Fransız vatandaşlığına sahip İtalyan aktris, güzelliği ve komediden dramaya kadar çeşitli rolleri ustalıkla yorumlama yeteneği sayesinde Hollywood’u büyüledi ve kendine özgü sanatsal özelliğini her zaman korudu.
İtalya Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella sanatçının doğumgününü şu sözlerle kutladı: “Doğum günü vesilesiyle kendisine en içten iyi dileklerimi ve çok sayıda prestijli ulusal ve uluslararası ödülle taçlandırdığı olağanüstü sinema kariyeri için teşekkürlerimi iletmek istiyorum. Zarafeti, cazibesi ve eşsiz oyunculuğu, sinema tarihine katkıda bulunan çok sayıda İtalyan ve yabancı filmi karakterize etmiş ve onu dünyada İtalyan güzelliği ve sanatının bir imgesi haline getirmiştir.
Başarıdan önce sorunlu bir gençlik
20 Eylül 1934’te Roma’da doğan Sofia Villani Scicolone, gerçek adıyla Sofia Villani Scicolone, sorunlu bir çocukluk geçirdi. Piyano öğretmeni olan annesi Romilda Villani ve Devlet Demiryolları çalışanı olan babası Riccardo Scicolone evli değildi. Babası genellikle ortada olmayan bir figürdü. Bu da onu ve annesini güvencesiz ekonomik koşullarda yaşamaya zorladı.
Annesi 1932’de İtalyan aktris Greta Garbo’nun benzeri olarak Hollywood’da bir yarışma kazanmış, ancak hamile kalınca İtalya’yı terk etmekten vazgeçmişti. Nitekim ekonomik zorluklar nedeniyle ailesi tarafından Pozzuoli’ye dönmeye zorlandı. Sofia çocukluğunu ve ilk gençlik yıllarını orada geçirdi ve İkinci Dünya Savaşı’na şahit oldu.
Hayatı 1950 yılında, on beş yaşındayken ilk güzellik yarışmasına katılıp kazandığında değişti ve para ödülü sayesinde annesiyle birlikte Roma’ya dönebildi. Miss Elegance unvanı, fuhuş yaptığı iddiasıyla babasının şikayetine neden oldu ama aynı zamanda yönetmenlerin ve yapımcıların onu ilk kez fark etmesine de vesile oldu.
Bunlar arasında ileride kocası ve hayat arkadaşı olacak olan Carlo Ponti de vardı. Fransız-İtalyan film yapımcısı ona filmlerinde oynaması için yedi yıllık bir sözleşme teklif etti. Böylece sadece profesyonel bir ortaklık değil, aynı zamanda yoğun bir aşk ilişkisi de başladı.
O zamanlar 38 yaşında olan Ponti evli ve iki çocuk babasıydı. 1956’da Meksika’ya gitti ve İtalya’da henüz izin verilmeyen bir boşanma davası açtı. Ponti 1965’te Fransa’da da resmi olarak boşandı ve Loren ile evlendi.
Birlikteliklerinin ardından Cumhurbaşkanı Georges Pompidou her ikisine de Fransız vatandaşlığı verdi.
1960’larda Hollywood’da ilk çıkış
Kulağa daha hoş geldiği için soyadını Loren olarak değiştirmesini öneren Ponti’ydi.
Genç aktrisin hedefinde Hollywood’da yer almak vardı ve bu başarıya hızla ulaştı. İlk filmini 1953’de, İtalyan sinemasının önde gelen isimleriyle birlikte çekti. Ponti’nin yapımcılığını üstlendiği ilk filmi “Aida” yı, Alberto Sordi’ nin oynadığı “Due notti con Cleopatra,” Vittorio De Sica’* nın yönettiği “L’oro di Napoli,” Toto’nun oynadığı “Miseria e nobilta” ve Mario Soldati’nin “La donna del fiume” filmleri izledi.
Loren, Alessandro Blasetti’nin yönettiği “Peccato che sia una canaglia” (1954) filminde ilk kez aktör Marcello Mastroianni ile birlikte rol aldı. Film, İtalyan sinemasının en büyük çiftlerinden birini yarattı.
1955’te ilk uluslararası tanınırlığını elde etti. Ünlü Amerikan dergisi Life, Loren’e yer verdi ve aynı yıl Cannes’da en çok resmi çekilen ünlü olmayı başardı.
1960’larda Loren uluslararası bir başarıya imza atarak Hollywood’da sükse yaptı ve İtalyan güzelliğinin dünyadaki sembolü haline geldi. O yıllarda, flört ettiğini itiraf ettiği Cary Grant, William Holden, John Wayne, Paul Newman, Frank Sinatra gibi aktörlerle ve Charlie Chaplin gibi tanınmış Amerikalı yönetmenlerle birlikte çalıştı.
Bu yıllarda aktris, Fransız yönetmen Christian-Jaque’ın yönettiği ve Loren’in çamaşırcı Catherine’i canlandırdığı “Madame Sans-Gene”deki (1961) rolü de dahil olmak üzere çeşitli Avrupa film yapımlarında da yer aldı.
1970’lerden itibaren Loren’in filmlerde görünme sıklığı, annelik döneminde azaldı. Bir dizi talihsiz girişimin ardından Ponti’den iki oğlu dünyaya geldi: 1968’de Carlo Jr. ve 1973’te Edoardo. Son yıllarda ağırlıklı olarak televizyon yapımlarında yer aldı.
İtalyan ve uluslararası ödüller: 3 kariyer ödülü
Sophia Loren toplam 28 ödül kazandı ve dokuz adaylık elde etti.
Ödüller arasında iki Oscar da bulunuyor. Ponti’nin yapımcılığını üstlendiği ve Vittorio De Sica’nın yönettiği “La Ciociara” (1960) filmindeki Cesira rolü ona 1962’de En İyi Kadın Oyuncu ödülünü kazandırdı.
Ancak Loren, duygularından dolayı bayılmaktan korktuğu için törene katılmadığını söyledi.
1991 yılında onursal Oscar ödülünü kazanan Loren, 1998 yılında Venedik Film Festivali’nde Altın Aslan ve 1999 yılında David di Donatello ile birlikte yaşam boyu başarı ödüllerinin sahibi oldu.
Yaşam boyu başarı Oscar’ına layık görülen ünlü isimler arasında Charlie Chaplin, Paul Newman, Kirk Douglas, Federico Fellini, Spike Lee, Michelangelo Antonioni, Ennio Morricone ve Jackie Chan yer alıyor.
Loren aynı zamanda ödül tarihinde En İyi Kadın Oyuncu dalında en çok David di Donatello kazanan İtalyan aktris. Sonuncusunu 2021 yılında, oğlu Edoardo Ponti’nin “La vita davanti a sé” filmiyle kazandı.
Törende, “David di Donatello’yu ilk kez altmış yıldan fazla bir süre önce almıştım, ama bu gece hala ilk kez alıyormuşum gibi hissediyorum,” demişti. “Sinema olmadan yaşayamam,” diyerek ekledi.
Kazandığı diğer ödüller arasında beş Altın Küre ödülü, Venedik Film Festivali’nde iki ödül, Cannes Film Festivali’nde bir ödül, Berlin Film Festivali’nde bir ödül, bir David di Donatello ödülü, dört Nastri d’Argento ödülü, bir Bafta ödülü ve bir Cesar ödülü bulunmakta.
1999 yılında Amerikan Film Enstitüsü onu tüm zamanların en iyi Amerikan sinema oyuncuları arasında 21. sırada ilan etti.
YORUMLAR