Putin, Ukrayna’da hedef değiştirdi mi?

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya’nın 44 milyonluk nüfuslu, demokratik bir ülke olan Ukrayna’yı işgali ve beraberinde Avrupa’daki istikrarı bozmasının sebebi olarak Ukrayna’nın Batı’ya yaklaştığı ve bunun Rusya için bir tehdit olduğunu gösteriyor. Putin, Rusya’nın bu şartlarda “güvenli bir şekilde var olamayacağı ve gelişemeyeceğini” savunuyor. Ancak Ukrayna’da haftalardır süren bombardıman, binlerce kişinin ölümü ve 10 milyon kişinin yerinden edilmesinin ardından aynı sorular önemini koruyor: Putin Ukrayna’yı neden işgal etti ve ne istiyor?

Putin, Ukrayna’da hedef değiştirdi mi?

Rus liderin ilk amacı, Ukrayna’yı ele geçirmek, hükümetini devirmek ve ülkenin Batılı savunma ittifakı NATO’ya katılma arzusunu tamamen sona erdirmekti. Ancak başkent Kiev’i ele geçiremedikten sonra hedeflerini Ukrayna’nın doğusu ve güneyine kaydırdı. Rusya lideri 24 Şubat’ta işgali başlatırken, halkına amacının “Ukrayna’yı askerden ve Nazilerden arındırmak”, Ukrayna hükümetinin sekiz yıldır sürdürdüğü zorbalık ve soykırıma maruz kalan insanları korumak olduğunu söyledi. Putin, “Ukrayna topraklarını işgal etmeyi planlamıyoruz. Kimseye zorla hiçbir şey dayatma niyetinde değiliz” diye ısrar etti, bunun “özel askeri bir operasyon” olduğunu söyledi. Putin’in Naziler ve Ukrayna’daki soykırımla ilgili iddiaları tamamen asılsızdı ancak Rusya’nın bu işgali tarihinde çok önemli bir an olarak gördüğü açıktı.

BBC Türkçe’den Paul Kirby’nin haberine göre Rusya Dış İstihbarat Başkanı Sergey Naryişkin, durumun Rusya açısından hassasiyetini, “Ülkenin geleceği ve dünyadaki konumu söz konusu” diyerek anlatıyordu. Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov, Ukrayna’yı baskıdan kurtarmaktan bahsederken, Ukrayna’nın demokratik olarak seçilmiş Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, “düşman beni bir numaralı hedef olarak belirledi, ailemse iki numaralı hedef” dedi. Rusya Ukrayna’yı kuzeyde Beyaz Rusya üzerinden, güneyden ve doğudan işgal etti ancak Ukrayna’nın şiddetli direnişi ağır kayıplara neden oldu. Bu durum Kremlin’i Ukrayna’da hükümeti devirme planından vazgeçmeye zorladı.

PUTİN HEDEF DEĞİŞTİR Mİ?

İşgalden bir ay sonra Rusya, ana hedefinin, Ukrayna’nın doğu bölgeleri Luhansk ve Donetsk’e atıfta bulunarak, “Donbas’ın kurtuluşu” olduğunu ilan etti. Bu alanın üçte birinden fazlası, 2014’te başlayan bir savaşta Rus destekli ayrılıkçılar tarafından zaten ele geçirilmişti. Kremlin, işgalin Ukrayna’nın askeri potansiyelini önemli ölçüde azaltmak olarak tanımladığı ilk etabına dair hedeflerini “genel olarak gerçekleştirdiğini” iddia etti. Ancak Rusya’nın Kiev’i ele geçirememesi, ağır kayıplar vermesi ve başkent çevresindeki bölgelerden çekilmesi, hedef küçülttüğünün kanıtı. Rus kuvvetleri iki büyük doğu bölgesini ele geçirmeye ve doğuda Kırım’dan Rusya sınırına kadar olan güney kıyısı boyunca bir kara koridoru oluşturmaya odaklanmış durumda.

İşgal öncesinde, Putin’in Luhansk ve Donetsk’in tamamını Rus devletine ait iki küçük kukla devlet olarak tanıması Ukrayna’nın doğusunun tamamını istediğini gösteriyordu. Luhansk eyaletinin başkanı, 2014’te Kırım’da düzenlenen oylamaya benzer şekilde, Rusya’ya katılım için bir referandum düzenlenmesini önermişti. Rusya liderinin güneydeki Herson bölgesini ve Ukrayna’nın Karadeniz kıyısı boyunca daha fazla toprağı ele geçirmeyi isteyip istemediği henüz net değil. Askeri hedeflerinin ötesinde, Putin’in genel talebi, Ukrayna’nın gelecekteki tarafsızlığını sağlamak. Ukraynalılar bunu, Türkiye’deki görüşmelerde sunulan geniş kapsamlı barış planının bir parçası olarak, müttefiklerden güvenlik garantileri karşılığında teklif ettiler.

NEDEN TARAFSIZ UKRAYNA İSTİYOR?

Ukrayna, 1991 yılında Sovyetler Birliği’nin çöküşüyle bağımsız bir ülke statüsünü elde etti ve yavaş yavaş Batıya, yani AB’ye ve NATO’ya yönelmeye başladı. Putin ise SSCB’nin çöküşünü “Rusya’nın parçalanması” olarak nitelendirerek bu süreci tersine çevirmeyi hedefledi. Putin Rusların ve Ukraynalıların aynı soydan geldiğini söylüyor ve Ukrayna tarihini yok sayarak, “Hiçbir zaman gerçekten devlet olma geleneğine sahip olmadığını” öne sürüyor. 2013 yılında Putin, Ukrayna’nın Rusya yanlısı Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç’e AB ile serbest ticaret ve siyasi ortaklık anlaşması imzalamaması için baskı kurdu. Ukrayna halkı bu karara karşı büyük çaplı protesto gösterileri düzenledi ve Ukraynalı lider Şubat 2014’te görevi bırakmak zorunda kaldı. Rusya ise 2014’te buna cevaben Ukrayna’nın güneyindeki Kırım bölgesini ilhak etti ve Ukrayna’nın doğusunda savaşan ayrılıkçıları destekledi.
2015’te kırılgan bir ateşkes yapıldı ve Minsk barış anlaşması imzalandı ancak uygulanmadı. O zamandan beri bölgede Ukrayna ile çıkan çatışmalarda 14 binden fazla insan hayatını kaybetti. Putin, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin hemen öncesinde Minsk anlaşmasını yok sayarak Luhansk ve Donetsk adlı Rusya destekli ayrılıkçı iki bölgeyi bağımsız devletler olarak resmi şekilde tanıdığını duyurdu. Birliklerini Ukrayna’ya gönderdiğinde ise Putin, NATO’yu Kırım bölgesinde savaş başlatmaya çalışmak ve Rusya’nın “ulusal geleceğini” tehdit etmekle suçladı.

KIRIM VE UKRAYNA’NIN DOĞUSUNA NE OLACAK?

Rusya, Ukrayna’nın 2014 yılında ele geçirdiği Kırım’ın gelecekteki statüsünün 15 yıllık istişarelerle kararlaştırılması planına şimdiye kadar olumlu yanıt vermedi. Kremlin, Kırım’ın artık Rus toprağı olduğunu ve Rus anayasasının Kırım’ın statüsünü başkalarıyla tartışmayı yasakladığını söylüyor. Rusya’nın Baş Müzakerecisi Vladimir Medinsky, “Tekrar söylüyorum: Rusya’nın Kırım ve Donbas’taki tutumu değişmedi” dedi. Kiev’in acil barış önerilerine göre, tüm Rus birlikleri Ukrayna topraklarından çekilecek ve Rus destekli ayrılıkçıların elindeki doğu bölgelerinin geleceği ateşkes zirvesi kapsamında iki devlet başkanı tarafından tartışılacak. Ukrayna, egemen topraklardan vazgeçmeyi asla kabul etmeyecek. Bununla birlikte, Putin, amacının Ukrayna’nın doğusunu “özgürleştirmek” olduğunu söyledikten sonra, savaş sırasında elde edilen herhangi bir toprak kazanımından vazgeçmek istemeyecektir. Ukrayna, Rusya’nın askerden arındırma talebini hiçbir zaman ciddiye almadı ve Moskova’nın Ukrayna’yı “Nazilerden arındırma” konusundaki ısrarı da sadece Rus propagandası olarak görüldü. Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmytro Kuleba: “Bu çılgınlık, bazen neyi kastettiklerini kendileri bile açıklayamıyor.” demişti.

NATO İLE ANLAŞMAYA VARABİLİR Mİ?

Rusya lideri için Batı’nın 30 üye ülkeden oluşan savunma ittifakının tek bir amacı var: Rusya’daki toplumu bölmek ve nihayetinde onu yok etmek. Savaştan önce Putin NATO’dan birtakım taleplerde bulundu. Doğuya doğru genişlemesini durdurmasını, 1997’den sonra ittifaka üye olan ülkelerdeki birliklerini ve askeri altyapılarını çekmesini ve Rusya sınırları yakınında, yani Orta Avrupa’ya, Doğu Avrupa’ya ve Baltık ülkelerine silah konuşlandırmamasını istedi. Putin’e göre Batı, 1990’da Sovyetler Birliği’nin çöküşünden hemen önce NATO’nun doğuya genişlemeyeceği sözünü tutmadı. Ancak bu, Sovyetler Birliği’nin çöküşünden önceydi, dolayısıyla o zamanki Sovyet Lideri Mihail Gorbaçov’a verilen söz, yalnızca birleşik bir Almanya bağlamında Doğu Almanya’ya atıfta bulunuyordu. Gorbaçov daha sonra “NATO’nun genişlemesi konusunun o dönemde hiç tartışılmadığını” söylemişti.

UKRAYNA DIŞINDA HEDEFLERİ VAR MI?

Şayet Putin’in Ukrayna dışında planları varsa, Ukrayna’daki askeri başarısızlıklarıyla buranın ötesindeki daha geniş hedeflerin bedelini ödemiş olabilir. Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Putin ile saatlerce süren görüşmelerinden sonra şu sonuca vardı: “Putin bir Rus imparatorluğu kurmak istiyor… Avrupa’daki statükoyu kendi vizyonu doğrultusunda kökten yeniden tanımlamak istiyor. Ve bunu başarmak için askeri güç kullanmaktan çekinmiyor.” Rusya’nın çağdaş siyasetini inceleyen, R. Politik ve Carnegie Moskova Merkezi kurumlarında analist olarak çalışan Tatiana Stanovaya, Soğuk Savaş sarmalında yeni bir çatışmadan endişeli: “Batı’ya karşı, düşündüğümüzden daha militarist ve saldırgan bir ültimatom için hazırlanmalıyız.” Putin’in amaçlarına ulaşmak için Avrupa şehirlerine hasar verebildiğine tanık olan Batılı liderler bu konuda daha gerçekçiler.
ABD Başkanı Joe Biden Putin’i savaş suçlusu olarak tanımlıyor. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Scholz ise Avrupa kıtasının bir dönüm noktasında olduğunu ifade ediyor. Savaştan önce Rusya, ABD’nin tüm nükleer silahlarının kendi topraklarının ötesine konuşlandırılmasının yasaklanmasını talep etmişti. ABD bu konuda görüşmeye açık olduğu yanıtını vermişti ancak bu noktada görüşmelerin daha fazla ilerleme ihtimali çok düşük.

BUNDAN SONRA RUSYA’YI NE BEKLİYOR?

Putin, Ukrayna’yı işgali ardından Batı’nın tepkisi karşısında afalladı. NATO üyelerinin birliklerini Ukrayna’ya göndermeyeceğini her zaman biliyordu ama Rusya’nın ekonomisini şimdiden perişan eden bunca yaptırımın uygulanacağını tahmin etmiyordu.AB, ABD, İngiltere ve Kanada Rusya’ya karşı birçok yaptırım kararı açıkladı. Rusya Merkez Bankası’nın varlıkları donduruldu ve Batı ülkeleri bazı Rus bankalarını SWIFT sisteminden çıkardı. ABD, Rusya’dan petrol ve doğal gaz ithalatını yasakladı; AB, önümüzdeki bir yıl içinde doğal gaz ithalatının üçte ikisini kesmeyi hedeflediğini; İngiltere ise Rus petrolü ithalatını 2022’nin sonuna kadar tamamen sonlandırmayı planladığını açıkladı. Almanya, Rusya’nın Kuzey Akım 2 doğal gaz boru hattı projesinin devam edemeyeceğini belirtti. Rus havayolu şirketleri AB, İngiltere ve Kanada hava sahasından yasaklandı. Putin, Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov ve Kremlin yakını birçok kişiye şahsi yaptırım uygulandı.

Putin ise Ukrayna ile olası bir barış anlaşmasının bu yaptırımları sonlandırmayacağını bildiği için dikkatini Rusya’daki savaş karşıtlarına çevirdi. Rusya Devlet Başkanı: “Rus halkı gerçek vatanseverleri pislik ve hainlerden her zaman ayırt edebilir.” dedi. Rusya’da 15 bin 300’den fazla savaş karşıtı protestocusu tutuklandı ve ülkedeki çoğu bağımsız haber platformu kapatıldı.Muhalefet liderleri ya ülkeden kaçmak zorunda kaldığı ya da Aleksey Navalni örneğinde olduğu gibi tutuklandığı için ülkede herhangi bir siyasi muhalefet bulunmuyor.

YORUMLAR

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir