Nakit sıkıntısı çeken Paris Belediyesi, reklamcıların tarihi anıtları ticari ürünlerini tanıttığı dev afişlerle kaplamasına izin verdiği için eleştirilerin hedefinde.

Fransa’nın başkenti Paris’teki önemli alanlar, özellikle Latin Mahallesi’ndeki Saint-Michel çeşmesi ve dünyaca ünlü Louvre Müzesi, inşaat çalışmaları devam ederken uluslararası marka reklamlarına tahsis edildi. Calvin Klein Jeans’ten Amerikan aktör Jeremy Allen White’ın yer aldığı reklamlar ile aktris Charlize Theron’un Dior’un J’adore parfümünü tanıttığı dev panoların görünümü tartışmalı olsa da, bu durum konseyin bütçesindeki büyük açıkları kapatma stratejisinin bir parçası olarak öne çıkıyor.

Para kazandıran turistik mekanlar hizmet dışı kalırken, inşaat çalışmalarını gizleyen reklam panolarındaki reklam alanlarının kiralanması, restorasyon masraflarını karşılamak amacıyla belediyeye milyonlarca euro kazandırıyor. Örneğin, Saint-Michel çeşmesindeki reklam alanlarının satışından Paris Belediyesi’nin kasasına 5 milyon euro girdi; bu miktar, tarihi anıtın tahmini 2.3 milyon euroluk restorasyon maliyetini karşılamaya fazlasıyla yetiyor.

Bu yıl yaklaşık 8.8 milyar euro borcu yöneten sosyalist yönetimli belediye, kentin tarihi binalarını ve anıtlarını restore etmek için yılda yaklaşık 30 milyon euro harcadığını belirtiyor.

Parisliler faturayı tek başlarına ödeyemez

Ortaçağdan kalma Saint-Germain-l’Auxerrois kilisesinin milyonlarca euroluk renovasyonu da dahil olmak üzere önemli restorasyon çalışmaları sürerken, yetkililer tüm faturayı Parisli vergi mükelleflerinin ödemesine güvenemeyeceklerinin farkındalar.

Ancak dev reklam panolarının ortaya çıkışı, ne kadar kazançlı olursa olsun, Paris makamlarının bu uygulamaya olan heveslerini frenlemelerini isteyen muhafazakar miras savunucuları ve solcu çevreciler arasında hoş karşılanmıyor.

La Tribune de l’Art’ın editörü Didier Rykner, Paris’in kentsel peyzajını bozan bu uygulamayı kınadı. “Bir dünya mirası olan Seine Nehri kıyıları bir kez daha devasa bir akıllı telefon ya da spor ayakkabı reklamıyla kirletilecek,” dedi.

Sauvons Notre Patrimoine (Mirasımızı Koruyalım) grubunun sözcüsü Geraldine Dufresne ise, kültürel alanların reklamcılara satılmasının Fransa ve Avrupa’daki diğer ikonik alanlar için tehlikeli bir emsal oluşturabileceği uyarısında bulundu.

“Notre-Dame ve Grand Palais gibi anıtlar, Fransa’nın kültürel ruhunun ayrılmaz parçalarıdır. Reklamların bu yapıları gölgelemesine izin vermek, Paris’in dünya mirasının koruyucusu olarak algılanmasına zarar veren kısa vadeli bir çözümdür,” ifadelerini kullandı.

Belediyenin çok az seçeneği var

Restorasyon projelerinin tamamlanmasının yıllar alması ve milyonlarca euroya mal olması nedeniyle Paris Belediyesi yetkilileri, destek için özel sektöre başvurmaktan başka çareleri olmadığını düşünüyor.

Fransa’nın kültürel mirasının koruyucularının karşılaştığı mali zorluklar oldukça büyük. Kültürel hazinelerden biri olan Notre-Dame Katedrali’nin onarımının toplam maliyetinin, Aralık 2024’te açıldığında 800 milyon euroyu aşması bekleniyor. Ayrıca, önümüzdeki birkaç yıl içinde aşamalı olarak gerçekleştirilmesi planlanan Eyfel Kulesi’nin restorasyon maliyetinin 300 milyon euronun üzerinde olacağı öngörülüyor.

Paris Belediyesi yetkililerine göre, reklamcılarla kurulan ortaklıklar, Fransa’nın yararına olan çalışmaların finanse edilmesi için hayati önem taşıyor. Paris’in Mirastan Sorumlu Belediye Başkan Yardımcısı Karen Taieb, bu konuda şu açıklamayı yaptı: “Bu, kentimizin mali ihtiyaçları ile kültürel sorumluluğumuzu dengelemekle ilgili. Özel sponsorların desteği olmadan, bu yapıların mevcut hızda restorasyondan geçmesi mümkün olmayacaktır.”

Taieb, bir konsey toplantısında yaptığı açıklamada, “İskelede reklam yapılmasına izin vererek, vergi mükellefleri üzerindeki mali yükü azaltırken, bu simge yapıların gelecek nesillere kalmasını sağlayabiliriz,” dedi.

Paris’in Champs-Elysees’yi de içine alan sekizinci bölgesinin Belediye Başkanı Jeanne d’Hauteserre ise önlemleri daha güçlü bir şekilde destekledi: “Ya çirkin bir örtüye sahip olursunuz ya da güzel bir örtüye sahip olursunuz. Ne olursa olsun, eğer bir inşaat çalışması varsa, bir örtünüzün olması gerekir.”

İtirazcıların “kafalarına bir şey düştüğü gün” fikirlerini değiştireceklerini ifade etti.