Aşağıdereköy Mahallesi mevkiinde yaklaşık 200 kovanıyla arıcılık yapan Ali Uyar, kovanlarına bakım yaptığı sırada yeşil balı görünce şoke oldu. Sarı ve kahverengi tonlarında bilinen balların aksine yeşil renkte olan bal, numune alınarak üniversiteye gönderildi. Yeşil balın insan sağlığı üzerine etkileri ve renginin yeşil olma sebebi üzerine çalışmalar başlatıldı. Yeşil balın orijinalliği yapılacak olan incelmenin ardından netlik kazanacak. Hususa ilişkin olarak yaptığı araştırmalar çerçevesinde aynı tür balın Artvin’in Ardanuç ilçesine bağlı Zekerya Köyü’nde keşfedildiği ve geçen sene kilosunun yaklaşık 20 bin liradan satıldığını belirten arıcı Ali Uyar, balın fenolik tatlarının yüksek değerlerde çıkması durumunda değerinde satışa çıkarabileceğini söyledi.
Yeşil renkteki balı incelenmesi için üniversiteye gönderdiğini aktaran Ali Uyar, “10 yıldır sabit olarak buradayım. Bu bölge ıhlamur balı ve akasya balı açısından üretim yaptığımız bir bölge. Aslında biz de faaliyet olarak burada sabit olarak arı üstü üretiyoruz. Arı üstünün yanında da ıhlamur balı ve akasya balı üretimlerini gerçekleştiriyoruz. Yaklaşık iki hafta önce bir kovanımızda yeşil renkte bir sıvı gördüm. Ondan sonra diğer gözlemlerimde de diğer kovanlara baktığımda da herhangi bir emare yok bu üründen getirmiyordu. Bu ürünü aldım üniversiteye tahlile gönderdim. Sonuçlarını bekliyoruz. Ben daha çok havaların sıcaklığından geceleri çiğ yağdığında oluşan bir fruktozun olduğunu düşünüyoruz herhangi bir yem veya katkı maddesi olduğunu düşünmüyorum çünkü diğer kovanlarda getirirdi. Öyle bir şey olmadığı için şu anki benim fikrim bir bal türü olduğunu düşünüyoruz” dedi.
Balın yeşil renkte olmasındaki ihtimalleri değerlendiren Uyar, “Gördükten sonra kovanda araştırma yaptım. Baktım, Artvin Ardanuç ilçesinde bu tarz bir bal üretilmiş. Ama rengi biraz daha opak bizimkisi çok cırt renkte. Aslında normalde arılarda bir yem katkı maddesi var mavi renkte gıda boyası gibi kış döneminde beslendiğinde herhangi bir şekilde bala katkı olmasın geçmesin diye gıda boyasını yeşillendiriyorlar ama bu ona benzemiyor. Ona da benzese diğer kovanlar da getirirdi. Ben şimdi diğer kovanları da kontrol ettim. Burada yaklaşık 200 tane kovan var. Diğer kovanlardaki yaptığım kontrollerde herhangi böyle bir sıvı yok. Böyle renkte bir ürün de yok. Bu arı bunu sürekli getirmeye de devam ediyor. 2-3 hafta takip ediyorum. Bir yere bir şey dökülse, şekerli bir madde olsa bunun bitmesi lazım. Belli bir süre getirir. Kovanın tamamı bu balla dolu. Biz bu merakımızı gidermek için üniversiteye gönderdik. Bakalım nasıl bir sonuç çıkacak” diye konuştu.
Balın orijinalliği teyit edildikten sonra değerlerine göre fiyat biçilebileceğini aktaran Uyar, “Yeni Zelanda’da da üretimi yapılmış çok yüksek sıcaklıklarda ortaya çıkan bir balmış. Ağaçların yüksek sıcaklıkta nemle beraber kustuğu bir pigmentmiş bu. Bakalım biz de göreceğiz 20 bin lira, 30 bin lira onlara tabii ki değerle alakalı bir şey demiyorum ama merakımı yenelim. İçerik olarak güzel bir şey gelirse polen analizi yapılacak, hangi kaynaktan alındığı tespit edilecek. Ondan sonra fenoliklerine baktırırız değeri çok yüksekse biz de ona göre bir fiyat beliririz. Artık 20-30-50 bakacağız. Bu tarz şeyler işte biraz da aslında reklam ve pazarlamayla ilgili. Çiçek çeşitliği ne kadar fazlaysa aslında içerik o kadar zengindir. Bu yeşil bal değerli midir? Tamam evet fenolikler bakıldığında belki çok değerli içerikleri vardır anti bakteriyel özelliktedir şifalı diyebiliriz ama 20-30 bin lira edecek kadar değerli midir o tartışılır” şeklinde konuştu.
Yeşil balın diğer ballardan farklı olmadığını aktaran Uyar, “Doğada böyle bir şey olup olmadığıyla alakalı ilgimi çektiği için üniversiteye gönderdim. Ben bunu böyle alayım, sunayım kilosu 20-30 bin liraya satayım gibi bir derdim yok. Ama dediğim gibi değerli bir içeriğe sahipse ben de değerini satmaya çalışırım tabii ki. Normal bal yediğimizde nasıl hissederiz? Gerçekten böyle şifalı bir şey yiyormuşuz gibi ya da işte doğanın bir kokusunu alırız, kestanenin veya ıhlamurun kokusunu alırız. Ya da işte bir keskinlik oluyor, boğaz yakar ya da aroması bize çocukluğumuzu hatırlar. Bu yeşil balı yediğinizde çocukluğunuza gidiyorsunuz, bir şekerleme tadı var gibi ama sonra o da boğazı biraz yakıyor. Tamamen bir gizem var ortada. Bu gizemi inşallah işte çözmeye çalışıyoruz. Üniversite bu konuda araştırmasını yapacak. Bakalım biz de nasıl bir şeyle karşılaşacağız” ifadelerini kullandı.
Alman Papatyasında bala yeşil rengini veren bir pigment olduğunu belirten Uyar, “Bu yapılan bilimsel çalışmalarda özellikle Yeni Zelanda, Endonezya taraflarında rastlanmış bir de Artvin’de bu haberi görünce araştırdım. Doğada yetişen Alman Papatyasında bu renk pigmenti varmış. Bu verebilir bizim buralarda evet ekili normal tarlalarda biraz oluyor ama bu kadar çok arını getirebilecek kadar mı onu bilmiyoruz. O kovan diğer kovanlara nazaran biraz az çalışıyor sadece o kaynağa yöneliyor. Ben bir çıtada var zannettim ama tüm kovan o baldan dolu bu çok ilginç bir şey. Normalde böyle bir şeyle rastlanması gerçekten zordur. Arı dışarıdan bulduğu herhangi bir yerdeki şekerli bir gıdadır diyelim. Onu az bulur getir ama bu sürekli getiriyor o yüzden bende bu şüphe oluştu” dedi.
YORUMLAR