AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Habertürk’te Mehmet Akif Ersoy’un sorularını yanıtladı.
Kurtulmuş gündemin sıcak gelişmesi bazı konsoloslukların kapatılmasıyla ilgili olarak ilgili olarak şu değerlendirmede bulundu:
‘KARAR AĞIR BİR KARARDIR, KABUL EDİLEMEZ’
“Türkiye maalesef uzun yıllardır terörle karşılaşan bir ülke. Terör eylemlerinin nasıl yapıldığını, ne şekilde ortaya konulduğunu gayet iyi biliyoruz. Karar ağır bir karardır, kabul edilemez. Ortada bir bilgi, gerçekten durum yoksa, bunun üzerinden spekülasyon anlamına gelecek konsoloslukların kapatılmasının ağır karar olduğunun ifade edilmesi lazım. Endişe ettikleri konular varsa bizimle paylaşmaları lazım. Rahatsızlık ifade edilmiştir. Bu konu takip edilmelidir. Bu manipülasyonlara Türkiye pabuç bırakmaz. Yakinen takip ediyoruz. 9 ülkenin her birisiyle ilgili Dışişleri Bakanlığımız resmi görüşmelerini yapmış gerekli sözler söylenmiştir. Arkasında kim olursa olsun Türkiye hiçbir terör örgütünün ortalığı karıştırmasına izin vermeyecektir. Süreci takip ediyoruz. Türkiye görüşlerini söyledi. Ülkelerin kararlarını gözden geçireceklerini ümit ediyoruz
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’IN MİLLETVEKİLLERE SİTEMİ
“Yoklama var dendiğinde milletvekilleri genel kurula gelirler. Meclis’in çok ciddi çalışma takvimi var. Bu süreçlerde milletvekillerimize dikkatli olması konusunda uyarıdır. Meclis’in toplanamamış olması dolayısıyla ortaya konulmuş bir tepkidir. Bu uyarı bundan sonraki döneme daha titiz çalışmalarına ilişkin genel başkan olarak sayın cumhurbaşkanımızın yapmış olduğu uyarıdır. Milletvekillerimizin dikkatli olması konusunda uyarıdır. ‘Daha dikkatli olun, Meclis çalışmalarına katılın’ anlamında bir uyarıdır. Arkadaşlar bundan sonra Meclis çalışmalarını daha dikkatli biçimde takip edeceklerdir. Bu olaydan ayrıca söylüyorum. Her seçim öncesinde bütün partiler bütün milletvekillerinin meclis performansını değerlendirir. Sayın Cumhurbaşkanımız Meclis’i en ince ayrıntılara kadar takip eden bir genel başkan. Dolayısıyla genel kurulu da takip etmesi normaldir. Bu genel başkanın yol ve dava arkadaşlarına uyarısıdır, arkadaşlar da bunu bu şekilde değerlendirirler.
‘3 DÖNEM KURALININ ESNETİLMESİ ŞARTLARA BAĞLIDIR’
Üç dönem kuralı AK Parti’nin yenilenmesini sağlayacak konulardan bir tanesidir. Şu anda 10 milyon 231 üyesi olan siyasi partiden bahsediyoruz. AK Parti her dönemde, seçim sırasında çok doğal olarak yenilenmeleri yapıyor. Genç arkadaşlarımız sistemin içerisine dahil oluyor. 3 dönem kuralı da bu dinamizmi sağlayacak bir kural olarak uygulanmıştır. Zannediyorum bu dönemde de uygulanacaktır. Aslolan AK Parti’nin yenilenmesini sağlayacak mekanizmaları kurmak ve bunu kullanabilmektir. 3 dönem kuralının esnetilip, esnetilmememesi seçim dönemindeki şartlara bağlıdır. Şu anda olan kuralın varlığıdır, uygulanma niyetidir. Şu an yapılan bütün anketlerde açık ara birinci partisiyiz. Bu millete hizmet eden siyasi hareket ille de milletvekilliği üzerinden katkı sağlanacak diye bir husus sözkonusu değildir.
‘TEMMUZ-AĞUSTOS’TAN BU YANA SÜREKLİ HAZIRLIKTAYIZ’
Muhalefetin başarısızlığının katkıları da var ama aslolan AK Parti’nin izlediği siyasi izlektir. Rahmetli Menderes, Özal, Erbakan’dan devam eden süreç içerisinde taş taş üstüne koyan, büyük reformlar yapabilen, Türkiye Yüzyılı’nın kaba inşaatını bitirmiş, şimdi ince işçiliğini yapmaya gelmiş bir siyasi partiden bahsediyoruz. Toplumda var olan beklentileri o günün şartları içerisinde yerine getirebilen siyasi hareket. Milletin gönlüne girebilmeyi başaran bir siyasi harekettir. Temmuz-Ağustos’tan itibaren AK Parti ve Cumhur İttifakı’nda sürekli derlenme, toparlanma ve daha güçlü şekilde hazırlanma durumu var. Proje ve fikir üretme telaşı içerisindeyiz. Vatandaşlarımızın sorunlarını bire bir çözen bir siyasi hareketiz. Karşımızda muhalefet bloğunda ise maalesef sürekli kafa karışıklıkların olduğu, ortaya çıkarılan mutabakat metni de başta olmak üzere tutarsızlık, çelişkilerin, rövanşist zihniyetin dikkat çekmesi, hala bir aday çıkaramamaları, birtakım hususlar vatandaşta bizim için ‘bunlar hazırlıklı, diğer taraf daha adayını bile çıkaramamış’ şeklinde düşünmesine yol açıyor.
‘DAHA İLERİ ADIMLARI ATMAKTAN HİÇ ÇEKİNMEYİZ’
Temel özelliklerimizden birisi sokakta ne konuşuluyorsa, milletin gündeminde ne varsa bunların hepsi bizim masamızdadır. Türkiye realitesini bire bir biliyoruz. Hatalarımızı, eksikliklerimizi yeri geldiğinde öz eleştiri yapabiliyoruz. Öyle olduğu için millet bizi bırakmıyor. Devrim niteliğinde adımlar atabildiğimiz için mesafe kat ediyoruz. Adalet, insan hakları, demokrasi dediniz. Bunların hiçbiri statik konular değildir. Reform mantığı içerisinde atacağınız adımlar vardır. Bütün bu alanlarda ‘bir adım attık geride kaldı’ diye bırakamayız. Bu alanlarda da adalet, insan hakları, demokrasi konusunda ileri atılacak çok adımlar vardır. Muhafazakar bir devrimci parti olarak adımlarımızı planlarız. Yeni reform paketlerini sayın Cumhurbaşkanımız bunları paylaştığında, muhafelet ‘aklınıza şimdi mi geldi’ demişti. Aklımıza şimdi gelmedi daha ileri adımları atmaktan hiç çekinmeyiz. Kendisini ifade etmekte güçlük çekenler varsa kendilerini ifade etmeleri için atılacak adımlar varsa atılır tabii. Şu andaki demokrasi standartlarımız bize yeter diyemeyiz, daha ileri adımlar atılacaktır şüphesiz. Anayasa değişikliği tam da bu gayretimizin yansımasıdır.
‘BAŞÖRTÜSÜ HER MİLLETVEKİLİNİN KENDİ İMTİHANIDIR’
Madem muhalefetten teklif geldi, gelin bunu hiçbir siyasi partinin inisiyatifine bırakmadan bunu gündeme alalım dedik. Burada son derece açık, şeffaf, iyi niyetli teklif vardır. Teklif komisyondan geçtikten sonra parlamentoya geliyor. Bu teklif AK Parti veya Cumhur İttifakı’nın başarısı olmasın. Her partiden milletvekili elini vicdanına koysunk, 400’ün üzerinde oy çıkartalım ve bunu anayasal güvence altına alalım. Bundan sonra Meclis’teki her partinin ve milletvekilinin kendi imtihanıdır.
‘BAŞÖRTÜSÜNÜN MECLİS’TE YAŞASALAŞMASI EN DOĞRUSUDUR’
Meclis’teki aritmatik oyunları içerisine girersek buradan çok laf çıkar. Türkiye’nin başörtüsüyle ilgili geçmişte çok ağır bir süreci var. Büyük bir faşist baskı ortaya konuldu. Bir fantazi üzerinde konuşmuyoruz. Demek ki bu gölge hala siyasetin üstünde var ki, sayın Kılıçdaroğlu, gece pyarısı bir yasa değişikliği teklifi ortaya koydu. Ortada komisyondan geçmiş olan bir teklif var. Bu teklifin daha doğru, kapsayıcı, kuşatıcı, sorun çözücü teklif olduğu kanaatimiz hasıl olduğu için. Bu tartışma bir tarafa, esas mesele hazır bu noktaya gelmişken Meclis’te yasalaşması en doğru yoldur.
‘MECLİS’İN HÜR İRADESİYLE VERECEĞİ BİR KARAR OLACAK’
Bu ülkede anayasanın, yasaların nasıl yapılacağı bellidir. Niyetimiz ortadır. Bundan sonra olan herkes için samimiyet sınavıdır. Yasalaşır, yasalaşmaz bundan sonraki süreçte ortaya çıkacak. Bu mesele ilk gündeme geldiğinde asla siyasi malzeme konusu olarak telakki etmedik. Başta Cumhurbaşkanımız zaman zaman ‘bunu kendi evlatlarımda yaşadım’ diyor ya, ben de kendi ailemde bunu yaşadım. Bu anlamda diğer partilerden destek bulacağımızı tahmin ediyorum. Bu düzenlemenin doğru olduğu kanaatini taşıyan muhalefet partilerinden de arkadtaşlarımız var. Önümüzdeki süreçte Meclis’e gelecek. Bunu Türkiye’nin gündeminden tamamen kaldıralım. Bütün milletvekillerine bu başarının payını verelim. Bu kara lekeyi ortadan kaldıralım. Sonuçta evet çıkmayabilir, sonuç itibariyle Meclis’in hür iradesiyle vereceği bir karar olacak bu.
‘TÜRKİYE YÜZYILI SADECE BİR PARTİNİN HEDEFİ DEĞİLDİR’
Sayın Bahçeli de Cumhurbaşkanımızı ziyaret ediyor, sayın Cumhurbaşkanımız da iadeyi ziyarette bulunuyor. Görüşmede tabii ki seçim de konuşulmuştur. Türkiye’nin uluslararasında karşılaştığı meseleler de konuşulmuştur. Son derece olumlu, iki parti arasındaki konuları yakınlaştıran görüşme trafiği, iki lider de birbirini nezaket içinde dinleyerek görüşlerini paylaşmıştır. Yeni sistem 50 +1 gerektiriyor. Adı üstünde itifak. Birbirlerine iltihak etmiyorlar. Bizim en büyük avantajımız hangi konularda temel yaklaşımlarımızın ne olduğu konusunda ortak bir zeminde, ortak bir mutabakatla yürüyoruz. AK Parti ve MHP tabii ki iki ayrı parti. Bu ittifakın gelişmesi Türkiye’nin lehine olduğu kanaatindeyiz. İnşallah diğer partilerden, HÜDA PAR da bu ittifakın içerisine katılır. Cumhur İttifakı olarak bu istikamette yürüyüşümüze devam ederiz. Kıbrıs’ta kapalı Maraş’ın açılması, Karabağ’ın Ermeni işgalinden kurtulmasına Türkiye’nin destek vermesi bu bizim ittifakın ortak paydası. Bu politikalar adestek verecek siyasi partiler tabii ki önemlidir. Bunlar Türkiye’nin milli meseleleridir. TOGG’un açılışı, Türkiye Yüzyılı sadece bir partinin değil, ortak hedefimizdir.
‘ŞUBAT AYI İÇİNDE SEÇİM BEYANNAMEMİZ ÇIKMIŞ OLACAK’
Aşağı yukarı 2021’den beri strateji heyeti olarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Genç arkadaşlarımızdan oluşan bir ekiple ortak hedefe doğru çok keyifli ve güzel strateji çalışmasını sürdürdük. Türkiye Yüzyılı başlığı ile ortaya çıkan hedefimiz AK Parti’nin kapsayıcı, reformcu, devrimci özelliklerini ortaya koyan çalışma. Son 1-2 aydır seçim beyannamesi heyetimizi oluşturduk. O daha dar bir grup. Ümit ediyorum ki Şubat ayı sonunda seçim beyannamesi bütünüyle ortaya çıkmış olacak. Her başlıkla ilgili olarak sloglanlar, mottolar ortaya çıkacak. Sosyal medya çalışmaları hazırlanacak. Stratejisi belli olan çalışmalar ortaya çıkacak. Bizim gibi ülkelerin güçlü, iddialı, tarihten getirmiş olduğu kuvvetli birikimi olan ülkelerin mutlaka kendilerine uzun dönemli hedefler koyması lazım. Türkiye’nin önümüzdeki yüz yılda nasıl etkili hale getireceğiz?
‘TÜRKİYE YÖNELİŞİNİ DEĞİŞTİRMEDEN YÜRÜYECEKTİR’
AK Parti aynı zamanda dava hareketidir diyoruz. İçeride güçlü devlet, dışarıda yeni bir küresel sistemin kurulmasına öncülük etmek. Bunun kaba inşaatı tamamlandı. Şimdi yeni safhaya geçiyoruz. Türkiye’nin her alanda dünyada gerçekten güçlü ülke olarak, sözüne itibar edilir, sözü güçlü, gücü tesirli şeklinde Türkiye’nin inşası için altyapı tamamlanmıştır. Yüzlerce somut tekliflerimiz var. Eğitimde bizim 50-100 yıl sonraki yerimiz ne olacak. Yeni bir küresel/siyasal mimarinin oluşması konusunda Türkiye ne söyleyecek, neleri yapacak? Tüm bunları konuşuyoruz. Pandemi süreci içerisinde alınan tedbirler olumlu sonuçlarını göstermeye başlamıştır. Enflasyonda düşüş eğilimi, fiyat artışların durağan seviyeye gelmesi önemli sinyaller. En başta yapılan tercihin artık doğru olduğu görünmeye başlandı. Cari fazla, üretim, istihdam, ihracat yoluyla yapılan büyüme. Yüzde 5’in üstünde bir büyümeyi gerçekleştireceğiz. Üreten, istihdamını genişleten, ihracat yapan, dünya piyasalarında rekabet edebilen Türkiye olmak durumundayız. Enerji alanında çok büyük atılımlar yapılıyor. Bunlar önümüzdeki süreçte ortaya çıkacak, cari açığın kapatılmasında önemli sonuçlar alacaktır. Bu yönelişi değiştirmeden, Türkiye yürüyecektir.
‘VATANDAŞIMIZI ASGARİ DÜZEYİN ALTINA DÜŞÜRMEYECEĞİZ’
Karamsar tabloya gerek yok. Türkiye daha olumlu noktaya doğru gidiyor. Ekonomi güçlü ülkeler ne yapacaklarını bilemez iken Türkiye tezgahı dağıttırmadı. Devlet olağanüstü destekler verdi. İkincisi ise vatandaşımızın alım gücünü arttırılması. Dar ve orta gelirli vatandaşımızın alım gücüyle ilgili yükseltecek tedbirler alındtı. İki alanda olumlu sonucu görüyoruz. Görünmeyen, dolaylı birçok destek verildi. Enerji ve doğalgaz destekleri olağanüstü ve yüksek desteklerdir. Toplu konut projesi alım gücü zayıf olan kişilere verilen desteklerdir. Bizim üretmekten başka şansımız yoktur. Vatandaşımızın da asgari düzeyin altına düşmeyecek hayat standardını kurmaktan başka şansımız yoktur.
‘BİRİNCİ TURDA SEÇİMİ BİTİRECEK BİR SONUCU GÖRÜYORUZ’
Çok daha rahat bir dönem olacağını görüyoruz. İşaretler bunu gösteriyor. Anadolu’da birçok ili dtolaşıyoruz. İstisnasız her vatandaş yeni bir organize sanayi bölgesine ihtiyaçlarının olduğunu söylüyorlar. Son yapılan anket sonuçları gayet iyi gidiyor. Onun için çalışıyoruz, inşallah birinci turda sayın Cumhurbaşkanımız seçilecektir. Anketler bizim için çok iyi. Özellikle Temmuz’dan sonra sürekli yükselerek devam ediyor. Cumhurbaşkanımızın oyu partiden yüksek olması zaten kaçınılmazdır. Cumhur İttifakı da Cumhurbaşkanımızı destekleyecekleri için. Biz birinci turda seçimi biterecek bir sonucu Cumhurbaşkanımızın ulaştığını görüyoruz.
‘ADAYDAN ÇOK HANGİ KONULARDA HALKIN KARŞISINA ÇIKACAKLARI ÖNEMLİ’
Sahayı iyi bilen birisiyim. Görülüyor ki Tayyip Erdoğan’ın her gün yukarı çıkıyor. Bari Meclis’te AK Parti ve Cumhur İttifakı çoğunluk olmayacak gibi içten içe, ağırdan ağıra bazı mahfiller tarafından yayılıyor, bu doğru değil. İnşallah hem Cumhurbaşkanımız hem Cumhur İttifakı gereken oyu alacaktır. Karşı taraf 11-12 kez toplanmış. Bu süreç içerisinde Cumhurbaşkanımız her hafta Türkiye’nin başka bir yerinde. Karşı tarafta kimin aday olacağı beni ilgilendirmez. İki senedir şunu söylüyoruz karşı tarafın temel meselesi kimi aday göstereceği değil, hangi konularda halkın karşısına çıkacağıdır. Hazırladıkları metnin tek ana fikri Tayyip Erdoğan karşıtlığıdır. Varolan sistemde ne varsa bunları değiştirerek, reformları geri çevirmek. En önemli reformumuzu, muhteşem reformlarımızı ters yüz edecekleri gibi, varlık fonunu kaldırmak gbi adımları değiştirmek gibi yaklaşımları var. AK Parti’nin çoktan yaptıklarını ‘biz yapacağız’ diyorlar.
“SİYASETÇİYE YASAK KOYMAK NASIL BİR DEMOKRAT ANLAYIŞTIR”
Cumhurbaşkanlığı makamından inince siyaset yapamayacak deniyor? Sen kimsin de karar veriyorsun? Herhangi bir siyasetçiye siyaset yasağı nasıl bir demokrat anlayıştır? HDP’nin hoşuna gidecek bazı maddeler koymuşlar, KHK’larla ilgili olarak FETÖ’ye göz kırpıyorlar. İHA’ların SİHA’ların üstüne gidilmesi gibi tutarsızlık olarak ortaya çıktı.”
YORUMLAR