İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesince, Marmara Cezaevi karşısındaki salonda yapılan duruşmada, Alaattin İlyas Saral’ın da aralarında bulunduğu 18’i tutuklu 30 sanık ve avukatları ile 3 müşteki hazır bulundu. Duruşma başladıktan bir süre sonra Alaattin İlyas Saral salondan ayrıldı.
Duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılan müşteki Serdar Üzüm, amcasının öldürülmesinin ardından sanık Erdal Acar’ın kendisini, amcasına ait mal varlığını devretmeye zorladığını söyledi.
Müşteki Üzüm, Acar’ın kendisine “Sen bunları satamazsın. Sen bunları bize devredeceksin, ben de sana Acarkent’ten daire vereceğim. Ölümüne, her zaman yanındayım.” dediğini ifade etti.
Devir işleminin ardından daireleri geri almak üzere sanık Acar’ı aradığını ancak ulaşamadığını belirten Üzüm, “Sürekli ‘Şu gün vereceğim, bugün vereceğim.’ diyerek bizi mağdur etti. Erdal Bey çok zengin bir iş insanı, biz de buna kandık. ‘Size yardım edeceğim. Bundan sonra sizin ağabeyinizim. Daireleri bana devret, ben size parça parça vereceğim.’ dedi ama vermedi. Erdal Acar’ın bize verdiği taahhüdü yerine getirmesini istiyorum. Şikayetçiyim.” diye konuştu.
Müşteki Naim Karakuş ise sanık Ülkü Lazoğlu’yla geçmişte ticaret yaptığını, o dönem Lazoğlu’ndan araba almasının ardından borçlandığını ifade etti.
Sanıklar Hayrettin Ulu ve Mehmet Ulu’nun araya girmesiyle borcun kapandığını anlatan Karakuş, Hayrettin Ulu’yla ticari ilişkilerinin devam ettiğini, kimse tarafından tehdit, cebir ve zorlamaya maruz kalmadığını söyleyerek, şikayetçi olmadığını kaydetti.
Duruşmada görüşü sorulan cumhuriyet savcısı, tutuklu sanıklar Samet Keser, Recep Şefik Uslu, Aziz Zengin, Uğur Yılmaz, Sebahattin Köklü, Özcan Akyüz ve Tevhid Palitli’nin tahliyelerine karar verilmesini talep etti.
SANIK AVUKATLARI SAVUNMA YAPTI
Duruşmada daha sonra savunmalarını yapmak üzere sanık avukatlarına söz verildi.
Sanık Alaattin İlyas Saral’ın avukatı Mustafa Güzeldere, müvekkilinin üzerine atılı suçların varsayımlardan öteye geçmeyen iddialar olduğunu savundu.
Söz konusu suçlara ait fiziki kanıtlar bulunamadığını söyleyen Güzeldere, “Müvekkile doğrudan ya da dolaylı yöneltilen suç yoktur, tanıklık da yoktur. Söz konusu suçlarla irtibatını gösterecek iletişim tespit tutanağı da yoktur. Üçüncü kişilerin kendi aralarında yapmış olduğu konuşmaları temel alırsak Türkiye nüfusunun yüzde 75’ini kriminalize etmiş oluruz. Yöneltilen eylemlerin öncesinde veya sonrasında hiçbir aşamasında eylem talimatı verdiğine dair fiziki izleme tutanağı yoktur.” diye konuştu.
Avukat Güzeldere, sanık Saral hakkında hiç kimsenin şikayetçi olmadığını, hakkında delil tespit edilemediğini belirterek, dosyaya, davayla ilgisi olmayan başka soruşturma dosyalarının konulduğunu, soruşturma kapsamında şüpheli olarak işlem görenlerin bir kısmının müvekkilinin sigortalı çalışanları olduğunu öne sürdü.
Sanık Saral’ın üzerine atılı “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” suçunun unsurlarının oluşmadığını savunan Güzeldere, “Kendisi 2012 yılı Tekirdağ vergi rekortmenidir. Mevcut suçlarla müvekkilimin uzaktan yakından ilgisi bulunmamaktadır. Hak ederek veya teminat karşılığı salıverilmesini talep ediyoruz.” dedi.
Sanık Mehmet Ulu’nun avukatı Ruhan Erdem, duruşma savcısının açıkladığı mütalaada tutukluluk halinin devamını istediği sanıklara ilişkin gerekçe göstermediğini savunarak, müvekkilinin adli kontrol şartıyla tahliyesini talep etti.
Sanık Erdal Acar’ın avukatı Ali Karaçalı ise müvekkilinin evindeki paralara hukuka aykırı biçimde el konulduğunu öne sürerek, paranın iadesine karar verilmesini istedi.
Tanık ve müşteki ifadelerinde müvekkili aleyhine somut delil olmadığını savunan Karaçalı, “Müvekkil, iş insanı olmakla beraber yurt dışı yasağı sorunuyla karşı karşıya kalmaktadır. Müvekkilin ticari itibari ve kişisel özelliğinden dolayı yurt dışı yasağının kaldırılmasını istiyoruz.” dedi.
Tutuklu diğer sanıkların avukatları da müvekkillerinin tahliyelerini talep ederken, haklarında adli kontrol tedbiri uygulanan sanıkların avukatları ise bu tedbirlerin kaldırılmasını istedi.
ARA KARAR
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanıklar Alaattin İlyas Saral, Bekir Karçiğa, Fetullah Çağın, Hikmet Aktemur, Mehmet Gönenci, Nusret Irmak, İbrahim Çakır, Mehmet Ulu, Osman Akgül ve Tarık Oğur’un tutukluluk halinin devamına hükmetti.
Heyet; sanıklar Samet Keser, Recep Şefik Uslu, Aziz Zengin, Uğur Yılmaz, Sebahattin Köklü, Özcan Akyüz, Faruk Söylemez ve Tevhid Palitli’nin, tutuklu kaldıkları süre ve suç vasfının sanıklar lehine değişme ihtimalini göz önünde bulundurarak tahliyelerine karar verdi.
Aralarında Erdal Acar’ın da bulunduğu bazı tutuksuz sanıklar hakkındaki yurt dışına çıkış yasağının kaldırılmasını kararlaştıran heyet, davaya katılma talebinde bulunan müştekilerin bu taleplerinin kabulüne hükmetti.
Mahkeme, haklarında yakalama kararı bulunan sanıklar Cem Esmer, Serdar Sarmusak, Ali Kaplan, Mustafa Fazlıoğlu, Mehmet Arif Söylemez, Fatih Sarıalioğlu ve Sancar Saral’ın yakalama emirlerinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.
İDDİANAMEDEN
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, örgüt elebaşının İlyas Saral olduğu, örgütün Saral’ın yanı sıra sanıklar Erdal Acar, Fatih Sarıalioğlu, Mehmet Ulu, Ali Kaplan, Mustafa Fazlıoğlu, Osman Tellioğlu ve Tamer Çağlar tarafından yönetildiği belirtiliyor.
İddianamede, örgüt elebaşlarından Erdal Acar’ın, kumarhane sektörü ve eğlence mekanları ile örgüte maddi getiri sağladığı, ünlüler arasındaki anlaşmazlıklara müdahil olup çözmesinden dolayı da örgütün isminin her alanda duyulmasını sağladığı anlatılıyor.
Suç örgütünün üye ve yöneticileri olan sanıkların yağma ve kumar oynamak için yer sağlama suçlarını işleyerek örgüte gelir temin ettikleri, örgüt yönetici ve üyelerinin de geçimlerini bu yöntemle sağladıklarına yer verilen iddianamede, suç örgütü üyelerinin, şikayette bulunan müştekileri tehditle sindirip davalarından vazgeçirmeye çalıştıkları ifade ediliyor.
İSTENEN CEZALAR
İddianamede, örgüt elebaşı İlyas Saral’ın “suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurmak ve yönetmek” ve “nitelikli yağma ” suçlarından 15 yıldan 27 yıla kadar, örgüt yöneticilerinden Erdal Acar’ın “suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurmak veya yönetmek” ve birden fazla kez “nitelikli yağma” ve “nitelikli yağmaya teşebbüs” suçlarından 50 yıldan 79 yıl 6 aya kadar hapsi isteniyor.
Sanıklardan Mehmet Ulu’nun aynı suçlardan 15 yıldan 27 yıla, Mustafa Fazlıoğlu’nun 5 yıldan 12 yıla, Fatih Sarıalioğlu’nun 30 yıldan 49 yıl 6 aya, Ali Kaplan’ın 35 yıldan 66 yıl 6 aya, Osman Tellioğlu’nun 10 yıldan 19 yıl 6 aya, Tamer Çağlar’ın ise 25 yıldan 42 yıla kadar hapsi istenirken, örgüt yöneticisi konumundaki toplam 8 sanığın, “örgüt üyesi” ve “örgüte yardım eden” konumundaki sanıkların işledikleri tüm suçlardan sorumlu oldukları, bu nedenle bu sanıklara verilecek cezalardan sorumlu tutularak aynı cezaya çarptırılmaları talep ediliyor.
TÜRKİYE’YE İADE EDİLEN ALAATTİN İLYAL SARAL TUTUKLANMIŞTI
Öte yandan, davanın tutuklu sanıklarından Ahmet Cengiz Karlı, cezaevinde yaşadığı rahatsızlık sebebiyle 18 Ocak’ta hayatını kaybetmişti.
Dava kapsamında hakkında kırmızı bülten çıkarılan suç örgütünün yöneticilerinden sanık Alaattin İlyas Saral, iade sürecinin ardından yurt dışından geldiği İstanbul Havalimanı’nda gözaltına alınmış ve 12 Haziran’da tutuklanmıştı.
YORUMLAR