Anne sütünün yenidoğanda optimum büyüme ve gelişme için gerekli olan tüm sıvı, enerji ve besin ögelerini içeren, biyoyararlılığı yüksek, sindirimi kolay doğal bir besin olduğunu söyleyen Medicana International İstanbul Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. Sultan Ay, “Anne sütü ve emzirmenin hem bebek, hem de anne için, başta beslenme olmak üzere, sağlık, bağışıklık, gelişimsel, psikolojik, sosyal ve ekonomik yönden çok sayıda yararları vardır” dedi.
HEM ANNEYE HEM BEBEĞE FAYDALI
Uz. Dr. Ay, anne sütünün faydalarını şöyle aktardı:
“Anne sütü akut ve kronik hastalıkların riskini azaltır. Bağışıklık sistemini güçlendirir. Ayrıca anneyle ilişkileri kuvvetlendirir. Bebeğin ruhsal, bedensel ve zekâ gelişimine yardımcı olur. Dikkat azlığı sendromu, ilgisizlik gibi olgularda anne sütü alımı önem kazanmaktadır. Çene diş gelişimini iyi yönde etkiler. Organ ve doku olgunlaşmasını sağlar. Emzirmenin sadece bebek için değil anne için de faydaları vardır. Emzirme, göğüs kanseri, over kanseri, endometrium (rahim için tabakası) kanseri ve meme kanserine yakalanma riskini azaltır. Emzirme, anneyi ileride ortaya çıkacak kemik erimesinden (osteoporozis) korur. Emzirme, uterusun eski haline dönmesine yardımcı olur, anneyi aşırı kan kaybından ve anemiden korur. Ayrıca emziren anneler daha kolay kilo verir. Sağlıklı ve doğru beslenen anne, emzirme sırasında enerji harcadığından ve süt üretimi için yağ dokusu kullanıldığından daha kolay ağırlık kaybederler. Annelik duygusunun gelişmesine neden olur.”
İLK ALTI AYDA TÜM İHTİYAÇLARI KARŞILIYOR
Anne sütünün özelliklerini anlatan Uz. Dr. Sultan Ay, “Anne sütündeki proteinlerin yüzde 60-80’i biyolojik değeri ve kullanımı yüksek olan whey proteinidir. Anne sütü proteinlerinin vücut proteinlerine dönüşüm oranı yüzde 100 ’dür. Bu özelliğe sahip başka bir besinin olmaması, anne sütünü eşsiz yapmaktadır. Protein konsantrasyonu inek sütünden az olmasına rağmen süt çocuğunun protein ihtiyacını ilk 6 ay tek başına karşılar. Anne sütünün yağ miktarının emzirmenin sonuna doğru artması doygunluk oluşturmakta, bebeğin daha fazla besin tüketmesine engel olarak obezite gelişimi önlenmektedir. Bu nedenle anne sütü ile beslenenlerde obezite oranı daha azdır. Anne sütündeki esansiyel yağ asitleri miktarı inek sütündekinden beş kat daha fazladır. EPA ve DHA içerir. İnek sütündeki demirin yüzde 5-10’u emilirken anne sütünde bu oran yüzde 50-60 olup demirin biyoyararlılığı yüksektir. Anne sütü alan bebeklerde gastrointestinal enfeksiyonlar, pnömoni, menenjit, bakteriyemi sıklığı daha azdır. Anne sütü ile beslenen bebeklerde alerji ve kronik hastalık daha az görülür. İnsüline bağımlı diyabet görülme riski, apandisit, invajinasyon, hipertrofik pilor stenozu görülme riski azalır. Anne sütü ile beslenen bebeklerde Nekrotizan enterokolit görülme riskinin 10 kat daha az olduğu saptanmıştır. Solunum sistemi enfeksiyonlarının sıklığı ve astım görülme durumu azalır. İnek sütü ile beslenen bebeklerde diş çürüğü sayısı anne sütü ile beslenenlere göre daha fazladır” şeklinde görüş verdi.
İLK YARIM SAATTE EMZİRME BAŞLAMALI
Annelerin pek çoğunun emzirme konusunda kafa karışıklığı olabileceğine değinen Uz. Dr. Sultan Ay, şöyle devam etti:
“Doğumdan sonraki ilk 1/2 – 1 saatte emzirmeye başlanmalıdır. Emzirmeden önce bebeğe hiçbir içecek verilmemelidir. Bebek her istediğinde emzirilmeli, emzirilen bebeklere yalancı meme verilmemelidir.
İlk 6 ayda bebeklere sadece anne sütü verilmelidir. Annelere emzirme tekniği öğretilmeli. Her emzirmede bebek her iki memede en az 10-12 dakika tutulmalı, her emzirmede farklı meme ile başlanmalıdır. 6 ayın üzerindeki tüm bebekler tamamlayıcı besin almalıdır ve çocuklar 2 yaşına kadar emzirilebilir.
Süt üretimini arttırmak için, bebekle anne doğumdan sonra aynı odada olmalı ve emzirmeye hemen başlamalıdır.
ANNENİN DENGELİ BESLENMESİ GEREKİYOR
Anne, laktasyon dönemine uygun, yeterli ve dengeli beslenmeli, bol sıvı tüketmelidir. Emziklilik döneminde suyun yanı sıra besin değeri yüksek olan süt ve taze sıkılmış sebze-meyve suları gibi içecekler tercih edilmelidir. Anne sütünün bileşimini etkileyen faktörlerin başında annenin diyeti (beslenme şekli ve alışkanlıkları) gelmektedir. Kadınların gerek gebelikte gerekse laktasyonda tükettikleri enerji ve besin ögeleri miktarı, sütlerinin genel bileşimini etkilemektedir. Bu nedenle, kadınlara gebelikte ve emziklilikte yeterli ve dengeli beslenmenin önemi vurgulanmalı, diyetlerindeki farklılıkların sütlerine yansıyacağı, dolayısıyla bebeklerin büyüme ve gelişimlerini etkileyeceği konusunda eğitilmeleri gerekmektedir. Emziklilik döneminde zayıflama diyeti yapılmamalıdır. Bu dönemde enerji alımı günlük bin 800 kalorinin altına düşerse, vücut için gerekli olan besin ögeleri yeterli düzeyde alınmamaktadır. Özellikle emziklilik döneminin başında düşük kalorili bir diyet uygulaması süt yapımını azaltmakta ve sütün besin değerini olumsuz etkilemektedir. Emziklilik döneminde alkol ve sigara kullanılmamalıdır. Annenin dinlenmesi sağlanmalıdır, anneye ruhsal yönden yardımcı olunmalıdır. Bebeği ile tensel temas kurmalıdır.”
YORUMLAR