Demir Kubbe: İsrail’in hava savunma sistemi nasıl çalışıyor?

Demir Kubbe: İsrail’in hava savunma sistemi nasıl çalışıyor?

Demir Kubbe, İsrail’in geliştirdiği ve 10 yıldan uzun zamandır kullandığı hava savunma sisteminin adı. Demir Kubbe, roket, füze ve havan toplu gibi kısa menzilli saldırılara karşı kullanılıyor.

İran’dan İsrail’e 200’e yakın füze fırlatılmasının ardından İsrail genelinde ölü ya da yaralı olmadığı duyuruldu ve sivillerin sığınaklardan çıkabileceği ifade edildi.

İsrail ordusu İran’dan 180’e yakın füze fırlatıldığını söyledi. Çoğu füzenin İsrail ve ABD hava kuvvetleri tarafından engellendiği belirtildi.

Bazı bölgelere füze ulaştığı bildirildi. Hasar tespiti yapıldığı ifade edildi.

İsrail ordusu sözcüsü Daniel Hagari de, “Hem savunmada hem de saldırıda yüksek alarm durumundayız. İsrail vatandaşlarını savunacağız. Bu saldırının sonuçları olacaktır. Planlarımız var ve karar verdiğimiz yer ve zamanda operasyon yapacağız” dedi.

Sözcü, “Herhangi bir can kaybından haberdar değiliz” diye ekledi.

ABD Savunma Bakanlığı Pentagon, İran’ın son saldırısının Nisan’dakine kıyasla “iki kat daha büyük olduğunu” açıkladı.

İran’ın attığı füzelerin bir kısmı İsrail’in Demir Kubbe hava savunma sistemi tarafından engellendi.

Demir Kubbe nedir?

Demir Kubbe, İsrail’in geliştirdiği ve 10 yıldan uzun zamandır kullandığı hava savunma sisteminin adı.

Bu sistem, İsrailli savunma şirketi Rafael ile İsrail devletine ait Hava ve Uzay Sanayileri kurumu tarafından ortak geliştirildi. Sistemin üretimi İsrail’in kuzeyindeki tesiste yapılıyor.

İsrail basınında yer alan haberlerde, üretiminin ilk etapta tamamen ülkenin kendi kaynaklarından karşılanması planlanıyordu. Ancak seri üretime geçilmesinin ardından ABD’den alınan finansal destek karşılığında sistem bileşenlerinin yarısı ABD’de üretilmeye başlandı.

ABD’nin İsrail’in füze savunma sistemleri programına yıllık 500 milyon dolar destek vermesi öngörülüyordu.

İsrail, 2006’daki Hizbullah ile savaşıyla ortaya çıkan ihtiyacın ardından, Demir Kubbe sistemini 2011 yılında kullanmaya başladı. Bu, İsrail’in farklı menzillerdeki füze saldırılarına karşı geliştirdiği üç hava savunma sisteminden ilkini oluşturuyor.

Demir Kubbe, roket, füze ve havan toplu gibi kısa menzilli saldırılara karşı kullanılıyor.

Rafael, internet sitesinde Demir Kubbe’yi “etkinliği muharebe ortamında kanıtlanmış dünyanın tek çok amaçlı sistemi” olarak tanımlıyor.

İsrail’in diğer hava savunma sistemleri de uçak, insansız hava aracı ve uzun menzilli füzeler gibi orta ve uzun menzilli tehditlere karşı geliştirdiği Davut’un Sapanı, atmosferin en üst katmanlarına kadar ulaşan Ok 2 ve atmosfer dışına çıkabilen Ok 3 olarak sıralanıyor.

Sistem nasıl çalışıyor?

Demir Kubbe, hem gece hem gündüz hem de her türlü hava koşulunda çalışacak şekilde tasarlandı.

Demir Kubbe kapsamında tehdidi algılayan radar sistemi yer alıyor. Bu radarlar, gelen roketin ne ölçüde bir tehdit oluşturduğunu tespit ediyor.

Atılan roketin yerleşim yerlerine ya da önemli altyapı tesislerine yönelmesi halinde ise bunu imha etmek üzere füze gönderiliyor.

Bu füzeler, mobil üniteler ya da sabit noktalardan ateşlenebiliyor ve bunlar aracılığıyla gelen roket havada imha ediliyor.

Rafael, sistemin yüzde 90 başarı oranına sahip olduğunu söylüyor.

Ancak daha önceki çatışmalarda da görüldü ki, Hamas’ın çoğu “ev yapımı” birkaç yüz dolar değerindeki roketleri bu pahalı sistemi delerek hasara ve can kaybına yol açıyor.

Demir Kubbe’de kullanılan savunma füzeleri 20 bin ila 100 bin dolara mal oluyor.

Demir Kubbe, İsrail için ne kadar önemli?

Demir Kubbe, İsrail’in roket ve füzelerin can ve mal kaybına yol açmasını engelleme çabalarında önemli rol oynuyor.

Dönem dönem çatışmaların şiddetlendiği bu bölgede, özellikle İsrail’in güneyinde ve kuzeyinde normal hayatın devam etmesi ve güvenliğin sağlanmasında kritik önem taşıdığı belirtiliyor.

Bu sistemi savunanlar, Demir Kubbe sayesinde İsrail’in kendisine yönelik tehdidi azalttığını ve özellikle 2010’larda gerilimin yükseldiği dönemlerde bu sayede kara harekatına gerek kalmadığını ifade ediyor.

Ancak, İsrail’in Gazze ve Lübnan’dan gelen tehditler karşısında bu sisteme fazla güvendiği ve diğer güvenlik artırıcı önlemlere yeterince kaynak ayırmadığını düşünenler de var.

Bunların başında da roket saldırısı anlarında erken uyarı sisteminin yeterince etkin çalışmaması ve yeterli sayıda sığınak olmaması geliyor.

YORUMLAR

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir