The Financial Times’da (FT) Gideon Rachman’ın yazdığı ‘Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çileden çıkaran, ama vazgeçilmez bir müttefik olduğuna’ dair makalede, “Erdoğan, NATO’nun diğer üyelerine şantaj yapıyor, ama onun da zayıf noktaları var” yorumu yapıldı.
“Neden Türkiye’yi NATO’dan atmıyorsunuz? Kulağa harika bir fikir gibi geliyor – özellikle de zirve sonrası birkaç tek attıktan sonra” diye başlayan makalede, ‘Erdoğan’ın geçen hafta Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya katılmasına yönelik itirazlarını çektikten sonra, İsveç’in Türkiye’nin terörizmle suçladığı 73 kişiyi iade etmemesi halinde TBMM’nin anlaşmayı onaylamayacağını öne sürerek hemen yeni şüpheler yarattığı, ama Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala ile diğer Gezi davası mahkumları düşünüldüğünde birini Erdoğan’ın adalet sisteminin merhametine teslim etmenin her demokrasi için karşılanması zor talep olduğu’ dile getirildi.
‘Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya kabulünün Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin için büyük darbe olacağı, zira NATO’nun Rusya dışında Baltık Denizi’ne kıyısı olan her ülkeyi kapsaması anlamına geleceği’ belirtilen makalede, “Türkiye’nin engelleme taktikleri, varoluşsal tehditle karşı karşıya olan NATO üyesi Baltık devletlerine yönelik alaycı bir saygısızlığı yansıtıyor. Erdoğan’ın Finlandiya ve İsveç üzerinden NATO’ya şantaj yapmak istemesi de Türkiye’nin gelecekteki krizlerde nasıl davranacağı konusunda şüphe uyandırıyor” iddiasında bulunuldu.
Olası Rus saldırısının tetikleyeceği müttefiklerin karşılıklı birbirini savunmasını garanti eden 5. maddenin oybirliğiyle karara bağlı olduğu vurgulandı.
‘KARADENİZ’İN GİRİŞİNİ KONTROL EDİYOR’
“Dolayısıyla Türkiye’siz NATO daha iyi olmaz mıydı” diye sorup “Kesinlikle hayır” yanıtını veren makalede, ‘Türkiye’nin NATO’dan atılmasının yasal olarak mümkün olduğu, ama stratejik felaket olacağı’ görüşü savunuldu. ‘Karadeniz’in Akdeniz’e inmek ve hem Ukrayna hem de Rusya’nın dünyaya açılması için anahtar rota olduğuna’ dikkat çekildi. “Ukrayna tahılı ülkenin limanlarından çıkıp dünya piyasalarına ulaşabilecekse Karadeniz’den geçecek ve denizin girişini Türkiye kontrol ediyor” hatırlatması yapıldı. Türkiye tarafından el konulan Rus bandıralı yük gemisiyle ilgili spekülasyonlara da “Ukrayna’dan çalınan tahılı taşıdığı iddia edilen Rus gemisini Türkiye’nin alıkoyması, bu kritik rolün altını çizdi” ilavesi yapıldı.
‘RUSYA-ESAD İTTİFAKINA KARŞI ÇALIŞILIYOR’
“Türkiye NATO’dan atılıp Rusya’nın müttefiki haline gelirse, Ukrayna fiilen denize kıyısı olmayan bir ülke haline gelir ve Rusya Akdeniz’in kapılarında dayanır” denilerek şöyle bir manzara çizildi:
“Ortadoğu’daki güvenlik dengesi de vahim şekilde karmaşıklaşır. Türklerin Suriye’de büyük bir askeri varlığı var. Kürtlerin rolü konusunda Amerikalılarla çatışsalar da Rusya ile Esad rejimi arasındaki ittifaka karşılar. Türkler 3.7 milyon Suriyeliye sığınma da sağladılar ki, bu insani hareket, AB’nin üzerinden büyük baskı kaldırdı.”
‘TÜRKİYE’Yİ KENDİ SAFINDA TUTMAK HER ZAMANKİNDEN HAYATİ’
“Erdoğan’ın Türkiye’nin demokratik sicilini ağır şekilde lekelediğine şüphe yok. Ama Rusya’dan farklı olarak, Türkiye -belki Erdoğan’ın Ege’deki gövde gösterisi nedeniyle alarm zilleri çaldıran Yunanistan hariç- NATO’nun geri kalanı için güvenlik tehdidi oluşturmuyor. NATO açısından Rusya’ya karşı koymanın muazzam önemi düşünüldüğünde, Türkiye’yi kendi safında tutmak her zamankinden daha hayati önem taşıyor.”
‘POZİSYON DEĞİŞTİRMEDE MÜKEMMEL YETENEĞE SAHİP’
“Erdoğan bunu biliyor. Ukrayna’daki savaşın kendisine verdiği kozu kullanıyor. Durum çıldırtıcı ama yönetilemez değil. Türk lider yeri geldiğinde pozisyon değiştirme konusunda mükemmel bir yeteneğe sahip. Diğer NATO üyelerinin de Türkiye üzerinde kullanabilecekleri kozları var.”
‘TÜRKİYE EKONOMİSİNİN ZAYIFLIĞI, DİĞERLERİNİN ELİNE KOZ VERİYOR’
‘Erdoğan’ın Suudi Arabistan’a yönelik tutum değişikliğiyle esnekliğini gösterdiği, Türkiye ekonomisi berbat durumdayken, Erdoğan’ın artık Suud’la düşmanlığa gücünün yetmediği, bu yüzden ilişkileri düzeltip fiili kral konumundaki Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ı Ankara’da ağırladığı’ sıralanan makalede, ‘Türkiye ekonomisinin zayıflığının diğer NATO üyelerine Erdoğan’a karşı bir miktar kaldıraç kuvveti sağladığı’ dile getirilerek şöyle devam edildi:
‘TÜRK PARASI SON 2 YILDA YÜZDE 60’TAN FAZLA DEĞER KAYBETTİ’
“Türkiye’de enflasyon şu anda neredeyse yüzde 80 – büyük ölçüde bizzat Erdoğan’ın ekonomiyi kötü yönetmesi yüzünden. Türk parası son 2 yılda yüzde 60’tan fazla değer kaybetti. Büyük bir cari açıktan mustarip ülkenin sonunda IMF tarafından kurtarılmaya muhtaç olacağı konusunda ısrarlı bir söylenti var. 2023 cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaşırken, bu, Erdoğan için bir aşağılanma olur.”
‘MÜTTEFİKLERİN DEVREYE GİREBİLECEĞİ YER BURASI’
“Ekonomik felaketten kaçınmak için Türkiye’nin dış yardıma ihtiyaç duyması muhtemel. NATO müttefiklerinin yardım edebileceği yer de burası. Ekonomik yardım karşılığında Türkiye’nin Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliği konusunda daha makul tavır alması gerekebilir. Bu, kulağa İstanbul’daki Kapalıçarşı’da pazarlık yapmak gibi gelse de, bırakın, öyle olsun.”
YORUMLAR