İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik yürütülen soruşturma kapsamında İmamoğlu’nun terör suçlamasına karşı verdiği ifade ortaya çıktı.
“Bana göre milletini vatanını ve bayrağını benden çok seven yoktur”
İmamoğlu, “Terör örgütleri içerisinde aktif olarak faaliyet gösteren akrabanız veya yakınınız var mı?” sorusu üzerine, “Türkiye Cumhuriyet Devleti ve milleti aşığı bir kişiyim. Öyle bir ailede doğdum büyüdüm ben hiç kimse ile vatan sevgisi konusunda yarışmam. Çünkü her vatandaşı vatansever olarak kabul ederim. Ama bana göre milletini vatanını ve bayrağını benden çok seven yoktur. Bu sorunun ahlaksız ve kasıtlı olduğunu düşünüyorum” dedi.
İmamoğlu’na ifadesi esnasında PKK/KCK terör örgütünün üst düzey yöneticilerinden olan Duran Kalkan isimli örgüt mensubunun terör örgütüne müzahir yayın yapan medya haber ajansı üzerinden 19 Mart 2024 tarihli yapmış olduğu açıklamalarda, “Özgürlük mücadelesinin bir parçası olarak bu seçimlerde de gereken yapılacak yani işte yurtsever olanlar özgürlük mücadelemizin yurtseveri taraftarı olanlar tabi yani kendi yöneticilerini seçecekler.
HBDH (Halkların Birleşik Devrim Hareketi) iş 12 Mart’ta 2016’da kuruluşunu ittifakını ilan etti şekillenmesini 9. yılına girdi. 8 yıl boyunca önemli bir mücadele yürüttü bir yandan siyasi ortamı etkilemeye çalıştı ama diğer yandan antifaşist mücadeleye öncülük etti silahlı direnişten sokak eylemlerine, mitinglere, demokratik siyasi mücadele kadar her alanda etkili oldu aslında. Mevcut durumda işte yerel seçimler var çeşitli biçimlerde seçimi bir mücadele işte antifaşist mücadele yöntemine dönüştürmek gerekli ama bu sadece antifaşist mücadelenin AKP, MHP faşizmine karşı mücadelenin bir biçimi ondan farklı ondan önde gelen mücadele biçimleri de uyguluyor HBDH yani seçimden de yararlanacak ama mücadelesini sürdürecek sürdürüyor” şeklindeki beyanlar aktarıldı.
Ardından terör örgütü güdümünde yayın yapan “ANF NEWS” isimli haber portalında PKK/KCK terör örgütünün üst düzey yöneticilerinden olan BESE HOZAT (A/K) isimli örgüt mensubu şahsın “Şu anda bu devletin, bu iktidarın bütün amacı, hedefi Kürt soykırım politikalarını sonuca götürmektir. O yüzden her yerde soykırım saldırısı yürütüyor ve bunu devam ettirecek. Israrla bunu devam ettirecek. Bu iktidar inkar-imha politikalarından vazgeçmedikçe, bu soykırım politikalarından vazgeçmedikçe bu kayyum politikası son bulmaz, devam eder… Giderek diğer belediyelere kayyum atayacaklar. Türkiye’de giderek işte İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne kayyum atayacak. Giderek işte kent uzlaşmasının geliştiği her yere dönüp bu politikayı geliştirecek” şeklinde açıklamalarda bulunduğu da belirtildi.
11 Şubat 2025’te PKK/KCK terör örgütü güdümünde faaliyet gösteren ve internet üzerinden yayın yapan medya haber isimli ajansta açıklamalarda bulunan Yıldırım Kaya isimli şahsın “Şimdi kendisi Milliyetçi Hareket Partisi ile HÜDA PAR ile ittifak yaparak seçimlere girdi kaybetti e şimdi Cumhuriyet Halk Partisi ile DEM, HDK ittifak yaparak İstanbul’da çok açık bir şekilde açık ara seçimleri kazandı şimdi İstanbul’u kaybetmek Türkiye’yi kaybetmek anlamına geldiği için kent uzlaşısı olmasaydı biz İstanbul’u kazanabilirdik varsayımı üzerinden hareket ediyor” şeklinde açıklamalar yaptığı da ifade edildi.
İmamoğlu’na “Yukarıda izah edilen hususlar kapsamında kent uzlaşısı hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatılmıştır. Size yukarıda açıklanan ‘kent uzlaşısı’ ne anlama gelmektedir? Ne zaman ne amaçla kuruldu? konu hakkında detaylı ifadenizi veriniz” şeklinde soru soruldu.
“Terör örgütü üyelerinin ne isimlerini ne söylemlerini biliyorum”
Ekrem İmamoğlu, “Ben 2018 Aralık ayında İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı adayı olarak Millet İttifakı tarafından ilan edildim. O dönemde İstanbul’da Milleti ittifatkını temsil eden CHP ve İYİ Parti genel başkanlarından da izin alarak ‘Millet İttifakı adayıyım bunu elbette söyleyeceğim ama müsaadenizle ben buradan İstanbul ittifakı adayı olduğumu ifade etmek isterim. Bu anlayış ile biz ileride bütün ülkemize Türkiye İttifakını temsil etmemiz gerekir’ dedim. ‘Kent Uzlaşısı’ ifadesinin DEM Parti söylemi olduğunu biliyorum. Yukarıda ismi geçen terör örgütleri ve bağlantılı bir kısım terör örgütü üyelerinin ne isimlerini ne söylemlerini biliyorum, ne de takip ettim öyle bir merakım da yoktur” şeklinde cevap verdi.
Ekrem İmamoğlu’na “İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca PKK/KCK terör örgütünün metropol illerde karar alıcı mekanizmalarda yer almasını ve bu şekilde etkinliğinin arttırılmasını sağlama amacıyla yukarıda izahı edilen ‘kent uzlaşısı’ kapsamında İstanbul ilçe belediye ve büyükşehir belediye meclis üyelikleri ile belediye başkan yardımcılarından 18 şahsın UYAP verilerine göre terör kayıtlarının olduğu, yine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında yapılan yazışmalarda bahse konu 18 şahsın 2024 yerel seçimlerinden yaklaşık bir ay öncesinden Halkların Eşitlik Ve Demokrasi Partisinden Cumhuriyet Halk Partisine üye olarak geçtiklerinin anlaşıldığı bu şahısların anılan kontenjan kapsamında karar alıcı mekanizmalarda yer almasının sağlandığı bahisle bu şahısların meclis üyesi olarak gösterilmesi kim veya kimler tarafından sağlandı siz bu şahısların terör örgütü ile iltisaklı olduğu yönünde herhangi bir bilgiye sahip miydiniz konu hakkında detaylı ifadenizi veriniz ?” şeklinde soru soruldu.
Ekrem İmamoğlu ifadesinde, “Bir önceki soruda cevapladığım gibi YSK’ya bildirilen listelerde bu isimler bulunmasına rağmen YSK’nın bu tespiti yapmayıp daha sonra bu soruşturma süreçlerinin başlatılmasını kasıtlı bir yargı üzerinden siyasi müdahale olduğunu tekrar hatırlatmak isterim. Beni ilgilendiren kısmı ile CHP İstanbul ve Türkiye’nin muhtelif şehirlerinde Türkiye’nin hukuken yasal olan siyasi partilerinde geçmişte üye olmuş birçok ismi Türkiye ittifakı kavramı ile listelerinde göstermiş olduğu gerçeğidir. 39 ilçede yaklaşık bin 500’e yakın meclis üyesinin kim olduğu ya da kimlerle iltisaklı olduğu meselelerini bilemem” cevabını verdi.
Ekrem İmamoğlu’na incelenen HTS kayıtlarına göre kendisine ait 2 ayrı telefon numarasından 252 ve 138 kere terör suçlarından adli idari işlem kaydı bulunan şahıs ile irtibatı olduğu söylenerek “sebebini açıklar mısınız?” diye soruldu. İmamoğlu, “Bahsi geçen telefon numaraları bana ya da şirketime kayıtlı olan telefonlardan ikisi olmakla birlikte bu telefonlar ağırlıklı olarak yakın çalışma arkadaşlarım tarafından kullanılıyor ve notlar alınır. Günlük telefon akışlarımın çok yoğun olduğu bir gerçektir.
Bahsi geçen yaklaşık 2 bin 500 gün içerisinde görüşüldüğü ya da irtibat kurulduğu iddia edilen 252+138 şahıs kavramının anlamsız, geçersiz ve sorulmasının dahi kasıtlı olduğunu düşündüğüm bir boyuttadır. Bahsi geçen zaman dilimi içerisinde 3 yerel seçim ve bir de genel seçim yaşanmış, Türkiye’nin gündemde bir siyasi kişiliği olarak bazen sadece 1 günde gelen yüzlerce aramanın içerisinde kum tanesi gibi kalır. İlave olarak ifade etmeliyim ki bu soruyu sorun savcılara tavsiyem odur ki bu kadar terörle iltisaklı olan kimselerin belli olduğu bir detaya sahipseler Türkiye’de ki GSM operatör firmalara bir uyarıda bulunarak bu kişiler birini aradığında ‘terör örgütü üyesi sizi arıyor’ şeklinde bir sinyalin verilmesi isabetli olacaktır.
Yine ifade edeyim ki bu kadar önemli siyasi bir kişiliği bu kadar sayıda terör örgütü üyesi aradıysa çok kereler bir kısım terör örgütü tarafından ölüm tehdidi dahil almış bir kişi olarak beni uyarmamaları ve beklemeleri bu soruşturma kapsamında dile getirmelerini kasıtlı hatta bir pusu stratejisi olarak görmekte ve bu beyan üzerinden ilgili kurum ve kuruluşlar kimler ise haklarında suç duyurusunda bulunacağımı da beyan etmek isterim” şeklinde cevap verdi.
Ekrem İmamoğlu’na Kent Uzlaşısı kapsamında PKK adına İmamoğlu ve İBB yöneticileri ile buluştuğu ve telefon görüşmesi yaptığı iddia edilen eski HDP Genel Başkan Yardımcısı Azad Barış ile arasında geçen 2 telefon görüşmesi ve birçok kez ortak baz olmasına ilişkin soru soruldu. Ekrem İmamoğlu, “Bu şahısla irtibat kurma amacınız nedir” ve “Azad Barış ile yüz yüze görüştünüz mü, görüştüyseniz ne amaçla bir araya geldiniz?” sorusuna, “Azad Barış isimli şahsı tanıyorum. Azad Barış’la irtibat kurduğum yaklaşık 7 yıl içerisinde sohbet ya da toplantıların hemen hemen tamamında DEM Parti’li bir kısım milletvekillerinin de olduğu buluşmalar yaptım.
Azad Bey bu toplantıların tümünde tam eğitimini bilmemekle beraber sosyolog, siyaset bilimci ve toplumsal, siyasi araştırmalar yapan bir kurumu üzerinden değerlendirmeler yapmak ve siyasi açılımlarını paylaşmak adına DEM Parti’li milletvekilleri ile gelerek bizim de masamızda bulunan bazı arkadaşlarımızla birlikte siyasi değerlendirmelerini dinlediğimiz muhtelif toplantılar yaptık.
Bu toplantıların çerçevesi ağırlıklı tarihlerde de belirtildiği gibi yerel seçim süreçleri ile ilgilidir. Ayrıca farklı zaman dilimlerinde de farklı gündemlerle başta genel seçim dönemi olmak üzere değerlendirmeler yapılmıştır. Karşılıklı fikir alışverişlerinde bulunulmuştur. Benzer siyasi periyotlarda başka siyesi partiler ve onlara ağırlıklı hizmet eden düşünce kuruluşu, siyasi analiz kurumları, ve uzmanlar ile çok farklı buluşmaları yapmış bir kişiyim.
Azad Barış ile olan ilişkilim bu çerçevededir. HTS ve baz kayıtlarının birlikte alınması bu toplantılarla ilgili sayıyı temsil etmemektedir. Zira bahsi geçen bir kısım adreslerde aynı anda birçok siyasi toplantıları yapmış olduğumuz için ben başka katılımcılarla adresin başka bir bölümünde toplantı halinde olabilirim” şeklinde cevap verdi.
YORUMLAR