Dışişleri Bakanı Fidan, Gürcistan Dışişleri Bakanı Maka Botchorishvili ile Bakanlıktaki görüşmesinin ardından basın toplantısı düzenledi. Dış politikanın temel unsurlarından biri olarak bölgesel sahiplenme anlayışıyla hareket etmek ve komşu ülkeler ile ilişkileri en iyi seviyeye çıkarma vizyonunu benimsediklerini dile getiren Bakan Fidan, “Çevremizdeki ülkelerin daha müreffeh ve daha güvenli olmasını istiyoruz. Bu sayede ülkemizin refahını ve güvenliğini artıracağımızı biliyoruz. Gürcistan bu vizyonu harekete geçirmeyi başardığımız stratejik ortağımızdır. Senelerdir pek çok alanda iş birliği içerisindeyiz. Bu çabalar sayesinde her iki ülkenin de yararına olan örnek nitelikte komşuluk ilişkisi tesis ettik” dedi.

“Barışa ulaşılabilmesi için iki tarafın da dahil olduğu girişimleri hep destekledik”
Botchorishvili ile gerçekleştirdikleri toplantıda, bölgesel gelişmeleri de ele aldıklarını belirten Bakan Fidan, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın daha fazla yıkım ve kayba yol açmadan sona ermesini arzu ettiklerini dile getirerek, “Türkiye olarak savaşın başından bu yana barışa ulaşılabilmesi için iki tarafın da dahil olduğu girişimleri hep destekledik. Bugün de aynı görüşü savunuyoruz. Cumhurbaşkanımız da ifade ettiler, Türkiye olarak gelecek görüşmelere ev sahipliği yapmak dahil barış çabalarına her türlü desteği vermeye hazır olduğumuzu bir kez daha ifade etmek istiyorum” diye konuştu.

“İsrail, güvenliğin tesisi kisvesi altında sürdürdüğü bölgesel yayılmacılığa son vermelidir”
Bölgedeki barış ve istikrarın önündeki en büyük engelin, İsrail’in bölgesel düzeydeki saldırganlığı ve Filistin’de yaşananlar olduğunu belirten Fidan, “Netanyahu’nun Suriye ile ilgili son söylemleri İsrail’in barıştan yana olmadığını açıkça göstermektedir. İsrail, güvenliğin tesisi kisvesi altında sürdürdüğü bölgesel yayılmacılığa son vermelidir. Küresel savaşların ve krizlerin tamamında barış ve adaleti hedeflemeliyiz” ifadelerini kullandı.

“Suriye’de geçiş süreci kapsayıcı olmalı ve ayrılıkçılığa geçit vermemeli”
Türkiye’nin, her zaman Suriye’nin geleceğinin Suriye halkı tarafından belirlenmesi gerektiğini savunduğunu vurgulayan Dışişleri Bakanı Fidan, “Ulusal Diyalog Konferansı’nın düzenlenmesini, Suriye halkının geleceğine sahip çıkma çabasının önemli bir parçası olarak görüyoruz. Konferansın, Suriye’de geçiş sürecinin kapsayıcı bir şekilde sürdürülmesine, devlet kurumlarının birlik ve beraberlik anlayışıyla tesis edilmesine ve Suriye halkının ortak müreffeh geleceğine katkı vereceğini düşünüyoruz. Siyasi geçiş sürecinin sonraki adımlarının da kapsayıcı olmasını ve ayrılıkçı hareketlere geçit vermeyen bir şekilde hayata geçirilmesini bekliyoruz” dedi.

Bakan Fidan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ve Türkiye’nin, savaşın başından bu yana tutumunun bir an önce bu yok edici savaşın durması yönünde olduğunu hatırlatarak, “Bu konuda hem stratejik hem taktik düzeyde girişim, çalışma ve temaslar oldu ancak taraflar arasında bugüne kadar bir mesafe kat edilemedi. Bugün itibarıyla yeni ABD yönetimiyle yeni bir süreç başladı. Taraflar arasında dolaylı yürüyen bütün ilgili tarafların da içinde bulunduğu bir görüşme trafiği var. ABD’liler bir taraftan Ruslar ile görüşüyorlar, bir taraftan Ukrayna ve AB ile konuşuyorlar, Ruslar ve Ukraynalılar bizimle görüşüyorlar. Şu anda görünen, muhtemel bir ateşkes anlaşmasının şartları ne olacak. Bunun devamlılığı nasıl olacak, bu ateşkes anlaşması bir barış anlaşmasına dönebilir mi, dönerse bunun şartları ne olacak, savaşın durması durumunda güvenlik garantileri neler olacağı hakkında temas trafiği var. Türkiye, bölgenin güçlü ve önemli bir ülkesi. Barışın hayata geçirilmesinde, devamlılığında, ateşkesin muhafazasında muhakkak önemli roller oynayacaktır. Bu yönde Türkiye’nin büyük bir potansiyeli var. Buna ilişkin çeşitli tarafların temasları oluyor” şeklinde konuştu.