Kayseri’de yaşanan dehşet verici kaçak sünnet olayında iddianame tamamlandı.
Feci olay geçen yıl yaşandı.
Y.B., sünnet ettirmek istediği ilkokul 2. sınıfa geçen 7 yaşındaki oğlu F.E.B.’yi, 18 Temmuz günü bir sağlık kabinine götürdü.
Sağlık memuru H.Ç., sünnet için 3 bin 500 lira talep etti.
Ücrette anlaşılmasının ardından Sağlık Bakanlığı’nın yasaklamasına rağmen sünnet sağlık kabininde yapıldı.
İddiaya göre sağlık memuru, sünnetten sonra 24 saat izlenmesi gereken çocuğu eve gönderdi.
Küçük çocuğun kaçak sünnet nedeniyle kangren olan cinsel organı kesildi.
“BABANA BİR ŞEY DERSEN KÖKÜNDEN KESERİM”
Olayın ardından konuşan Y.B., “Sarılan bandajın 24 saat sonra çıkarılması gerekiyormuş. Bilmediğimiz için sökmedik. O nedenle şişme ve morarma oluştu.” dedi.
Olaydan üç gün sonra sağlık memuruna ulaşabildiklerini söyleyen Y.B., doktorun “Çocuğu suya oturtup bandajı çıkarın. Bir şey olmaz. Şişmeler normal.” dediğini ifade etti.
Bandaj aşırı sıkıldığı için bir parçasını çıkaramadıklarını da sözlerine ekleyen baba, şunları anlattı:
“Ben işteyken eve gelen ablam, morarmayı fark edince sağlık kabinine götürmüş. Sağlık memuru H.Ç., bandajı oğlumdan bağırta bağırta sökmüş.
Sabah tekrar sağlık kabinine götürdüm. Yine bir şeyi olmadığını naz yaptığını öne sürüp ‘Eve bırak işe git’ dedi. Oğlumu ise ‘Babana bir şey demeyeceksin yoksa kökten keserim’ diye korkutmuş.
Ben de ‘Çocuk doktoruna gideceğim, seni de şikâyet edeceğim’ dedim.”
DAHA ÖNCE İKİ SORUŞTURMA GEÇİRMİŞ
Sağlık memuru H.Ç. hakkında, daha öncede yaptığı sünnetlerden dolayı iki kez şikâyette bulunulduğu ve idari soruşturma başlatıldığı öğrenildi.
Sağlık Bakanlığı, 2015’te yayınladığı genelge ile sağlık kabinlerinde sünnet yapılmasını yasaklamıştı.
Kangren bırakan sünnet olayına ilişkin sağlık memuru H.Ç. ile birlikte olayla ilgisi olan iki kişi daha gözaltına alındı.
HERKES BİRBİRİNİ SUÇLADI
Olaya ilişkin hazırlanan iddianame ise tamamlandı. Sabah gazetesinin haberine göre; iddianamede sanıkların birbirini suçladıkları görüldü.
Sünneti gerçekleştiren H.Ç. savcılıktaki ifadesinde, “Ben Sağlık Yönetmeliği değiştikten yaklaşık 6 yıl öncesine kadar Develi’de binlerce sünnet yaptım. 17.07.2024 günü Develi Sağlık Kabinini gayri resmi sahibi S.T. ve ruhsat sahibi S.D. beni telefon ile arayarak ‘H. abi sen bu işin pirisin bir gariban aile var sen S.’nin yanında dur, bu işi öğret bir bak nasıl yaptığına’ şeklinde ricacı oldular.” diye konuştu.
Mağdur aile üyeleri ifadelerinde sünneti H.Ç.’nin yaptığını, S.D.’nin ise çocuğu sünnet sırasında sadece tuttuğunu belirtirken, H.Ç. ise bunları reddedip, sünneti S.D.’nin yaptığını öne sürdü.
Kendisinin sağlık kabinine gözlemci olarak gittiğini öne süren H.Ç., şöyle devam etti:
“Ben aynı gün mesai bitimi sağlık kabinine gittim. S.D. çocuğu cerrahi aletleri ve ortamı hazırlamıştı. Kendisi sünnete başladı ben karşısına geçip ve nelere dikkat etmesi gerektiğini söyledim. Sünneti S.D. başarılı bir şekilde yaptı. Sorunsuz bir şekilde dikişini atarak sargısını yaptı.”
S.T.’DEN SUÇLAMALARA RET
Olayın şüphelilerinden S.T. ise sağlık kabini ile hiçbir bağının olmadığını belirterek, “Ben aşağıdaki eczanede kalfalık yaparım. Sağlık kabini S.D.’ye ait.” dedi.
Sağlık memurunun suçladığı S.D ise ifadesinde, şunları anlattı:
“H.Ç. bana kendisinin uzun zamandır evlerde sünnet yaptığını, evlerin steril olmadığı için benim sağlık kabininde sünnet yapmak istediğini söyledi.
Ben de kabul ettim. 18.07.2024 günü Y.B. oğlu F.E.B.’yi sünnet ettirmek için sağlık kabinine getirdi. Daha önce H.Ç. ile konuşup sünnet için anlaşmışlar.
H.Ç. kendisinin getirmiş olduğu malzemeler ile çocuğu sünnet etti. Sünnet sırasında ben yanlarında değildim.
İşlem bittikten sonra H.Ç. sargı yaptı ve bu sargının 2 gün sonra çıkarılmasını ve pansuman ile devam edilmesi gerektiğini söyledi.”
İSTENEN CEZALAR
Develi Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunulan iddianamede kaçak sünneti yapan sağlık memuru H.Ç., sağlık kabininin gayri resmi sahibi olduğu iddia edilen S.T., resmi sahibi görünen S.D. hakkında taksirle yaralama, mağdurun duyuları ya da organlarından birinin işlevini yitirmesi suçlarından her birinin ayrı ayrı 7 yıl 6 aydan 21’er yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi.
YORUMLAR