Aydıncık ilçesine bağlı Ağıllı köyünde yaşayan Erdal Ertuğrul, polislik mesleğinden emekli olduktan sonra, gelişen teknolojinin ardından günlük hayattan çıkan eski eşyaları biriktirmeye başladı. Ertuğrul, 10 yıldan bu yana biriktirdiği bin 500’ün üzerinde eski eşyalarla evini bir müze gibi dizayn etti. Ertuğrul, çoğu bir asra dayanan eşyaları Çerkezce de oda anlamına gelen ‘Haceş’ adını verdiği müze evinde sergilemeye başladı.
İçerisinde gramofondan kasetçalara, topraktan yapılan ambardan yayıklara, Kurtuluş Savaşı’ndan kalan tüfeklerden çeşitli silahlara kadar birçok eşyayı barındıran müze evi, tarihe ışık tuttuğu gibi sosyal aktivitelerin yapıldığı bir mekan haline de geldi. Ayda 2 bin kişinin ziyaret ettiği Haceş Müze Evi’ne gelen vatandaşlar, burada hem eserleri inceleme fırsatı buluyor hem de vakit geçirerek günün stresinden kurtuluyor.
Müzede herkesin hayatından bir parça bulduğunu söyleyen Erol Gürgen, “Emekli polis memuru arkadaşımız burayı yaklaşık 10 yılda hobi olarak topladığı eserlerle kurdu. Zamanla burası müzeye dönüştü. Burada herkes hayatından kesitler buluyor. Ayda binlerce kişi burada misafir ediliyor. Burası para ile oluşan bir yer değil, vatandaşların evlerinden getirdiği objeler ile oluşturulmuş bir müze.” dedi.
İlk defa Haceş Müze Evine geldiğini söyleyen Ümran Soyal ise “Çok güzel bir yer, manzarası güzel ve buradan çok etkilendik. Yozgat’ta görülmesi, tanıtılması gereken eşsiz bir yer” şeklinde konuştu.
Müze evinde bin 600’e yakın eser bulunduğunu söyleyen Erdal Ertuğrul ise Haceş’in Çerkezce de oda anlamına geldiğini belirterek, “Kültürümüzü yeni nesillere aktarmak için çalışıyoruz. Haceş Çerkezce oda demek. Eskiden her köyde bu odalar bulunurdu. Misafirler ağırlanır, sohbetler edilirdi. Köyün önemli kararlarının alındığı yerdi bunları. Biz de bu kültürü yaşatmak için müzemize Haceş adını koyduk” ifadelerine yer verdi.
Ertuğrul, Haceş Müze Evi’ni ayda 2 bin kişinin ziyaret ettiğini de söyledi.
YORUMLAR