Ramazan ayında değişen ve belli bir alışkanlığa dönüşen beslenme düzeni artık bayram ile tekrar eski halini alacak. Uzun süre aç kalınan ve beslenmenin sadece belli bir zaman diliminde olduğu oruç sonrası dikkat edilmesi gerekenler hakkında tavsiyelerde bulunan Uzman Diyetisyen Tuğçe Çiçek “öğün” konusuna dikkat çekti. Yapılan son çalışmalara göre artık sağlık açısından günlük öğün sayısının çok fazla olmaması gerektiğini bu yüzden de hazır Ramazan ayında 2 öğüne alışılmışken bu şekilde devam etmesi gerektiğini vurgulayan Çiçek, “Geç saatte bir kahvaltı ve erken saatte yenilen akşam yemeği ile günü kapatmalıyız” dedi.
BHT CLINIC İstanbul Tema Hastanesi’nden Uzman Diyetisyen Çiçek, “Ramazan boyunca 2 öğün beslenmeye alıştık, uzun süre açlıklar vücudumuzun alışılagelmiş hali oldu. Bu yüzden de tavsiyem bireylerin Ramazan sonrasında da bu beslenme rutinine devam etmesi. Çünkü kronik hastalıklar açısından da günlük rutin ve enerji açısından da artık 6-8 öğünleri çok fazla önermiyoruz. Hazır Ramazan sürecinde öğün sayımız 2’ye düşmüşken tuttuğumuz oruçları sağlıklı bir hale getirmiş olalım. Ramazan’dan sonrasında 2 öğün yine bizi çok zorluyorsa küçük bir ara öğünle 2 ana 1 ara öğün şeklinde devam edebilirler. Tavsiyem geç kahvaltı birazcık daha erken akşam yemeği. Eğer geç kahvaltı yapılamayacaksa örneğin 11-12 gibi ana yemekle başlayıp akşam yemeği ile kapatabiliriz. İki öğün arasındaki açlığa dayanamayanlar ise küçük bir ara öğün yapabilir” dedi.
Öğün sayısının düşürülmesi ve karbonhidrat tüketimine de dikkat edilmesiyle bu düzenin kilo vermede de yardımcı olabileceğini söyleyen Çiçek, “Hem kilo vermek için hem de daha sağlıklı beslenebilmek için bir fırsat aslında. Çünkü yapılan son çalışmalar artık günlük çok sık öğünleri önermiyor. Bu yüzden sağlığımız için küçük bir adım da atmış oluyoruz. Bu 2 öğünde tükettiği gıdalarda kalori kısıtlaması yaparsa protein ağırlıklı beslenirse kilo vermek isteyenler de fazlalıklarından kurtulmaya başlayacaktır” şeklinde konuştu.
Önümüzdeki Ramazan Bayramı için de özellikle tatlı tüketimine dikkat çekerek uyarılarda bulunan Çiçek, “Bizim kültürümüzde bayramlar şenlik havasında geçiyor. Öyle sofralar kuruluyor ki doğal olarak bizim de bu sofralar karşısında gözümüz dönüyor. Öncelikle bu kadar yoğun beslenme bu kadar yoğun çeşitli olan masalardan biraz uzak durmalıyız. Sıvı tüketiminde de gazlı, şekerli ve meyve aromalı içeceklerden kaçınmalılar. Ramazan boyunca gün içerisinde su içmeyi unutmuş hale geliyoruz. Artık bireylerin gerekirse kendilerine hatırlatıcı vasıtasıyla saat başı tekrar su içme alışkanlığı geri kazanılmalı. Gün içerisinde su tüketimine kesinlikle geri dönmeliyiz. Çünkü Ramazan boyunca zaten fazlasıyla kısıtlı bir sürede su içmeye çalıştığımız için yeterli sıvı alımımızı karşılayamamış oluyoruz. Ayrıca şerbetli tatlılar ya da ağır çikolatalar yerine sütlü tatlılar tercih edilmeli. Havalar da artık ısınmak üzere o yüzden belki az şekerli dondurmalar ya da meyveli tatlılar birazcık daha serinletici aynı zamanda da hafif olacaktır. Fakat ilk tercihimiz yine de sütlü tatlılar olmalı. Şerbetli tatlıları ise çok minimal düzeyde bayram boyunca en fazla birkaç olmak şartıyla tüketmeye dikkat edelim” dedi.
Tatlı tüketiminde özellikle şeker hastalarının ve hamilelerin dikkat etmesi gerektiğini vurgulayan Çiçek son olarak, “Şeker hastaları, üç aylık kan şekeri yüksek ve insülin direnci olanlar, gebelik şekeri yüksek olanlar hatta gebe olan bireylerimiz keza aynı şekilde hem karbonhidrat tüketimine hem de tatlılara dikkat etmeliler. Sadece bu kategoride olanlar değil aslında tüm bireylerin sağlık açısından her zaman dikkat etmesi gereken bir tüketim tarzıdır. Çünkü hepimiz her zaman bir hastalığa adayız” diyerek sözlerini sonlandırdı.
YORUMLAR