Kum sineği dalakta ve karaciğerde büyümeye neden oluyor

Çukurova Üniversitesi’nden Doç. Dr. Hakan Kavur, halk arasında “yakağan” olarak bilinen kum sineklerinin birçok hastalığa neden olduğunu belirtti. Doç. Dr. Kavur, ”Yakağanlar ısırdığında iç organlar formu dediğimiz lenf düğümlerindeki damarları tıkayarak şişmelere, dalakta ve karaciğerde büyümeye neden oluyor” dedi.

Kum sineği dalakta ve karaciğerde büyümeye neden oluyor

Halk arasında kan emen yakağan olarak bilinen ve sinekten 5 kat daha küçük olan kum sineği, sıcaklarla birlikte vatandaşları rahatsız etmeye başladı. Gözle görmenin çok zor olduğu, rüzgarlı havalarda kaybolan kum sinekleri, özellikle hayvancılık yapılan yerlerde görülüyor. Duvar çatlaklarına larva bırakarak çoğalan kum sineklerini araştıran Çukurova Üniversitesi Karaisalı Meslek Yüksekokulu Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Programı öğretim görevlisi, aynı zamanda Tıbbi Parazitoloji Laboratuvarı’nda araştırmalar yapan Doç. Dr. Hakan Kavur, Adana’da 8 farklı yakağan türünün kan emme esnasında insanlara “şark çıbanı” hastalığını bulaştırdığını belirtti.

Deri hastalıklarının yanında karaciğer, dalak ve kemik iliğinin makrofajlarını enfekte edip orada çoğalabilen hücre içi parazitik bir enfeksiyon olan “kala-azar” hastalığını da insanlara taşıyabildiğini anlatan Doç. Dr. Kavur, sineğin popülasyonunun bitirilmesinin mümkün olmadığını ancak etkin önemlerle kontrol altına alınabileceğini vurguladı.

SİVRİSİNEKLE MÜCADELE ETMEKTEN DAHA ZOR 

Organik atıkların olduğu bölgelerde larvaların yetiştiğini söyleyen Doç. Dr. Kavur, ”Sivrisinek larvası ile yakağan larvası birbirinden farklılık gösteriyor. Sivrisineğin larvası suda ergin forma dönüşürken, yakağanınki gübrelerin, organik atıkların, dışkıların bulunduğu ortamlarda ergin forma dönüşüyor. Sulak alanları tespit etmek, karasal ortamda bulunan organik atıkların bulunduğu yeri tespit etmekten kolaydır. Bu nedenle yakağanla mücadele etmek sivrisinekle mücadele etmekten daha zordur. Hayvan barınaklarının duvarındaki çatlaklarda gündüzü geçirip, geceleri de barındığı noktadan çıkıp, insanların kanını emiyor” dedi.

BULAŞTIRDIĞI HASTALIKLAR DAHA GEÇ ATLATILIYOR 

Şark çıbanın deride geçmeyen yaralara neden olduğu kaydeden Doç. Dr. Kavur, ”Diğer bulaştırdığı hastalık ise kala-azar. Adana’da bu 2 hastalığı taşıyan baskın yakağan türü Phlebotomus tobbi türüdür. Bunların fiziksel olarak vermiş olduğu kan emme, kaşınma gibi rahatsızlıklardan çok, taşıdığı hastalıklar daha önemli bir konudur. Fiziksel rahatsızlıklar daha çabuk geçerken bulaştırdığı hastalıklar ise daha geç atlatılıyor. Yakağanlar ısırdığında iç organlar formu dediğimiz lenf düğümlerindeki damarları tıkayarak şişmelere, dalakta büyümeye, karaciğerde büyümeye neden oluyor.” diye konuştu.

YORUMLAR

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir