Sözcü’de yer alan habere göre, son iki yılda asimetrik bir yükseliş kaydedilen Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi‘nde (Yİ-ÜFE) pandeminin Türkiye’deki başlangıcı olan 2020 Mart ayında yüzde 8.50 olan oran 2021 Mart ayında yüzde 31.20’ye ulaşırken, 2022 Mart ayında ise yüzde 114.97 ile bir rekora imza atmıştı.
ÜFE’DE REKOR
Üretici maliyetlerindeki bu rekorların gelecek aylarda da tüketiciye yansıması ile açıklanacak nisan verisinde yeni bir rekor tazelenmesi bekleniyor.
QNB Finansbank yayınladığı tahminlerinde “Yıllık tüketici enflasyonu mart ayında yüzde 61.1’e çıktı. Manşet enflasyonun kasım ayına kadar yükselişini sürdürerek yüzde 80 civarına ulaştıktan sonra, baz etkisi ile seneyi yüzde 60 civarında tamamlayacağını tahmin ediyoruz” öngörüsü yapıldı.
SIKINTILAR SÜREBİLİR
Kur geçişkenliği, küresel emtia fiyatlarındaki yükseliş, ortodoks olmayan politika kararları ve zayıf para biriminin enflasyonu tetiklediğine dikkat çekilen JP Morgan raporunda ise “Küresel emtia fiyatları yüksek seyrini koruyabilir ve tedarik zincirinde sıkıntılar devam edebilir. Enflasyonun yılsonuna kadar yüzde 65 civarında seyretmesini bekliyoruz” değerlendirmesi yapıldı.
MÜCADELE YAKLAŞIMI YANLIŞ
Yıla dair ekonomik değerlendirmelerin yer aldığı TÜSİAD raporunda enflasyonda kalıcı düşüşü dizayn edecek politikaların uygulanmadığı belirtilerek, “Enflasyonla mücadele tarafında da ‘kur geçişkenliği biterse enflasyon düşer’ kapsamında çok da doğru olmayan bir yaklaşım mevcut.
Yılın önemli bir kısmında yıllık enflasyonun %60-70 bandında seyredeceğini, yıl sonunda ise baz etkisi ile %45’lerde kapatacağını hesaplıyoruz” denildi.
Raporda yakın vadede TCMB politikalarının yarattığı belirsizliğe ek olarak Rusya–Ukrayna Savaşı’nın emtia fiyatları üzerindeki etkisinin enflasyon görünümünü bir kere daha bozduğuna dikkat çekildi.
YORUMLAR