AV. ESRA AYDIN EKİCİ – Öncelikle bütün bu itiraz yolları 298 sayılı SEÇİMLERİN TEMEL HÜKÜMLERİ VE SEÇMEN KÜTÜKLERİ HAKKINDA KANUN’da düzenlenmiş. Burada dikkat çeken nokta ise yapılacak tüm şikayet ve itirazlar kısa kesin sürelere bağlanmış durumda. Süreleri kaçıranlar bakımından olağan itiraz ve şikayet yolu mümkün değil.
En baştan başlamak gerekirse, kimler itiraz yoluna başvurabilir ona bakalım. Bu kanunda gösterilen kurulların veya kurul başkanlarının KESİN OLMAYAN KARARLARINA KARŞI seçme yeterliğine sahip yurttaşlar, siyasi partiler veya bunların tüzüklerine göre kuruluş kademelerinin başkanları veya vekilleri, müşahitler, adaylar ve Cumhuriyet Senatosu üyeleri ile milletvekilleri itiraz edebilirler. Bu itirazlar her kurulun bağlı olduğu üst kurula yapılıyor ve YSK’ nın üst kurul olduğu durumlarda YSK’ nın itirazlara karşı verilen kararlar kesin.
Şekli ise bir kurala bağlanmış durumda değil yazılı veya sözlü yapılabiliyor. Eğer itiraz eden kişi kimliğini ispat edemez veya bu itirazlar da herhangi bir gerekçe veya delil gösterilmez veya gösterilemez ise itirazlar incelenmez. Yani sadece itiraz ediyorum demek itirazınızı incelenmesine yetmiyor. Burada dikkat edilmesi gereken ise, burada bahsedilenin delillerin elinizde bulunmaması hali değildir. Yani delil elinizde olmayıp da herhangi bir kurum veya kuruluşta ise buradan temin edileceğini gösterip pekala itirazda bulunabilirsiniz. Burada kastedilen hiçbir surette bu itiraz için delilinizin olmaması halidir.
Yapılacak bu itirazlar ise, seçim kurulu başkanın bulunmadığı takdirde nöbetçi cumhuriyet savcılıklarına yapılabilecektir. İtiraz üzerine verilen kararlar kesin değilse itiraz eden hazırsa sözle hazır değilse adrese tebliğ suretiyle bildirilir. İtirazlarda şikayetlerde resim ve harçtan muaf.
Şikayet ise, itirazdan farklı olarak, kütüklerin düzenlenmesi ile görevli ilçe seçim kurulu başkanları ile, kütüklerin düzenlenmesine memur edilen sair kimselerin ve il, ilçe seçim kurullarıyla sandık kurullarının veya kurullar başkanlarının bu kanunun verdiği yetkilere dayanarak yaptıkları işlemlere ve aldıkları tedbirlere ve bunlara benzer sair muamelelerine veya herhangi bir kimsenin bu kanunun koyduğu yasak hükümlerine aykırı hareketlerine karşı bu işlemlerin, tedbirlerin sair muamelelerin düzeltilmesi, veyahut kanunun koyduğu yasaklara uymayanların, bu hareketlerinin önlenmesi maksadiyle yapılan müracaatlardır.
Burada önemli olan ise, işlemlere, tedbirlere ve kararlara karşı yapılan şikayet ve itirazlar, oy vermeye ve her türlü seçim işlerinin devamına engel olmaz hükmüdür. Yani bir il veya ilçede itiraz veya şikayete tabi işlemlerin bulunması hiçbir seçim işleminin devam etmesini engellemediği gibi, sırf itiraz olması durmasına da yol açmayacaktır.
Gelelim olağanüstü itiraz yoluna,
Aslına olağanüstü itiraz seçimin sonucunu etkileyecek durumların varlığı halinde, kanunda sıkı sıkıya bağlanmış sürelere takılmadan yapılan itiraz olarak açıklanabilir. Yukarıda da açıkladığımız üzere seçim kanunu tüm itiraz ve şikayetleri sıkı sıkıya süreye hatta kısa denilecek sürelere bağlamış durumda bunun sebebi ise seçimlerin kamu düzenini yakından ilgilendirmesi ve seçilen kişilerin kamu hizmeti görevini üstlenmesi ve itirazların uzun sürede sonuçlanması kamu hizmetinin devamlılığı ilkesine zeval getirmesi anlamına gelmesidir.
Her ne kadar itiraz ve şikayetler süreye bağlanmış ta olsa kanun bir olağanüstü itiraz yolu öngörmüş. Bu yol ise, siyasi partilerin il başkanlarıyla genel merkezleri veya bağımsız aday tarafından tutanağın düzenlenmesinden sonra (7) gün içinde seçimin neticesine müessir olaylar ve haller sebebiyle yapılan itirazlardır. Bu itirazlar bakımında ise kararın kesin olması süresinde başvuru yapılmaması bu itirazın incelenmesine engel olmayacağından olağanüstü itiraz olarak kabul edilmiş.
Fakat seçimin sonucuna tesir edebilecek olayların ne olduğu sınırlı olarak sayılmamış yani, seçimin sonucuna etki edebilecek tüm olaylar bu itirazın konusu olabilecektir, yeter ki gerekçelendirilmiş ve delillendirilmiş olsun, bu olay olmasaydı seçim sonucu böyle olmazdı şeklinde bir somutlukla bir itirazın olması gerekmekte.
Yukarıda anlatılanlar kanun ve mevzuat çerçevesinde prosedürün ne olduğu ile alakalı bilgilerdir. Aşağıda hukukçular bakımından yapılan yorumları eklemekte fayda görüyoruz.
“Eski YSK üyesi Muharrem Coşkun, AK Parti’ nin itirazları için şu yorumu yapıyor:
“Bunlar olağanüstü itirazın konusu olamaz. Seçmen listeleri askıya çıkıyor. İtiraz süresi var. O süre içinde şikâyetler biter ve o liste kesinleşir. Yazılan herkes seçmendir. Daha sonradan ‘bu kişi şurada oy kullandı’ diye de bir inceleme yapılamaz. Bunların itiraz süreçleri belli. Kısıtlı seçmenler konusu; infaz sürecinde hükümlüler oy kullanamaz. Taksirli suç hükümlüleri hariç. Cezaevindeki bir hükümlü oy kullanmışsa bu itiraza tabi olabilir. Diğer kısıtlı dediğimiz, akıl hastası. Hâkim, hukuki ehliyetini kullanamaz demiş. Bunlar oy kullanmışsa ve sayıları sonucu etkileyecek düzeydeyse sonucu etkiler. Ama bunu da belgeyle kanıtlamak gerekiyor.
Uzun yıllar Yargıtay Başsavcılığı’nda seçim iş ve işlemleri konusunda çalışan, eski Yargıtay Savcısı, hukukçu Ömer Faruk Eminağaoğlu da ilk olarak olağanüstü itirazın usulden reddedilmesi gerektiğini düşünüyor. Eminağaoğlu, “Tam kanunsuzluk iddiasıyla başvuru yapılsa farklı ama olağanüstü itiraz, şarta bağlı. İşlemin bitip, tutanağın düzenlenmesinden sonra yapılabilecek bir itiraz. Belli hukuk yollarına başvurulabilmesi için belli işlemlerin ortaya çıkması lazım. Bir işleme karşı olağanüstü itiraza başvurulması için tutanağın ortaya çıkması lazım. Yapılmamış bir işleme karşı böyle bir yola gidilmesi hukuka uygun değil” diyor.”
YORUMLAR