Kurtulmuş, A Haber’de canlı yayınlanan ‘Melih Altınok ile Sebep Sonuç’ programında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.
“Türkiye’nin dış politikasında yeni bir eksen tartışmaları var. Süreci genel olarak nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna yanıt veren Kurtulmuş, şunları kaydetti:
“Dünyanın nasıl bir sürece girdiğinin çok iyi anlaşılması lazım. Tabiri caizse dünyada ekonomik anlamda 3. Dünya Savaşı çoktan başlamış durumda. Amerika ve Çin arasındaki rekabet, Rusya’nın yeniden bir güç olarak dünya siyasetine girmiş olması… Önce Kırım sonra Ukrayna üzerinden verilen mücadele, Avrupa Birliği’nin yeniden toparlanma telaşı içine girmiş olması, aynı şekilde NATO’nun kendine yeni fonksiyonları bulma meselesi dünyayı öyle bir hale getirdi ki… Önce iki kutuplu dünya sisteminden sonra ABD’nin tek kutuplu dünya sistemi de yürümedi. Dünyanın hemen her yerinde bölgesel çatışmaların ve gerilimlerin olduğu bir sürece girdik. Türkiye de bu gerilimlerin en çok olduğu yerin merkezinde. Balkanlar, Kafkaslar, Doğu Akdeniz, Afrika kıtasının özellikle kuzeyi, Yemen krizi, ön Asya’daki çatışmalar, Amerika’nın Afganistan’dan çıkması… Bütün bunları üst üste koyunca şu anda biz konuşurken dünyanın hemen her bölgesinde bütün bu küresel güçlerin mücadele içinde olduğu şimdilik büyük oranda ekonomik güç mücadeleleri şeklinde olan ama sahada özellikle son 10-15 yılda literatüre de giren vekalet savaşlarını kullanan emperyalist ülkeler oldu. Bunları gördük.”
Konuşmasının devamında Türkiye-İsrail ilişkilerine değinen Kurtulmuş, İsrail’in sahip olduğunu savunduğu toprakların büyük bir kısmını işgal ettiğini söyledi.
Kurtulmuş, İsrail’in yeni yerleşim alanları açma girişimlerine de dikkati çekerek, “Batı Şeria da… Gazze zaten bir açık hapishane haline getirildi. Bu konu konuşulduğunda dünya siyasetinde ilk konuşulacak konu işgaldir. Dünya barışının kapısı Orta Doğu barışıdır. Orta Doğu barışının anahtarı da Filistin meselesinin hakkaniyetli ve barışçıl şekilde çözülmesidir.” dedi.
TÜRKİYE-MISIR İLİŞKİLERİ
Türkiye-Mısır ilişkilerinin seyrine değinen Kurtulmuş, ilişkilerin bu noktaya gelmesinin sebebinin Türkiye olmadığını dile getirdi.
Kurtulmuş, Mısır’ın İslam dünyasının en büyük ve en köklü medeniyetlerinden biri olduğunu anımsatarak, şöyle konuştu:
“Mısır halkı Türk halkını sever. Tarihsel olarak bir dostluk ve kardeşlik ilişkisi söz konusudur. Ne yazık ki Mısır’da uzun yıllar sonunda demokrasi tecrübesi ortaya çıkmıştı. Mursi ile beraber Mısır halkı bir deneme yaptı. ‘Burada bir demokrasi kurabiliriz.’ dendi. Tam çocuk emeklemeye başlarken çocuğu katlettiler. ‘Bu Mısır’ın iç işi.’ deyip kenara bırakabiliriz. Mısır’da veya başka bir ülkede kimin iş başında olacağıyla ilgili değiliz. Bizim buradaki temel perspektifimiz, buradaki ülkelerin hemen tamamı için söyleyeceğimiz şey; demokratik kuralların çalıştırılması, kurumlarıyla iyi işleyen bir demokrasinin olması, halkın bütün kesimleriyle siyasi mücadelenin içinde yer almasıdır. Mısır tam böyle bir şansı yakalamışken maalesef buna müsaade etmediler. Türkiye-Mısır ilişkilerinin bu şekilde zedelenmiş olmasının sebebi biz değiliz. Bizden kaynaklanan böyle bir durum ortaya çıkmadı. Şu ya da bu sebeple biz Mısır’a küsmüş, kızmış, uluslararası camiada olumsuz bir tavır içinde olmuş değiliz.”
İBB’NİN ‘ENGELLENİYORUZ’ SÖYLEMİ
Kurtulmuş, konuşmasının devamında “Bugün İBB Başkanı, ‘Tüm faaliyetlerimizde engelleniyoruz.’ dedi. Hatta ‘Afişler astıracağım, projelere onay çıkmıyor, imzalar atılmıyor.’ denildi. İBB’yi engelliyor musunuz?” sorusunu yanıtladı.
Bu sorunun cevabını AK Parti İBB Meclisi Grup Başkanvekili Tevfik Göksu ve AK Parti İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe’nin sık sık verdiğini vurgulayan Kurtulmuş, şöyle devam etti:
“İmamoğlu’nun muhatabı bu arkadaşlarımızdır. Ben burada bir İstanbullu olarak İmamoğlu’na, bu tür siyasi polemikler içinde vaktini geçirmek yerine 16 milyon İstanbulluya hizmet etmek için halkın verdiği yetkiyi çok iyi kullanmasını… Bunun için hangi adımı atacaksa da bizim meclis grubumuzun da kendisine destek olduğunu buradan açık bir şekilde söylemek isterim. ‘Ben hizmet etmek istiyorum ama edemiyorum. Yerim dar.’ mazeretini bir kenara bıraksın. Kendi partisi içinde cumhurbaşkanı adaycılığı oynamak meselesini bir kenara bıraksın ve İstanbul’da milletin verdiği oylarla seçilen belediye başkanı olarak İstanbul’a hizmet için bir dakikasını boşa geçirmesin. Cumhurbaşkanımızın da belediye başkanlığı yaptığı zamanı hatırlıyoruz. Cumhurbaşkanımız gece 3-4’lerde talimatını verir ve kontrolünü yapardı. Zaten böyle yaptığı için, hizmeti halka götürdüğü için belediye başkanlığından cumhurbaşkanlığına geldi. Madem bir şeye özeniyorsunuz, Cumhurbaşkanımızı bu konuda örnek almasını tavsiye ederim. İstanbul’a hizmet etsin. Hizmetlerle gönüllere girsin. Sosyal medya ve algı operasyonları üzerinden siyaset yapmak bir şeydir. Bunu küçümsemiyorum. Sonuçta bir reklamdı ‘İmaj hiçbir şeydir, önce susuzluğunu gider.’ İstanbul halkı temel ihtiyaçları noktasında birkaç sene içinde ne kadar geriye gittiğini görüyor.”
İBB’DEKİ TEFTİŞ
İBB’deki teftişi de hatırlatan Kurtulmuş, “Orada teftiş devam ediyor. Müfettişler atandı. Rutin bir idari soruşturma. Adli soruşturma değildir. Terörle irtibatlı ve iltisaklı olduğu iddia edilen bazı kişiler vardır. Bunların buradaki durumları soruşturuluyor. İdari soruşturma devam eder. Yoksa bir kayyum atama süreci değil. O günlerde çok yanlış bir operasyonla mağduriyet çıkarmaya çalıştılar. İdari soruşturma devam ediyor. Sonuçlarını hep beraber göreceğiz.” dedi.
Emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) için hükümetin bir çalışması olup olmadığı konusunda da değerlendirmelerde bulunan Kurtulmuş, şunları kaydetti:
“Vatandaşın makul ve meşru konuştuğu hangi konu varsa bu mutlaka siyasetin gündemindedir. Ülkeyi yönetenlerin bu konuları duymazdan gelmesi mümkün değil. Hele hele AK Parti gibi gücünü halktan alan, bu kadar yıllık iktidara rağmen hala arkasındaki güç millet olan böyle bir partinin vatandaşın taleplerini, beklentilerini siyaset masasında tutması… Burada nihayetinde imkanlar, öncelikler, şartlar değerlendirilir, buna göre vatandaşın talebiyle ilgili vakti zamanı geldiği zaman imkanlar elverdiğinde adımlar atılır.”
YORUMLAR