Bireylerin hayatın doğal akışı içerisinde üzücü olaylar karşısında üzüntü duymalarının normal bir süreç olduğunu ifade eden Beykent Üniversitesi Hastanesi’nden Uzm. Klinik Psikolog Dilek Memnun, depresyon ve üzüntü arasındaki farklardan bahsetti. Memnun, “Gündelik hayatın içerisinde bireyler kendilerini moralsiz, mutsuz, karamsar veya üzgün hissedebilmektedir. Fakat depresyon üzgün hissetmekten daha farklı süreçleri içerisinde barındırmaktadır” dedi.

“SÜREKLİ UYUMA. UYUMADA ZORLUK ÇEKMEK, SÜREKLİ YORGUN HİSSETMEK”

Memnun, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Hayat içerisinde yaşanan bazı süreçler üzüntüyü meydana getirebilmektedir. Sonuçta hayatın bize her dakika mutlu olmakla ilgili bir vaadi yoktur. Depresyonun belirtilerini incelemek bu süreçte üzüntü ile aralarındaki farkı anlamaya yardımcı olacaktır. Depresyon belirtileri arasında sürekli üzgün hissetmek, günlük aktivitelerde ilgi ve zevk kaybı, bireyin aşırı yeme ihtiyacı ya da iştahsızlık, uyku ile ilgili problemler, sürekli uyuma, uyumada zorluk çekmek, sürekli yorgun hissetmek, konuşmada ve hareketlerde yavaşlık, değersiz ve suçlu hissetmek, konsantrasyon kaybı, karar vermede zorluk ve intihar eğilimleri görülebilmektedir.”

“6AY SÜRE İLE DEVAM EDİYOR OLMASI GEREKİR”
Depresyon tanısı konulabilmesi için semptomların en az 6 ay süre ile devam ediyor olması gerektiğini söyleyen Uzm. Klinik Psikolog Dilek Memnun, “Depresyon bireylerde her yaşta görülebilmektedir. Gündelik yaşamda morali bozulan birey olumlu bir durum oluştuğunda kendini iyi hissedebilir fakat depresyon tanımlı birey, olaylar karşısında kendini daha iyi hissetmez. Depresyon ve üzüntüyü birbirine karıştırmayın. Dolayısıyla belirtildiği gibi gündelik yaşanan, hayatın içerisinde olağan durumlara karşı gösterilen umutsuzluk hallerini depresyon olarak tanımlamak hatalı bir yaklaşım olabilir” diye konuştu.