Geçtiğimiz yıl sağlık açısından dünya çapında bir adım atarak, ‘Dünya Şeker Tüketimine Dikkat Haftası’’nın literatüre girmesine sağlayan ve bu alanda kamuoyu oluşturan Türk Böbrek Vakfı, 19-25 Eylül Dünya Şeker Tüketimine Dikkat Haftası’nda bu yıl ikinci kez sahaya indi. Kadıköy İskele Meydanı, ayaklarında dev zincirlerle şeker prangaları taşıyan performans sanatçılarının gösterisine sahne oldu.
Etkinlik kapsamında Türk Böbrek Vakfı Başkanı (TBV) Timur Erk, Nefroloji Uzmanı Dr. Bilal Görçin ve Diyetisyen Gökçen Efe Aydın, halka konuyla ilgili bilgilendirme yaptı. Kadıköy İskele meydanında biraraya gelen dansçılar ve gönüllüler ise, sahnede müzik eşliğinde temsili olarak şeker prangalarından kurtularak sağlıklı bir hayata adım atmayı canlandırdı. Etkinlik sonunda vatandaşlara kuruyemiş dağıtıldı.
“TÜM SALGINLARDAN DAHA BÜYÜK BELA”
Aşırı ve kontrolsüz şeker tüketiminin sadece diyabet hastaları için değil, tüm sağlıklı bireyler ve özellikle çocuklar için büyük tehditler oluşturduğu, diyabet ve obezitenin tüm dünyada her geçen gün artış gösterdiği ve gelecek yıllarda büyük oranda artmaya devam edeceğini gösteren araştırmalar olduğunu kaydeden Türk Böbrek Vakfı Başkanı (TBV) Timur Erk, “Uzun vadede aşırı şeker tüketimi en az Kovid kadar tehlikeli.
Hatta bana göre uzun vadede Kovid’den daha tehlikeli. Çünkü 2 yılda pandemide ölen kişi sayısına göre, aşırı şeker tüketiminin fazlalığından ve dünyadaki obezite artışından dolayı ölen sayısı çok daha fazla. Bu nedenle şeker tüketimini azaltmak mecburiyetinde sadece Türkiye değil, bütün dünya; ama Türkiye özellikle, çünkü dünyada obezitede üçüncü, Avrupa’da birinciyiz. Dünyanın başına gelmiş en büyük bela ne Kovid, ne de diğer salgın hastalıklar. En büyük sıkıntı aşırı şeker tüketiminin neden olduğu hastalıklar. Özellikle de nişasta bazlı şeker tüketiminin ne yazık ki artması” dedi.
“DİYALİZ HASTALARININ NEREDEYSE YARICI DİYABETTEN”
TBV Nefroloji Uzmanı Dr. Bilal Görçin ise “Ben 30 yıl önce Türk Böbrek Vakfı’nda diyalize başladığımda 100 diyaliz hastasının 15 ya da 20’si şekerden dolayı böbreği bozulup diyalize giren hastalardı.
Bu dünyada da aynıydı.Günümüzde Türkiye’de de dünyada da, diyaliz hastalarının yüzde 40-45’i, sadece diyabete bağlı olarak böbrekleri bozulan hastalar. Kalp krizleri, kalp damar rahatsızlıkları, beyin hastalıkları, felçler, körlük, bacaklardaki organ kayıplarına gidene kadarki hastalıkların hepsinin sebebi şeker hastalığıdır ” dedi.
Dr. Görçin, şekerin ortaya çıktıktan sonra en erken 20-25 yıl sonra bu bozulmalara sebep olmaya başladığına işaret ederek sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu nedenle şeker ortaya çıktığından itibaren iyi şeker kontrolü çok önemli. Bu da şu anlama geliyor, diyabet hastalarında 90 günlük kan şekerinin 6,5-7’nin altında olması, kan şekeri değerlerinin 150’yi çok geçmemesi gibi değerler öneriyoruz. Kilo, kesinlikle sağlıklı insanlarda da diyabete neden olabiliyor. İkincisi hareketsiz yaşam çok büyük problem. Şu an ilkokullarda, ortaokullarda görüyoruz birincisi obez çocuklar çok artmaya başladı.
İlkincisi de tip 1 diyabet dediğimiz 8-10 yaşında görülen bunlar çoğalmaya başladı. Onkoloji bugün kan şekeri yüksekliğinin direkt kanserojen etkilerinden bahsediyor. Mümkünse çocuğunuzu doğduğu günden itibaren dışarıda satılan hazır gıdalara alıştırmayın. Herşeyini evde kendiniz yapın ve doğal tatlandırıcılar kullanın, hurma gibi, bal gibi. Obeziteden korunmamız gerekiyor, yediğimiz şekere dikkat etmemiz gerekiyor ama şeker sadece glikoz demek değil; karbonhidrat da önemli. Makarnada pirinçte, buğdayda karbonhidrat var.Kullandığımız herşeyde var ” şeklinde konuştu.
YORUMLAR