Haber: SİMLANUR İNCE
Kamera: MESUT ERDOĞAN
Osmangazi Belediyesi tarafından, Prof. Dr. Naci Görür’ün katılımlarıyla ‘Bursa’nın depremselliği ve depreme dirençli Osmangazi’ adlı sempozyum Osmangazi Gösteri Merkezi’nde düzenlendi.
Düzenlenen programda açılış konuşmasını gerçekleştiren Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, “Depremlerde kayıplar her biri bize kısa vadede önemli dersler çıkartıyor. Üzerinden kısa bir süre geçtiğinde maalesef her şey unutuluyor. Fay hatları, 1855 depremi, 1060 depremi bunlar olmuş ve olmaya devam edecek. Bizim yerel ve genel yöneticiler olarak bu gerçeği sadece depremde hatırlıyor olmamız bir sonraki depremde aramızdaki birçok kişinin olmayışı anlamına geliyor. Birçok kişi 5 Şubat akşamı normal hayatına devam ederken, 6 Şubat’ta aramızdan ayrıldı. Her birimizin üzerine düşeni yapması gerekiyor. Deprem geliyor deyip ertesi gün yaşamımıza hiçbir şey yokmuş gibi devam etmememiz gerekiyor. Naci Görür hocamıza bize vakit ayırdıkları için teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
“BİZ BİLİMİN GEREĞİNİ YAPSAYDIK İNSANLAR ÖLMEYECEKTİ”
Bursa’da depremsellik gerçeğine dikkat çekmek amacıyla Osmangazi Belediyesi’nin düzenlediği sempozyumda konuşan Prof. Dr. Naci Görür, “Bizim hiçbir şekilde sizleri jeofizikçi yapmak gibi bir niyetimiz yok. Peki buranın jeolojisi sizlere ne gibi bir tuzak kurmuş? Buna değinelim. Benim burada sağlıklı yaşayabilmem ve geleceğimi sağlıklı sürdürmek için neler yapmamız lazım, nasıl bir zihniyet değişimine girmemiz lazım… Bunları anlatacağım. Bütün varlığınızla bunu kabul etmezseniz, bizim geleceğimiz her zaman problemli olacak demektir. Deprem olduğu zaman ağlayacağız, sızlayacağız, sevdiklerimizi toprağa gömeceğiz… Bir sonraki deprem olana kadar… Zannediyor musunuz ki Güneydoğu’da bir deprem oldu ve 50 bin 60 bin insan toprağa verildi. Bu yeni bir olay değil. Binlerce senedir insanlar ölüyor ve aynı problem bir sonraki nesle taşınıyor. Bu ülkeseverlik değil bunun bir kısmı bilgisizlikten kaynaklanıyor. 11 ilde yaşayanlar gerçek anlamıyla depremi bilmiyorlardı. Cumhuriyet’ten sonra bilim belirli seviyedeydi. Biz bilimin gereğini yapsaydık bu insanlar ölmeyecekti. Bu problemi bizden sonraki nesle ihraç ediyoruz. Bundan vazgeçmek için depreme dirençli binalar yapmamız lazım. Bursa’da bu kadar nüfus var. Bursa’da yaşamak için tehlikeye rağmen yapılacak şey o tehlikeyi, sonuçlarını minimize edecek Bursa’yı yaratmak olmalı” şeklinde konuştu.
“BURSA ÇOK KISA ZAMANDA DEPREME DİRENÇLİ HALE GETİRİLEBİLİR”
Depreme dirençli kentlerin yapmanın önemine vurgu yapan Görür, yurt dışında meydana gelen depremlerde 3-5 kişi tesadüfen ölmüşken, Türkiye’de deprem sebebiyle binlerce kişinin öldüğünü hatırlattı. “Orada deprem olduktan sonra herkes hayatına devam ediyor ama bizde öyle mi? 2 yıl oldu halen hayatlarına devam edemiyorlar. Bursa deprem dirençli kent haline yerel yönetimler tarafından dönüştürülebilir. Merkezi hükümetin, belediyenin ve vatandaşın el ele, tek yumruk gibi olması gerekiyor. Bursa çok kısa zamanda depreme dirençli olabilir. Para var, mühendis, yönetici, eleman var ama ne yazık ki bizde o düşünce tarzı yok. Depreme karşı strateji 2011 yılına kadar şöyleydi… Deprem yukardan geliyor, kaderimiz, ölen ölür, kalan kalır, bizde çizmeleri çeker deprem bölgesine gideriz. Bizim devletimiz güçlüdür, sizi aç bırakmayız, çorba dağıtırız deriz. Geçici, kalıcı konutlar yaparak deprem yaralarını sararız diyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin deprem stratejisi buydu. Olan zavallı insanlarımıza oldu. Bu bizim kaderimiz diyerek Allah’a, dinimize iftira attık. Kendi cehaletimizi, bilim yoksunluğumuzu, bilime karşı yaşam sürmememizin sebebini neslimiz çekiyor. Bu bir beka meselesidir” açıklamalarında bulundu.
“KENTSEL DÖNÜŞÜM OLARAK BAŞLANDI, RANTSAL DÖNÜŞÜM OLARAK DEVAM ETTİ”
Görür, “Cumhurbaşkanı, 2011’den sonra herhangi bir kent deprem olmadan, şehirleri dirençli hale getireceğiz demişti ve kentsel dönüşüm olayları moda oldu ve o da yanlış yapıldı. Rantsal dönüşüm olarak devam edildi. Siz 10 senede Bursa’yı defalarca depreme dirençli hale getirebilirsiniz. Biz İstanbul’u 25 senedir depreme dirençli hale getiremedik ama siz 10 senede yapabilirsiniz. Bizim Türkiye Cumhuriyeti devletinin organları, birimleri bizim kentlerimizi depreme dirençli hale getirmeye yeter de artar bile. Bizim bu yerleri harekete geçirmemiz gerekiyor. Devletin kendi fonksiyonlarını yerine getirsinler, Bursa’yı depreme hazırlayanlar devletin birimlerini hayata geçirsin yüzde 70’i tamamlanmış olacak. Stratejik bir güzergah burası. Karayolları Bölge Müdürüne bir yazı yazılacak. Bu güzergahın şu kısmı depremin en şiddetli olduğu yerden geçmekte ve buranın yıkılacağı yönünde endişelimiz var, burası incelenmeli, denecek. Bugün bunları yapmayanların, yarın aleyhinde kullanılacak ve hepsi belge olarak mahkemeye sunulacaktır. Bursa’daki okulların sayısı bildirilecek ve deprem eğitimleri verilerek koordine edilerek tarafına bilgi verilecek. Bursa İl Milli Eğitim Müdürünün sana vereceği cevap aleyhine veya lehine kullanılacaktır. Bugünden itibaren başlamak kaydıyla bundan sonra sadece müteahhitlerin peşinde koşulmayacak, tüm yetkililer hesabını verecektir” diye konuştu.
BURSA DEPREME DİRENÇLİ HALE NASIL GETİRİLEBİLİR?
Halka gerekli eğitimler verilmedikçe, hiçbir şeyin düzelmeyeceğini dile getiren Görür, depreme dirençli kentler yapılması için yöneticilerin ilk yapması gereken şeyleri önemle vurguladı. Görür, “O binayı kaçak yapmanın, depreme uygun yapmamanın sonucunu aziz halkım bilmiyor. Belli şeyler eğitimle olur. Bugün arkanı dön halkımız 30 kaçak binayı oraya diker. Bir Japon’u yönetmeliğe uygun olmayan, ruhsatsız bir binayı öldürsen yaptırmazsın ama bizde bütün şehir kaçak binalarla dolu. Bursa’yı depreme dirençli hale getirmek için başlangıçta, paraya, pula ihtiyacımız yok. En önce masa başından kalkıp sahaya ineceğiz ve müdürlüğü bırakıp, 6 tane insanla Bursa’yı depreme dirençli yaparız. Bunlar, Belediye Başkanı, Belediye yönetim koordinatörü, halk koordinatörü, alt yapı koordinatörü, yapı stoku koordinatörü, ekosistem çevre koordinatörü, ekonomi koordinatörü olacak. Bu koordinatörler her yaptığı işi genel koordinatöre bildirecekler. Sonrasında Başkan sahaya çıkarak halka açık basın toplantısı yaparak, neler yaptıklarını, ne yapacaklarını, hangi kurumların yardımcı olduklarını, hangi kurumların engellediklerini vatandaşa söyleyecekler. Sizde hiç siyaset ve particilik yapmadan, bu mülkün sahibi olarak gözetim ve denetim işlerini yapacaksınız. Eğer olmaz diyorsanız ebediyeten bu ülke adam olmaz” ifadelerini kullandı.
“BURSA’DA FAYLAR 7 ÜZERİ DEPREM ÜRETEBİLİR”
Bursa’nın fay hatları hakkında bilgi veren Prof. Dr. Naci Görür, “Bizim için tehlike olan şey fay sistemleridir. Bu faylar Türkiye coğrafyasında depremlerin mekanizması, 14 milyon sene önce var oldu. 14 milyon seneden beri depremler bu ülkede devam ediyor ve devam edecek. Bizi tehdit eden faylar nerede? Bu faylar 7 üzeri deprem üretebilir. Kuzey Anadolu fay zonunun kuzeyinde bulunuyor. 7 ve üzeri deprem olduğu zaman Bursa onların kucağında. Bursa’nın düzgün ovasının zemini çürük. Depreme en fazla hasar verebilecek nitelikte. Depreme dirençli kentler yapmaya konsantre olmamız gerekiyor. Biz Hatay’da, Malatya’ya kadar olan zeminde deprem geliyor diye uyardık. 6 Şubat’tan önce Malatya’dan korkuyorum dedim ve 3 gün sonrasında 50 binden fazla kişi hayatını kaybetti. Fayın her iki tarafında bulunan kara parçaları yılda 2, 3 milimetre hareket etse sen bunu bilmezsin ama biz uydu sistemleriyle ölçüyoruz. Zamanla fayın durduğu yerde, sürtünmenin hareket etmeye müsade etmediği yerde enerji birikiyor ve deprem oluşuyor. Siz bunu bilmeden herhangi bir yerde yerleşim alanı yapıyorsunuz. Eğer fay zonu içerisindeyseniz ya depreme dirençli binada oturacaksınız ya da zemine güveneceksiniz. Fay kırıldığı an inanılmaz bir enerji ortaya çıkıyor ve önüne geleni öldürüyor. Siz hangisini yapacağınıza karar verin. Bu bölgede depreme inanmayanlar olabilir şöyle bir bilimsel kaide var. Bir adam kalp hastasıysa senin gibi, benim gibi yaşayamaz, yaşasa da belli bir yerde kalbi alarm verir. Depremde aynı şekilde böyle. Hiç şakası yok bu işin” dedi.
BURSA’YI DEPREME HAZIRLAMADAN ÖNCE NELER YAPILMALI? “DEPREM YASASINA İHTİYACIMIZ VAR”
Bursa’yı depreme hazırlamadan önce neler yapılması gerektiğini altını çizerek anlatan Görür, “Yerel yönetim etkili olabilir ama merkezi yönetimin temsilcisi illerde valiler, temsilcidir. Ben çok isterim ki Vali Bey’de burada olsun. Merkezi hükümet ve vatandaş birlikte olmadığı sürece şefkatla, hoşgörü ile hazırlık yapmadığı sürece biz bir kenti dirençli yapamayız. Belediye Başkanına yetki verilecek ve devletin, hükümetin rızasıyla çalışıyor diye bir yasa çıkacak. Vatandaşı korkutan yasalar çıkmayacak.. Kentleri depreme dirençli yapma yasası çıkarılacak. Türkiye Cumhuriyeti’nin Millet Meclisi çok kolay bir şekilde bu yasayı çıkarabilir. Bursa’nın mikro bölgeleme çalışmalarının dikkatlice yapılması gerekiyor. Her kare ne kadar çıkıyorsa onun ortasına 30 metrelik sondaj yapılacak ve karotlar alınacak incelenecek. Aynı karelerin içerisinde sismik dalgaların, ivmesi, hızı çıkarılacak. Bu 1-2 senede ancak yapılabilir. İstanbul’da biz mikro bölgeleme çalışmasını yaparken her bir ilçe için 18 milyon dolara, 20 milyon dolara ihale edildi. Basit işlerle mikro bölgeme çalışması yapılamaz. Bu çalışmalar ortaya çıktıktan sonra Bursa’nın tehlike haritaları ortaya çıkarılacak. Depremin şiddeti nerede daha çok olacak buna bakılacak, nerede azaldığını yöneticiler bilecek. Nasıl dağıldığına bakılacak, zemine bakacağı zaman onun özelliklerini görecek. Sıvılaşmanın hangi bölgelerde olacağını görecek ve dijital olarak hazırlanacak. Başkan elinin içi gibi Bursa’nın altını biliyor olacak” diye anlattı.
“MARMARA BÖLGESİ ÇÖKERSE, TÜRKİYE DİZ ÜSTÜ ÇÖKER”
Devletin, vatandaşın dirençli kentlerde oturabilmesi için her türlü yardımı yapması gerektiğinin altını çizen Görür, özel bankalarında gerekli kredileri vermesi gerektiğini belirtti. Depreme hazırlığın bir kültür haline gelmesi gerektiğini vurgulayan Görür, “BUSKİ altyapı çalışmasını yapacak. Bugünkü durumda su veriyorsun fakat depremde ne olacak? Boru, şebeke sistemlerin ayakta duracak mı? Depremde su verebilecek misin? Boru sistemlerinin yaşı kaç? Bu hesaplar yapılmalı ve borular değiştirilmeli. En önemli konu yapı stoku meselesi. Deprem dirençli yapı stoku yapılması gerekiyor fakat kentsel dönüşüme tabii tutuluyor ve depreme hazırladıklarını sanıyorlar. Kent bütün fonksiyonlarıyla çalışıyor olmalı ki senin evin sağlam olsun. Bütün bileşenleriyle depreme hazırlamak lazım. Bursa’nın ekonomisi, üretimi depremden bir gün sonrada çalışıyorsa Bursa kendini toparlar demektir. Ama üretim durduysa ne yapacaksın? Güneydoğu’da üretim bitmiştir. Marmara Bölgesinde beklediğimiz deprem olursa tüm Marmara ekonomik olarak çöker. Marmara bölgesi ekonomik bakımdan çökerse Türkiye diz üstü çöker. Siz korksanız da korkmasanız da 14 milyon yıl önce faylar olmuş. Geçmişte depremler olmuş. Burası bir deprem bölgesi. Zamanı gelince yine olacak” ifadelerini kullandı.
YORUMLAR