ScienceDaily’nin haberine göre, Binghamton Üniversitesi’nde yapılan araştırmada, ısınan dünyanın ekosistemlere ve yeni türlerin gelişimine etkileri ele alındı.
Araştırmada, farklı organizma gruplarının birbirinden ayrılıp farklı yollar izlemesiyle yeni türlerin dünya genelinde evrim geçirmeye devam ettiği belirtildi.
Öte yandan araştırmada, tarıma verdiği zararla bilinen elma kurdu sineğinin, 1850’lerde ABD’deki Hudson Vadisi’nde iki popülasyona ayrılmaya başladığı öne sürüldü.
İkiye ayrılan gruptan birinin bölgedeki yerli alıç ağaçlarının meyvelerinde yaşamaya devam ettiği, diğer grubun ise yeni bir besin kaynağı olan ve Kuzey Amerika’ya İngiliz sömürgecileri tarafından getirilen elma ağaçlarında hayatını sürdürdüğü kaydedildi.
Alıç ağacının elma ağacına göre üç veya dört hafta geç meyve vermesinden dolayı iki böcek grubunun üreme dönemlerinde bir kaymaya neden olduğu belirtilen araştırmada, bu değişikliğin de kurtçuk sineğiyle beslenen yaban arısı türünü etkilediği aktarıldı.
Araştırma kapsamında yapılan deneylerde, araştırmacıların elma ve alıçtan beslenen böcekleri önce son 10 yılın mevsimsel ortalamasının baz alındığı koşullarda tuttuğu, daha sonra ise 50 ila 100 yıl sonrasında öngörülen daha sıcak koşullarda besleyerek aradaki farkları inceledikleri ifade edildi.
Aynı şartlarda tutulmalarına rağmen iki sinek popülasyonunun tamamen farklı tepkiler verdiği vurgulanırken, alıçtan beslenenlerin daha fazla genetik çeşitliliğe sahip olduğu için esnek davranabildiği, elmadan beslenenlerin ise hayatta kalmakta oldukça zorlandığı bildirildi.
Deneylerde kurtçuk sineğinden beslenen yaban arılarının ısıdan etkilenmediği aktarılırken, avlarının yaşam döngüsüne uyum sağlayamamaları halinde ise durumun “korkunç sonuçlar” doğurabileceği kaydedildi.
Araştırma ekibinin lideri Binghamton Üniversitesi Biyoloji Bilimleri öğretim üyesi Thomas H.Q. Powell, yaptığı açıklamada, araştırmanın “sineklerin evriminin iklim değişikliğine ne kadar duyarlı olduğunu gösterdiğini” belirterek “Önümüzdeki dönemde böcek topluluklarının ekolojik zamanlamasında geniş çapta bir kaos görebiliriz” ifadesini kullandı.
Araştırma “Ecology Letters” dergisinde yayımlandı.
YORUMLAR