Kastamonu’da 11 Ağustos’ta etkili olan şiddetli yağmur sonrasında meydana gelen sel Abana, Azdavay, Çatalzeytin, Pınarbaşı, Bozkurt, Cide, İnebolu ve Küre ilçelerinde büyük yıkıma sebep oldu. Yağış sonrası meydana gelen sel sebebiyle onlarca araç sürüklendi, onlarca iş yeri ve ev sular altında kaldı.
‘5 KİŞİYİ DAHA SELDEN ÇATIYA ÇEKTİM’
Sel felaketinin en ağır hasar verdiği Kastamonu’nun Bozkurt ilçesinde selde sürüklendiği görüntüleriyle gündeme gelen Muzaffer Kalabalık, yaşadığı o korku dolu anları anlattı. Bozkurt ilçesinde bir markette çalıştığını söyleyen Muzaffer Kalabalık, “Sel anında markette kaldık. Marketten sularla birlikte çıktık. Dondurma dolabı beni dışarıya fırlattı. Dondurma dolabı beni sürüklemeye başladı. Tavukçu dükkanı vardı, oraya tutundum. Tam kurtuldum diye düşündüm ama orada da camlar patlayınca yeniden sel suları sürüklemeye başladı beni. Başka bir dondurma dolabı beni arkamdan dayanarak elektrik direğine kadar beni iteledi. Bende elektrik direğine tutundum. Sel suları çatıya kadar yükseldiği için bir anda kendimi çatıya attım. Orada yine bir esnaf arkadaşımız vardı, o da lokantacılık yapıyordu. O da ‘kimse yok mu?’ diye bağırıyordu. Sonra ellerimi uzatıp onu kurtardım. Lokantada küçük bir pencere vardı, Tam dükkanının çatısının altındaydı. Orada penceresi vardı. Oradan çıkıyordu. Oradan çıkarken o amcamıza yardım ettik. Benim olduğum alanda başka bir market vardı. Onunda hep önü araba doluydu. Araba ile bulunduğum alana kadar sürüklenmiş. Ona da camı kırmasını söyledim, camı kırınca araçtan yardımcı olduk ve onu da çatıya çekip çıkardık. Kamyonetin içindeydi, araçta önündeki diğer araçlardan dolayı durmuştu. Kamyonetin içinden çekip aldık. Yine karı-koca bir çift, araçlarıyla sürüklenerek yine bizim bulunduğumuz bölüme kadar gelmişlerdi. Bizim bulunduğumuz çatının alt tarafına kadar gelmişlerdi. Karşı çatıdan arkadaşlar bizlere ip attı. Bizde o ipi araçtaki çifte sallandırdı ve onları da araçtan çekip çıkardık. 5 kişiyi bu şekilde kurtardık. İki esnaf arkadaşımız vardı, kendi dükkanlarındaydı. Sel olunca karı-koca olan bu çift, çatıya çıkmışlar. Biz, 7 kişi yaklaşık 10 saat boyunca çatıda kaldık” dedi.
’10 METRE DAHA SÜRÜKLENSEYDİM…’
Çok kötü bir gece geçirdiğini söyleyen Muzaffer Kalabalık, “Sular gece saat 10.00 gibi çekilmeye başladı. Ama benim akıntı ile geldiğim yerde hiç azalma yoktu. 10 saat boyunca çatıda kaldık. Üzerimizden helikopter geçiyor, ona el falan yapıyoruz ama bizi görmedi sanırım. Helikopterden başkası zaten bizi oradan alamazdı, başka kurtulma çaremiz yoktu. Sular iyice azalınca kepçe geldi. Kepçe ile biriken tomrukları temizlediler. En son dükkanın köşesinden doğru merdiven uzattılar, saat gece 23.00 civarındaydı. Benim çatıya çıktığımızda saat 12.45’ti, çünkü eşim bana mesaj atmıştı. Kepçe yardımı ile mahsur kaldığımız çatıdan kurtulduk. Tabii ki orası ayrı bir şeydi. Kendi kurtulduğumuza mı sevinelim, telefonların şarjı bitti, evdekilerden haber alamadım. Yanımda kurtardığım arkadaş eşim dükkanda kaldı, hiçbir şey yapamadım dedi. Bir şey yapamıyoruz çaresiz kaldık. Yanımda telefonu olan arkadaşları eşleri arıyor, çocuklarını soruyorlar. Binalar göçmüş dediler. O zaman iyice tedirgin olmaya başladık. Hiçbir şey yapamıyorsunuz eliniz kolunuz bağlı. Aşağıya inemiyorsunuz, çatıda öylece bekliyorsunuz. Çok kötü bir geceydi, bizimde yiyecek ekmeğimiz varmış. Allah tarafından o çatıya kadar sürüklendim. Yüzme de bilmediğim halde. Hiçbir şey yapamadım, öyle suyun akışıyla dondurma dolabı dükkandan beni çıkardı, fırlattı beni. Öbür dolapta beni elektrik direğine kadar sürükledi. İki tane dondurma dolabı sayesinde çatıya çıkabildim. O şekilde kurtulduk. Tahminen 200 metre civarında sürüklendim. Sel suyundan çıkmam kolay oldu, çünkü su seviyesi zaten çatı hizasındaydı. Çatı hizasında olduğu için rahat çatıya çıkabildim. O direk olmasa zaten ileride tam dört yol ağzı var, çatıdan izliyorum, orası direk olarak çay tarafına dönüyor. Eğer ben 10 metre daha ileriye sürüklensem kendimi çayda bulacaktım. Kurtulma şansım hiçbir şekilde yoktu. Yüzme de bilmiyorum” diye konuştu.
‘SUYUN AKIŞINA KENDİMİ BIRAKTIM’
“Her şey şaşırtıcı gibi, suyun akışına kendimi bıraktım gidiyorum” diyen Muzaffer Kalabalık, şöyle konuştu: “Bir şekilde kendimizi kurtardık ondan sonra aileni düşünmeye başlıyorsun, telefon ıslandı, şarjlarımız bitti. Telefon bir ara kendisine geldi, eşim mesaj attı ‘nasılsın, iyi misin’ diye. Eşime cevap verdim ama ne yazdım hatırlamıyorum. Kimseye ulaşamıyorsunuz, telefonlar gitti. Kendimi kurtardım ama bu sefer sevdiklerimizi düşünmek zorundayız. Aklım onlarda kaldı. Şarjlarımız bitti, ulaşamıyoruz. Benim evim tam çayın kenarında. Evler yıkıldı deyince ister istemez daha da çok panik yapmaya başladım. O şekilde biz kurtulduk eşim de 1 gün evde kaldılar. Ondan sonra mahsur kaldıkları yerden kurtuldular. Ertesi gün olmasına rağmen su halen akıyordu. Onlarda botlarla kurtuldu, botla kepçe ile alındı evlerden. Onlarda sel gelince çatıya çıkmışlar ama o tomruklar eve vurdukça bina sallanıyormuş”
YORUMLAR