Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan görüşmesinin ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu.
‘YARALARIMIZ SARILANA KADAR SAHADA OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ’
Erdoğan ile faydalı bir görüşme gerçekleştirdiklerini belirten Destici şu bilgileri verdi:
“AK Parti heyeti ile şahsım ve parti heyetimiz güzel ve faydalı bir görüşme gerçekleştirdik. Bu görüşmemizin içerisinde 11 ilimizin yaşadığı deprem birinci gündem maddemizdi. Burada yapılan çalışmalar, bizim tespitlerimiz ve önerilerimizi de Sayın Cumhurbaşkanımızla konuştuk. Gittikçe ciddi bir toparlanma var. Gün geçtikçe de her gün bir önceki günden daha iyi oluyor. İnşallah bu toparlanmayı, yaraların sarılmasını daha üst düzeye çıkaracak hükümetimiz, devletimiz, bakanlarımızın tamamı sahada hemen hemen. Bütün kurumlarımız iş birliği içinde. Milletimiz müthiş bir dayanışma örneği gösterdi. Biz de Büyük Birlik Partisi ve Alperen Ocakları Vakfı olarak arama kurtarma ve yardım ekiplerimiz ilk günden beri sahadalar. Tüm yaralarımız sarılana kadar devletimiz de biz de hep birlikte sahada olmaya devam edeceğiz.”
CUMHUR İTTİFAKI GENİŞLEYECEK Mİ?
Destici, “Cumhur İttifakı genişleyecek mi?” sorusuna şu şekilde yanıt verdi:
“Ben daha önce de ifade ettim. Cumhur İttifakı’nın ilkelerine (devletin varlığı, ülkenin bütünlüğü, milletin istiklali ve istikbali) bu hassasiyetleri gösteren siyasi partiler elbetteki Cumhur İttifakı’na dahil olabilirler. Ben Büyük Birlik Partisi adına konuşuyorum. Gündemdeki bütün meseleleri konuşma fırsatı bulduk. Ama şu anda bunların detayını paylaşmam çok doğru olmaz.”
“Seçime kendi ambleminizle mi gireceksiniz?” sorusunu ise şöyle cevapladı:
“Bizim kendi arzumuz, kararımız, isteğimiz kendi adımızla, amblemimiz, adaylarımızla seçime katılma noktasında. Burada bir diğer Cumhur İttifakı’na özellikle Cumhurbaşkanlığı ayağında seçimlerin en yüksek katkıyı sağlamak için bunu arzu ediyoruz. Güzel, faydalı bir görüşme gerçekleştirdik. Hem biz devletimizi, ülkemizi, milletimizi önceliyoruz daha sonra partimizi önceliyoruz. Dolayısıyla da bizim burada bir problemimiz yok. Yani bir anlaşmazlık yok. Uyumlu bir şekilde ittifakımız ve çalışmalarımız devam ediyor. Heyetlerimiz zaten daha önce 3 görüşme yapmıştı, tekrar bir araya gelecekler ve son noktayı koyacağız.”
‘TAM BİR UYUM İÇERİSİNDE ÇALIŞMALARIMIZI SÜRDÜRÜYORUZ’
Destici görüşmenin ardından TRT Haber’e de özel açıklamalar yaptı.
“Tam bir uyum içerisinde görüş, öneri fikir alışverişi içerisinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Hem AK Parti hem bizim heyetlerimiz 2 görüşme gerçekleştirmişlerdi. Onların sonuçlarını biz baş başa değerlendirme imkanı bulduk, sonra da heyetlerimizle birlikte değerlendirdik. Bizim Sayın Cumhurbaşkanımızla görüşmemiz ağırlıklı olarak deprem ve bundabn sonraki çalışmalarımıza yönelikti. Bölgede yaptığımız tespitleri de Cumhurbaşkanımıza sunduk.”
Destici konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Her parti kendi aday listeleri üzerinde çalışmalarını sürdürüyor. Cumhurbaşkanı adayımız Recep Tayyip Erdoğan. Bütün gücümüzle, imkanlarımızı seferber ederek seçimlerin kazanılması için de çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bizim önceliğimiz devletin bütünlüğü, milletin istiklali ve istikbali.”
Muhalefete yönelik, “Sayın Kılıçdaroğlu ‘başkası olacağına PYD olsun’ dedi. O bölgedeki varlığını kabul etti. Devleti bölünmeye doğru götürüyorsunuz demektir” eleştirilerinde bulundu.
Destici eleştirilerine şöyle devam etti:
“Orada bir ilkesel tavrımız var. Cumhur İttifakı’nın kuruluşuna uygun olması gerekiyor. Vatandaşlarımızın refahı, hukuk ve demokrasiyi önceleyen net duruş sergilemek gerekiyor. Buna uyan bütün siyasi partiler burada tabiiki yer alabilir. Burası bir noter ya da pazarlık masası değil. Burada öncelikler devleti, insanımızı önceliyor. Kılıçdaroğlu’nun geri adım atmayacağını söylemiştim. Zaten masayı kurmasındaki hedefte de bu vardı. Adaylığı aldı. İyi Parti kendi tabanıyla çelişen bir adayı nasıl destekleyecek? Ben o tabanda kopuşlar görüleceğini düşünüyorum. Seçmenlerimizin bu gelişmelerden sonra Cumhur İttifakı partilerine yöneleceğini düşünüyorum. Yarın Türkiye’de Allah korusun bir iktidar değişikliğinde bir iç savaşa sürüklenme olasılığı çok yüksek. Öyle bir ihtimali düşünmek dahi istemiyorum. Türkiye’yi çok kötü günler bekler.”
YORUMLAR