
CUMHURİYETİN 100. YILINA GÖRKEMLİ KUTLAMA PROGRAMI
Önce çok partili siyasi hayata geçip, ardından darbeler ve terörle kesintiye uğrasa da kalkınma hamlelerini başlatarak, kendimize yeni bir yol seçtik. Cumhurbaşkanlığı olarak kapsamlı bir 100. yıl kutlama programı oluşturduk. Milletimize son 2 asırdaki kayıpları ve kazanımları hatırlatacak, Türkiye 100. yıl iddiamızı “100 yılın işini 20 yıla sığdırdık” şiarıyla hayata geçireceğiz. Gençlerimize emanet edeceğimiz 2053 vizyonundan sonraki hayallerimizi ise Malazgirt Zaferi’ne atfettiğimiz 2071 vizyonu olacak.
“HER HİZMETE KARŞI OLAN BİR MUHALEFETLE KARŞI KARŞIYAYIZ”
Bizim ülkemizde gerçekleştirdiğimiz büyük demokrasi ve kalkınmanın eksikliği, hatta hataları olabilir. Bunun eksiklerini kapatacak bir muhalefetle konuşmaya her zaman hazırız. Buna mukabil karşımızda sadece siyaset ortaya koyamayan arkayik bir muhalefet var. Getirilen her hizmete projeye karşı olan, ama ortaya bir program koyamayan hatta niyet koyamayan bir muhalefetle karşı karşıyayız.
“EN BÜYÜK AVANTAJIMIZ MİLLETİMİZİN KADİM ÖZELLİĞİDİR”
Hayat pahalılığı başta olmak üzere çeşitli sıkıntılara karşı karşıya olduğumuz gerçektir. Fakat bu millet gerici bir muhalefeti de hak etmiyor. Ülkemizin bu güne kadar her meselesini nasıl biz çözdüysek, Allah’ın izniyle yine bu sıkıntıların üstesinden biz geleceğiz. Kendini yenilemek başkalaşmak değil, aynı mayayla varlığını devam ettirmek, büyümek, çoğalmak demektir. Dünya yeni bir dönüşümün eşiğindedir, bu süreçte en büyük avantajımız milletimizin en kadim özelliğidir.
“HAYAT PAHALILIĞININ İNSANLAR ÜZERİNDEKİ YÜKÜ AZALTMASINI SÜRDÜRECEĞİZ”
Küresel güvenlik ve ekonomi krizine bu gözle baktığımız için geçici sorunlar karışında paniğe kapılmıyoruz. Hedeflerimize daha hızlı yol almayı tercih ediyoruz. Bu arada 85 milyon vatandaşımızın her biri için konjönktürün getirdiği sıkıntıları karşılamak için geri adımda durmuyoruz. Asgari ücret artışı, memur ve emekli maaşlarına yapılan yüksek zamlar, destek ve sübvansiyon gibi paketler, bu yaklaşımımızın karşılığıdır. Önümüzdeki aylarda bu doğrultuda yeni adımlar atarak, hayat pahalılığının insanlar üzerindeki yükü azaltmasını sürdüreceğiz. Geçmişte ülkemizi vesayet güçleri, darbecilerle istedikleri gibi yönlendirenler, kendi içlerindeki çürümeye bakmadan hala ülkemizi yönlendirmeyi düşünüyor. Bu konuda sergilenen tavırlar, karşımızdakilerin hak, özgürlük ve ekonominin karşısındaki hususlarından değil çıkarlarının endişelerinden kaynaklanıyor.
“BUNDAN SONRASINI MİÇOTAKİS DÜŞÜNSÜN”
Lafa gelince herkesin büyük laflar ettiği Karadeniz’in kuzeyindeki savaş da dahi Ukrayna’ya en büyük desteği biz verdik. Krizin çözümüne hiçbir katkısı olmayacak şovların yerine Rusya’yla insani ilişkilerimizi sürdürerek, bölgedeki barışın devamı ve müzakere yapılmasıyla en samimi yaklaşımı biz gösterdik. Bizim NATO’nun genişlemesi konusundaki yaklaşımımızın bağnazlıktan ya da düşmanlıktan değil terörle mücadelemizdeki ilkeli tutumumuzdan kaynaklanıyor. Muhataplarımızın tamamına, Türkiye’nin NATO’nun genişlemesindeki yaklaşımını terörle mücadele ve müttefiklik vurgusuyla açıkladık. Bu yanlışı Türkiye, Yunanistan ve Fransa’nın NATO’dan çıkışı döneminde Türkiye o zaman onlara destek vermişti. Ve ne oldu? Şu anda Yunanistan bizimle nasıl uyum içinde? FETÖ’nün Avrupa’ya gidiş güzergahı şu an Yunanistan değil mi? Şu anda 10’a yakın üs var Yunanistan’da. Bu üsler Yunanistan’da niye kuruluyor? Şu anda Avrupa ülkelerine 400 milyar Euro borcu olan bir Yunanistan var. Kendileriyle görüştük. Görüşmede aramıza 3. ülkeleri sokmayalım diye mutabık kaldık. Bundan sonrasını Miçotakis düşünsün. Biz kendimize yeteriz. ‘F-16’ları Türkiye’ye vermeyin’ diye ABD’ye telkinde bulunan bir Yunanistan ile karşı karşıyayız. Bundan sonra benim için Miçotakis diye birisi yok. ABD herhalde Yunanistan’ın lafına göre hareket etmeyecektir.
“TERÖR ÖRGÜTLERİYLE KOL KOLA YÜRÜYORSUNUZ”
İsveç ve Finlandiya meselesinde her iki ülkede Türkiye karşıtı tutumun kabul edilemez olduğunu belirttik. Ben şimdi sesleniyorum: Sayın Anderson bak bana neler söyledin. Stockholm’ün caddelerinde teröristler bağırarak yürüyorlar. Ve senin polislerin onları koruma altına alıyor. Sadece orası mı? Almanya’da da aynı yürüyüşler olmuyor mu? Bakıyorsunuz orada bizim vatandaşlarımız bir şey yaptığında Alman polisi bastırıyor yere, dizini üstüne koyuyor. Hatta 16 yaşında gencimize yaptılar bunu. Olmaz böyle bir barış. Siz ancak terör örgütleriyle kol kola yürüyorsunuz. Ancak bunu başarıyorsunuz. Biz adımlarımızı nasıl atacağımızı biliyoruz. Buradan bir kez daha altını çizere ifade etmek istiyorum. Türkiye için tehdit oluşturan terör örgütlerine her türlü desteği vererek onları koruyanlar, geçmişte olduğu gibi kibirli tavırlarından vazgeçmeleri gerekir. Bu arada güney sınırlarımız boyunca 30 km derinliğinde güvenlik alanı oluşturmak için yaptığımız çalışmaların eksik kalan kısımları için çalışmalarımızı yapıyoruz. Perşembe günü yapılacak Milli Güvenlik Kurulu’nda bu hususlar enine boyuna değerlendirilecek ve kararımızı alacağız.
“BİR TÜRK VATANDAŞIMIZI UZAY İSTASYONUNA GÖNDERİYORUZ”
Sevgili gençler, uzay alanında iddiasını ortaya koyan bir Türkiye için yaklaşık 1 yıl önce bu kürsüden milli uzay programımızı açıkladım. Ülkemizin uzay alanındaki hak ve menfaatlerimizi korumak için belirlediğimiz iddialı ama ayakları yere basan 10 hedefi sizlerle paylaşmıştım. Bugün hedeflerimizden birine yönelik önemli bir duyuru. Artık dünyada siyasi bağımsızlığın teknolojik bağımsızlıktan geçtiğini biliyoruz. Dünya düzeninin belirleyicisi konumundaki teknolojilerin her alanında proaktif bir Türkiye inşa ediyoruz. Uzay yarışında yer almak lüks değil bir mecburiyettir. Bu salondaki basın mensupları aracılığıyla Bakan arkadaşlarım aracılığıyla birçok insan uzaya gitme hayali kurmuştur. Evet artık o vakit geldi. Milli uzay programımız çerçevesinde 1 Türk vatandaşımızın uzay istasyonuna gönderilmesi sürecini resmen başlatıyoruz.
YORUMLAR