Glokom, göz içi basıncın yükselmesiyle birlikte göz sinirlerinde hasar meydana gelmesi ve görme alanında arızaların oluşmasıyla meydana gelen bir hastalık… Uzmanlar glokomu sinsi bir hastalık olarak niteliyor. Çünkü hasta sorunu fark ettiğinde görme alanı çok daralmış, etraf kısımlar görülemez hale gelmiş ve göz, “tünel görme” denilen aşamaya geçmiş oluyor. Başka deyişle hastanın görme duyusu merkez bölgeyle kısıtlanıyor ve kişi dairesel bir tünelin içinden bakar gibi görmeye başlıyor.

Hastalar genelde vücut tansiyonu ile karıştırdıkları için glokom üzerinde fazla durmuyor. Göz tansiyonuyla bilinen tansiyon farklı olsa da vücut tansiyonundaki ani iniş çıkışlar glokoma neden olabiliyor. Bunun yanı sıra glokomun başlıca nedeni genetik faktörler. Şeker hastalığı, şiddetli kansızlık, yüksek miyop ve yüksek hipermetrop, migren ve uzun süreli kortizon tedavileri de glokoma yol açabiliyor.
Göz tansiyonu tıpkı vücut tansiyonu gibi kişiden kişiye değişen değerlere sahip. 9-12 arasındaki değerler “normal” olarak görülüyor. Ancak “yalancı-yüksek” ve “yalancı-düşük” ölçümler de olabiliyor. Glokom, tek gözde görülebileceği gibi iki gözde de rastlanabiliyor. Teşhis için tekrarlayan ölçümler yapmak gerekiyor.

Peki, glokomdan şüphelenmek için hangi belirtiler gerekiyor? Başlıca belirti göz ağrıları. Özellikle de sabahları görülen ya da televizyon izlerken göz etrafında ortaya çıkan ağrı glokom belirtisi olabilir. Zaman zaman bulanık görme ve geceleri ışıkların etrafında halkalar görmek de belirtiler arasında.

Glokom riski 40 yaşın üzerindeki kişilerde daha fazla. Buna karşın doğumsal glokomlar da yok değil. Üstelik bebeklerde teşhis daha zor. Bu nedenle erken muayene son derece önemli.