Meme kanserinin artık 40 yaş altı kadınlarda da görüldüğünü belirten Acıbadem Bursa Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Ferhat Erdem Uğraş, “100 kadından 8 tanesinin hayatının belli bir döneminde meme kanserine yakalandığı biliniyor. Genellikle 40 yaş sonrası görülen meme kanseri günümüzde giderek daha geç yaşlarda ortaya çıkıyor. Yani meme kanseri görülme yaşı giderek düşüyor ve pek çok genç kadın maalesef ki meme kanseri teşhisi alıyor. Fakat erken teşhis edildiğinde tedavisi tam olarak yapılabilir. Kişi tedavi sonrası yaşamına sağlıklı olarak devam edebilir” dedi.
Erken teşhis için meme kontrollerinin ihmal edilmemesi gerektiğini belirten Dr. Uğraş, yapılacak kontroller için şu bilgileri verdi:
“Meme kanserini giderek genç yaşta görülmesi, kadınların genç yaştan itibaren kontrollerini ihmal etmemeleri gerektiğini gösteriyor. Kadınlar kontrolleri mutlaka yaptırmalı. Bu kontrollerin başında her ay, kendini kendine meme muayenesi yapılması geliyor. Bu kontrol 20’li yaşlarla birlikte başlanmalı. Memesinde hissettikleri bir kitle ya da meme başı görünümündeki bir değişlik, memeden gelen bir akıntı varsa, uzmana başvurmalılar. Ayrıca memede her hangi bir ağrı, sızlama, batma ve yanma hissi gibi belirtiler olduğunda ‘bu geçer’ diyerek hafife almamalı, beklemeden bir hekime başvurmalılar. Her yıl mutlaka bir uzmana gitmeliler. 40 yaşına kadar olan süreçte, doktor kontrolü ve ultrason çekimi yapılıyor. 40 yaşından sonra mamografi de bu kontrollere ekleniyor. Ancak ailesinde meme kanseri öyküsü olan kadınlarda mamografi çekimi uzmanın önerisine göre daha erken yaşa çekilebilir.”
Meme kanseri tedavisinde pek çok yeni tedavi yönteminin geliştirilmesiyle tedavi başarısının artığına dikkat çeken Dr. Uğraş, “Meme kanseri sistemik bir hastalıktır. Lokal bir hastalık değildir. Bu durum, hastalığın genel cerrahi, medikal onkoloji ve radyasyon onkoloji ile birlikte çalışmasını gerektiriyor. Multidisipliner bir şekilde yapılan tedavi başarısı da yükseliyor. Meme kanserinin hem teşhis hem tedavisinde konusunda geliştirilen yeni yöntemler de başarı oranını artıran başka bir faktör. Örneğin meme kanseri cerrahisinde artık memenin alınması yerine, memeyi koruyacak cerrahiler yapıyoruz. Zira, biliyoruz ki meme kaybı, kadınlar için çok önemli bir travma nedenidir. Mümkün olduğu kadar memeyi koruyacak tedaviler uyguluyoruz. Ayrıca medikal onkolojinin çeşitli ilaç ve kemoterapi uygulamaları, radyasyon tedavisinde verilen ışınlarla birlikte daha çok sayıda hasta, başarıyla tedavi edilebiliyor” şeklinde konuştu.
YORUMLAR