Türkoğlu, basın açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Kıymetli Basın Mensupları;
Ülkemizin ekonomik, siyasal ve sosyal açıdan çok zor günler yaşadığının, milletimizin de giderek yoksulluğun dibine vurduğunun hepimiz farkındayız.
Gün geçmiyor ki, vatandaşın alım gücü biraz daha düşmesin.
Gün geçmiyor ki, ülkemiz, uluslararası alanda üst üste yaşanan gelişmelerle itibar kaybetmesin!
Ve gün geçmiyor ki, milletimiz içine düşürüldüğü girdapta boğulmanın eşiğine gelmesin.
Görülen bir gerçek var ki, o da ülkemiz artık batmakta olan bir gemi gibi derin sularda bir oraya bir buraya sürükleniyor.
Kaptan çaresiz, dümenin kontrolünü kaybetmiş; ya tam batmak üzereyken gemiyi terketmeyi planlıyor ya da adeta gemisiyle birlikte batmayı bekliyor.
Artık devrini tamamlamış ve yapacak hiç bir şeyi kalmamış 20 yıllık çaresiz iktidarın mağdur ettiği çileli vatandaşlarımızla birlikte hepimiz, batmakta olan bu koskoca geminin yolcularıyız.
Bir yıl önce 5 küsur TL olan Dolar 13 TL’ye dayandı, 15’e doğru koşuyor. Türk Milleti sizin beceriksizliğiniz yüzünden eziliyor, vatandaş perişan, ülkemiz batıyor. Kurdaki her 1 TL’lik artış bu ülkeye tam 143 milyar TL yük getiriyor, farkında mısınız?
Sıkıştığı her anda yeni bir düşman yaratarak işin içinden sıyrılmaya çalışan kifayetsiz iktidar; yüksek enflasyonla gelen ekonomik yıkımın ardından yaşanan döviz depreminin sorumlusu olarak da yine ‘Dış Güçler’i gösteriyor.
Ne hazindir ki;
Dış güçleri hedef gösteren hükümet, durumu kurtarmak için bir başka dış güçten, adeta aman dileyerek medet umuyor.
Çok değil daha düne kadar FETÖ’ye destek olmakla suçlanan, Libya’da ve Akdeniz’de düşman ilan edilen ülkelere destek verdiği için diplomatik ilişkileri durdurulan BAE’den para dilenmenin daha nasıl bir açıklaması olabilir ki?
Denize düştünüz de, yılana mı sarılıyorsunuz?
Hazinede buharlaştırdığınız 128 milyar doların daha hesabını bile verememişken, BAE’den gelecek 10 milyar dolarla mı bu ülkeyi kurtaracaksınız?
Vaz geçin artık artık bu güzelim ülkeyi ‘YÖNETEMEDİĞİNİZ HALDE’ YÖNETME hırsınızdan, düşün artık bu milletin yakasından!
Yalanlarınızı dolanlarınızı, talanlarınızı da alın gidin!
Derhal seçim kararı alın ve getirin o sandığı milletin önüne koyun!
Yönetememenin faturasını her defasında yaratmaya çalıştığınız ‘hayali suçlulara’ ya da ‘kurgusal hedeflere’ çıkarmaktan vazgeçin!
Geçinmekten başka kaygısı olmayan vatandaşın aklıyla dalga geçip, alay etmeyi bırakın!
Yetti artık! Zaten artık tabiri caizse vatandaş da yemiyor bu ucuz numaraları…
Vatandaşı aptal yerine koymayın! Herkes biliyor ki;
Devlet ile hükümet aynı kavramlar değildir.
Devlet kalıcıdır. Seçimle gelen hükümet ise değişkendir, geçicidir.
Seçimle gelen hükümet, devleti 5 yıl süre ile yönetmek için halktan yetki almıştır, o kadar.
Vatandaş gerekirse o yetkiyi sizden istediği an çeker alır!
Beceriksiz bir hükümet olarak, kendinizi eleştirilerden kurtarmak için başvurduğunuz siyasi kurnazlıktan vaz geçin!
Bu ülkenin her vatandaşı elbette devletinin yanındadır.
Fakat hiç kimse;
Kifayetsiz yönetimi ile ekonomiyi batırmış, liyakati göz ardı ederek devletin kurumlarını işlevsiz bırakmış, boğazına kadar yalana, dolana, ranta bulaşmış, dış politikası fiyasko olan bir hükümeti savunmak zorunda değildir!
Bütün bu sebeplerledir ki; O sandık gelecek,
Beceriksiz hükümet olarak siz gideceksiniz!
Devletimiz de milletimiz de rahat bir nefes alıp kurtulacak! İşte o kadar!
Tam da bu noktada milletimize seslenmek istiyorum.
Çaresiz değilsiniz! Tam tersine çare bizzat sizsiniz!
Hassaten hatırlatıyoruz.
Aman ha çözümü asla sokakta aramayın!
Unutmayın ki, sokakta yapılacak her yasa dışı nümayiş; hem provokasyona davetiye çıkarır, hem de yana yakıla sarılacak can simidi arayan iktidarın eline arayıp da bulamayacağı fırsat verir.
Unutmayınız ki;
Çözüm sokakta değil, sandıktadır!
Ey gaflet ve dalalet içindeki iktidar;
Alacağın bir seçim kararı, sadece ülkemizi değil, inan ki seni de kurtaracak!
Sandığın sonucundan, milletin ferasetinden korkma!
Sadece seçim kararının alınması bile, sandığın sonucundan önce ülkemizi ve milletimizi rahatlatacak, bundan emin ol!
Kendine olan güvenini yitirdiğini ve kaybedeceğini gördüğün için sandıktan kaçmaya çalıştığını görüyoruz!
Rakamsal verilerin, menfaat ittifakınızın sonunu getirdiğini gördüğünüz için, milletin seçim kantarına çıkmak istemediğinizin farkındayız!
Ancak biliniz ki;
Artık günü kurtarmak için ne yapsanız nafile!
Bir kez daha uyarıyoruz;
Bu cenderede sıkıştırdığınız bu çileli millete yazıktır, günahtır.
Kaosa sürüklenen ülkemizin tek çıkış yolu derhal seçimdir, nihai çözümün tek adresi sandıktır.
Ez cümle;
O sandık gelecek, tüm dertler bitecek, başka yolu yok!”
YORUMLAR