Adem Metan’ın Youtube Kanalında hazırlayıp sunduğu ‘’Peki Sonra’’ programına gazeteci Rasim Ozan Kütahyalı konuk oldu.

Kütahyalı; Netflix tarihindeki en büyük izlenme haftasını kaydeden ve Leonardo DiCaprio, Jennifer Lawrence, Meryl Streep, Jonah Hill, Timothee Chalamet, Ariana Grande gibi yıldız isimlerin oynadığı ’Don’t Look Up’’ filmine ilişkin değerlendirmede bulundu.

‘BİZDEKİLER DE ORAYA BAKINCA KENDİLERİNİ GÖRMELERİ LAZIM’

’Don’t Look Up’’ Her şeye kökten ve devrimci bir eleştiri getiriyor‘’ diyen Kütahyalı, şu ifadeleri kullandı.

“Hollywood filmi olmadığı için Netflix o imkanları verdiği için filmin sonu mutlu sonla bitmiyor. Hollywood sanatçılarının, şarkıcılarının o kadar da duyarlı olmadığını, sanatçıların toplanıp Afrika’ya yardım yapmalarının bir işlevinin olmadığını anlatıyor. Hem solda hem de liberaller arasında çok yaygın olan duyar kasmacılık bakış açısını da darmadağın ediyor Adam Mckay. Amerika’daki faşist veya sağcıların değil onların karşısında duranlarında bir şey değiştiremediğini söylüyor herkesin sistemin bir parçası olduğunu mükemmel eleştiriyor. Sol ve liberal entelektüelleri, akademisyenleri de ağır eleştiriyor. Elon Musk, Tesla, Apple, Steve Jobs , Bill Gates, Microsoft vs bunlara yönelik lüzumsuz bir övgü de yok, evet bunlar yaratıcı adamlar çok zeki adamlar ama aynı zamanda menfaatlerinin peşindeler. Siyasetin bütün kanatlarına ve dahası ana akım medyaya, Washington Post’a, aydınlara, New York Times’a Amerikan sistemindeki çıkışsızlık ne olursa olsun egemen sınıfın kontrol altındaki Amerika’ya anarşist bir eleştiri. Bizdekiler de oraya bakınca kendilerini görmeleri lazım.

“Don’t Look Up’ta 6 ay sonra mahvolacak bir dünya var her şey ortada onu bile bir şenliğe çeviren bir Amerika portresi var ikiye ayrılmış bir ulus, biz de öyleyiz” diye devam eden Kütahyalı, şöyle konuştu:

“Türkiye ile benzerliğiyse bizim de önümüzde 6 aylık bir süreç var en yakın 6 ay en uzak 12 aylık bir süreç. Başkanlık rejimine doğru giden bir Türkiye var, bölünmüş bir Türkiye var. Burada bir kaos olacağını hepimiz biliyoruz. Konuştuğunda AK Partilisi, CHP’lisi, MHP’lisi, DEVA’lısı, HDP’si normal bir süreç yaşanmayacağını biliyor. Normal bir seçim olsun hadi sonucu hayırlı olsun diye bir şey olmayacak. Ortalık karışacak demek bilmem kaç bin kişinin ölmesi demek fark etmez bir kişi bile ölse böyle olmamalı. Sembolik bir Cumhurbaşkanlığı ve Parlamenter Başbakanlık Hükümetinde partiler uzlaşsa böyle bir ihtimal ortadan kalıyor kardeşim. Kan akma ihtimali, kaos ihtimali stres ortadan kalkıyor ama orada ne devreye giriyor aynı Don’t Look Up’taki gibi. Orada ne vardı komedi vardı ama bizde trajedi olacak diye endişe ediyoruz. Ne muhalefet ne iktidar kendimizi kandırmayalım. Burada olaylar çok sert olacak net.”

‘MEVCUT HÜKÜMETTE OLAN HERKES GİTSİN DEMEK BİR İHTİLAL ARZUSUDUR’

Kütahyalı, bölünmüş bir Türkiye’nin olduğunu ve bir kaosun olacağını öne süren Kütahyalı, konuşmasının devamında şunları söyledi:

Parlamenter sistem gitsin, Recep Tayyip Erdoğan gitsin, Hakan Fidan, Hulusi Akar, Süleyman Soylu gitsin, Devlet Bahçeli gitsin demek bir ihtilal arzusudur bu bir ihtilal arzusudur yani sandık yoluyla da ihtilal olabilir sert bir değişim ile de toplu tasfiye ile de olabilir. Bunlar risk, herkes bundan tedirgin. Don’t Look Up filmini bütün siyasiler izlesin, kimse kendini kandırmasın cisim yaklaşıyor bizim mesuliyetimiz bunu söylemek, kimsenin kendini aldatmamasını sağlamak. Her ne olursa olsun biz ‘’ İktidar ’’ olalım düşüncesi her iki taraf için de sağlıklı değil. Şu an Türkiye’de olması gereken Partilerin oturması, gerçekten sembolik 0 yetkili bir Cumhurbaşkanı sembolik. Arkasından güçlü bir hükümet ama eskide olduğu gibi değil yepyeni bir parlamenter sistem diyebiliriz. Bu noktada bile Konda’nın araştırma sonuçlarında 33.5’lik bir karşılığı var mevcut hükümetin, çok güçlü bir hükümet bu Tayyip Erdoğan’ın Türkiye siyasi tarihindeki istisnasıdır. Bugün rejim isterse Putin gibi bir sistem kurar. Ama biz demokratik rejimin devam etmesini isteriz Rusya’da demokratiklik yok.

“SEÇİMLERDEN SONRA PARLAMENTER SİSTEME DÖNERİZ DEMEK SAÇMALIKTIR”

Türk milleti ve hatta Kürtler de dahil mağduru sevmez, kudretliyi sever, masaya yumruğunu vuranı sever. 28 Şubat’ta Erbakan Hoca mağdur değil miydi 99 seçimlerinde ne oldu %15’e düştü oylar ürkek değiliz diyen MHP o gün sağın birincisi oldu. O günkü konjonktür Devlet Bahçeli Başbakan da olabilirdi Devlet Bey asker sokmadı hükümete o yüzden koalisyon oluşturuldu. Tayyip Erdoğan hep kudretli oldu mazlum olmadı, hapishaneye atıldığı zaman bile dik durdu. Selahattin Demirtaş 2014’te kudretliydi bir nevi çözüm süreci dolasıyla iktidar ortağı gibiydi daha çok oy aldı ama 2018’deyken hapishanedeydi mağdurdu daha az oy aldı. Ecevit 12 Eylül’ün mağduru değil miydi? 87’de %7 oy aldı. Adım adımdır Ecevit’in de yükselişi. Muhalefette başta Meral Akşener Başbakan olmak istiyor, Tayyip Beye Devlet Beye diyeceği şey şu gelin seçim öncesi bu stresi kaldırmayalım Parlamenterizme Başbakanlık sistemine dönelim. Ama resmi teklif sunacak. Şu an muhalefet Don’t Look Up diyor biz Just Look Up diyoruz. Tayyip Erdoğan’ın devleti yönetme konusunda kimseye ihtiyacı yok, Rusya sistemindeki Putin kadar gücü var Tayyip Erdoğan’ın belki daha fazla. Tayyip Bey de sistem de güçlü bireysel de güçlü bu eksende devam eder gider. Ama sen muhalefet olarak makul, aklı başında bir sistemle gelirsen Tayyip Erdoğan’ın da Devlet Bey’in de bunu değerlendireceğini düşünüyorum. Bunu açıktan yapmak zorunda da değiller kimse görmeden de konuşup görüşebilirler.

“RECEP TAYYİP ERDOĞAN TÜRK TARİHİNİN GÖRDÜĞÜ EN GÜÇLÜ FİGÜR ATATÜRK’LE BERABER”

HDP yüzde 10 da alsa yüzde 12’de alsa hiçbir yerde hiçbir şey diyemiyor değil mi? Çünkü toplumun diğer tarafından yüzde 80-85’i gayrimeşru görüyor. HDP PKK ile arasına mesafe koymuyor demek komik bir laftır HDP PKK’dır kardeşim. Öncelik Kemal Bey ve Meral Hanımdır diğerleri geçerli değildir. Kemal bey aday olmayı aklına koydu, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş Meral Akşener’e destek olmaya çalışıyor. Muhalefetin yanıldığı nokta şu o oy sizin oyunuz değil anti iktidar oyu. Tayyip Bey yine kendi başına girse yüzde 40 alır, öbürleri girse 3- 5 alır. Kılıçdaroğlu ömrü hayatında Recep Tayyip Erdoğan’ı yenme hırsını yaşamak istiyor. Bizim Türk milletinin kimsenin kimseyi dövmeyeceği bir sisteme, sağ duyuya ihtiyacımız var. Şu an tavşan kanı çay gibiyiz bunun seyrelmesi gerekiyor.