Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yüksek yargı temsilcileriyle iftar programına katıldı.
Adaletin olmadığı yerde huzur, birlik, güvenlik refah ve ilerlemenin de olmayacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemiz doğrudan millet iradesini yansıtan, milletin kültüründen neşet eden, evrensel değerlerden beslenen, özgürlükleri merkeze alan sivil bir anayasaya sahip olmadıkça bu tartışmalar bitmeyecektir” diye konuştu.
Son 20 yılda gerçekleştirilen demokrasi atılımları sayesinde, adaletin en hızlı ve en tarafsız şekilde tecellisinin önünde engel teşkil eden pek çok mazeretin ortadan kaldırıldığını belirten Erdoğan, şunları söyledi:
“Bugün anayasa mahkememizin kuruluşunun 60’ıncı yılını kutluyoruz. Anayasa mahkemesi gerek hukuk sistemimizin, gerek cumhuriyetimizin en temel, en köklü kurumları arasında ilk sıralarda yer almaktadır.
Yüksek mahkememizin ifa ettiği görevleri ve sorumlulukları itibariyle özellikle devlet ve toplum hayatımızda müstesna bir konumu vardır. Sayın başkan ve üyelerin şahsında anayasa mahkememizin 60’ıncı yaşını canıgönülden tebrik ediyorum. Kuruluşundan bugüne kadar anayasa mahkemesinin çatısı altında adaletin tecellisi uğrunda samimiyetle çalışan herkese şükranlarımı sunuyorum. Yüksek mahkeme mensuplarından ebediyete irtihal edenleri saygıyla anıyor, Mevla’dan kendilerine rahmet diliyorum. Yine bu vesileyle bugün 24’üncü orucunu tuttuğumuz ve artık uğurlamaya hazırlandığımız ramazan-ı şerifinizi tebrik ediyorum. Kardeşliğin, dostluğun, muhabbetin gönülleri doldurduğu bu kutlu ayın ülkemize, milletimize ve tüm insanlığa hayırlar getirmesini, barışa, huzura, istikrara kapı aralamasını Rabbimden niyaz ediyorum.”
Yüksek Yargı Temsilcileri ile İftarhttps://t.co/AdCUWykgb9
— Recep Tayyip Erdoğan (@RTErdogan) April 25, 2022
“ADALET DUYGUSUNUN ZEDELENDİĞİ BİR YERDE BARIŞ VE İSTİKRARDAN SÖZ EDİLEMEZ”
“Değerli dostlar, adaleti mülkün temeli gören devletin dininin adalet olduğunu telkin eden bir geleneğe mensubuz. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın prensibi, yönetim anlayışımızın köşe taşlarından biridir. Sadece devleti değil, bireyden başlayarak tüm toplumu ayakta tutan temel direk de yine adalettir. Adalet hangi ırktan, hangi inançtan, hangi renkten, hangi coğrafyadan olursa olsun tüm insanlığın ortak arayışı, ortak talebi, ortak değeridir.
İnsanın şahsi hayatında her şeyin başı nasıl sağlıksa, devlet işleyişinde ve toplum hayatında da her işin başı adalettir. Ecdadımız ilk insanla birlikte var olan bu hakikati, adalet dairesi tabiriyle tekemmül ettirmiş, kurumsallaştırmıştır. Buna göre, devlet hukuk, siyaset, ordu, iktisat ve toplum arasındaki zincirleme ilişkinin ilk ve son halkası, adalettir.
Adaletin olmadığı yerde huzur olmaz. Birlik olmaz, güvenlik olmaz, kalkınma, ilerleme, refah olmaz. Hukukun işlemediği adalet duygusunun zedelendiği bir yerde sosyal barış ve istikrardan söz edilemez. Gerek tarihteki önemli dönüm noktalarına, gerekse etrafımızda yaşanan huzursuzluklara baktığımızda hepsinin de gerisinde muhakkak adaletin tesisiyle ilgili sıkıntıları görüyoruz. Adaletle ilgili temel sorunlarını çözme kabiliyetini yitiren toplumlar, iç çatışmalardan işgallere kadar birçok can yakıcı krizle boğuşmak zorunda kalıyorlar. Türkiye özellikle son 20 yılda gerçekleştirdiği demokrasi ve kalkınma atılımları sayesinde, hamdolsun kendini bu ateş çemberinin dışında tutmayı başarmıştır. Milletimize verdiğimiz ülkeyi eğitim, sağlık, adalet ve güvenlik üzerinde yükseltme sözümüze daima sadık kaldık. Asırlar boyunca atalarımıza rehberlik eden adalet dairesi 2002’den beri bizim de devlet ve siyaset tasavvurumuza istikamet çizdi, hukuki düzenlemelerde pusulamız, referans kaynağımız oldu.
“HAKİMLERİMİZİN VE SAVCILARIMIZIN EĞİTİM, ÖZLÜK VE SOSYAL HAKLARI KONUSUNDA TARİHİ DÜZENLEMELER YAPTIK”
Altyapıdan mevzuata, eğitimden vatandaşa bakış açısına uzanan geniş bir yelpazede köklü değişikliklere imza attık. Yargıda da temel kanunların yenilenmesinden geleneksel mimariye sahip yeni adliye saraylarının inşasına, ulusal yargı ağı kuruluşuna kadar cumhuriyet tarihinin en büyük reformlarını bu vesile ile gerçekleştirdik.
Anayasa mahkemesi bireysel başvuru imkanı lekelenmeme hakkı alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemleri, kamu denetçiliği kurumu ve istinaf mahkemeleriyle iki dereceli yargılama sistemine geçilmesi de hukuk sistemine kazandırdığımız önemli yeniliklerdir.
Hakimlerimizin savcılarımızın ve yardımcı personelin eğitimi, özlük ve sosyal hakları, bu konuda da tarihi nitelikte düzenlemeler yaptık. Ayrıca yüksek mahkemelerimizi modern, ferah ve her türlü teknolojik imkana sahip hizmet binalarına kavuşturduk.
Böylece ülkemizde adaletin en hızlı, en tarafsız şekilde tecellisinin önünde engel teşkil eden pek çok mazereti ortadan kaldırdık. Adalet sisteminin kalitesinde yaşanan iyileşmelerin, milletimizin yargıya yönelik bakış açısına da müspet olarak yansıdığını gördük.
“KARŞILAŞTIĞIMIZ ONCA BADİREYE RAĞMEN YARGIYA GÜVEN GİDEREK YÜKSELİYOR”
Karşılaştığımız onca badireye 17-25 Aralık ve 15 Temmuz gibi darbe girişimlerine rağmen yargıya güven giderek yükseliyor. Adalet teşkilatımız, FETÖ’cü unsurlardan kurtuldukça, yürütmesi, yasaması ve yargısıyla demokrasimiz Allah’a hamdolsun güç kazanıyor.
Hukuk devleti ilkesinde kaydedilen ilerlemeler, devletle vatandaş arasındaki bağları güçlendirme yanında Türkiye’nin ekonomisine, diplomasisine, turizmine, ticaretine ve dışardaki itibarına da olumlu etki ediyor.
Ülkemizi demokrasi ve özgürlüklerle büyütme perspektifimiz çerçevesinde reform irademizi diri tutuyoruz. Türk demokrasisini birinci sınıf bir demokrasi haline getirmek için çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürüyoruz.
“MEVCUT ANAYASAMIZ MAALESEF RUHUNU DARBECİLERİN ÜFLEDİĞİ BİR ANAYA METNİDİR”
Kıymetli misafirler, anayasa her ne kadar maddelerden oluşsa da her birinin aynı zamanda bir ruhu vardır. Mevcut anayasamız maalesef ruhunu darbecilerin üflediği bir anayasa metnidir. Süngü tehdidi altında yazılan ve millete dayatılan bu anayasa son 40 senede birçok kez değiştirilmiş pek çok defa revizyona uğramıştır. 1982 anayasası ile ilgili en kapsamlı en köklü değişiklikleri de biz yaptık.
Özellikle cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçişle milli iradeyi zayıflatan antidemokratik girişimlere kapı aralayan, yönetimde çift başlılık sorununa son verdik. Ancak tüm bu revizyonlara rağmen, anayasamıza sirayet etmiş ruhu tamamen ortadan kaldıramadık. Bugün siyasetten akademiye, yargı mensuplarından sivil topluma kadar hemen herkes mevcut anayasanın diliyle, ruhuyla bütünlüğünü yitirmiş bir metin olduğunu kabul ediyor. Değişikliklerle adeta bir yamalı bohçaya dönüşen 1982 anayasasının çözümsüzlük kaynağı olduğu karşılaştığımız her sınamada daha iyi anlaşılıyor. Bu acı gerçeğe gerek devlet sistemimizin işleyişinde, gerekse yargıyla ilgili zaman zaman kamuoyunda yaşanan tartışmalarda hep beraber şahit oluyoruz.
Her tartışmayla birlikte Türkiye’nin demokratik sivil, özgürlükçü bir anayasaya olan ihtiyacını çok daha iyi kavrıyoruz. Ülkemiz doğrudan millet iradesini yansıtan, milletin kültüründen neşet eden, evrensel değerlerden beslenen, özgürlükleri merkeze alan sivil bir anayasaya sahip olmadıkça bu tartışmalar bitmeyecektir. Milletimizin iradesine pranga vuran ve demokrasimize gölge düşüren bu meseleyi çözmek siyaset kurumunun öncelikli görevidir.
“2023 SEÇİMLERİ SONRASI TÜRKİYE, BU MESELEYİ ÇÖZEBİLECEK SİYASİ VASATA KAVUŞMUŞ OLACAKTIR”
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle ülkemizin asırlık meselelerini çözme iradesi gösteren siyaset müessesesinin milletimizi ve yargımızı darbe anayasası kamburundan da muhakkak kurtaracağına inanıyorum.
Biliyorsunuz bu anlayışta geçtiğimiz yıl bir çağrı yapmış kendi hazırlıklarımızı da tamamlamıştık ancak muhalefet partilerinin hiçbiri ortaya somut bir anayasa metni koyamadığı için bu gayretimiz şimdilik yarım kaldı. İnşallah 2023 seçimleri sonrası Türkiye, bu meselesini de çözebilecek siyasi vasata kavuşmuş olacaktır. Bu düşüncelerle sözlerime son verirken iftar soframıza teşriflerimiz için her birinize ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum. Kuruluşunun 60’ıncı yıldönümünde bir kez daha başkan ve çalışanlarına kadar anayasa mahkemesinin tüm mensuplarına başarılar diliyorum. Yıldönümü etkinlikleri vesilesiyle ülkemize gelen misafirlerimize yine şahsım, milletim adına teşekkür ediyor, hepinize sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum kalın sağlıcakla.”
YORUMLAR