Son filmi ‘Kimi’nin tanıtımı kapsamında The Daily Beast’e konuşan Steven Soderbergh’e süper kahraman filmi yazmak ya da yönetmek isteyip istemediği soruldu.

Oscar ödüllü yönetmen, ABD sinemasının Martin Scorcese ve Francis Ford Coppola gibi ağır toplarının tersine, süper kahraman filmlerini ‘ikinci sınıf’ olarak görmediğini, ama ‘ayakları yere basan, gerçekçi’ bir insan olduğundan bu türle kendini ilişkilendiremediğini söyledi.

“Ben bir züppe değilim, ‘süper kahraman filmlerinin) daha düşük düzeyli olduklarını hiçbir şekilde düşünmüyorum, çünkü bu, hikaye anlatıcısı olarak gerçekte hangi evrende yaşadığınızla ilgili bir meseledir” diyen Soderbergh, şöyle devam etti:

“Newton fiziğinin olmadığı bir evrene kendimi salamayacak kadar ayakları yere basan biriyim. Bu bakımdan hayal gücü yoksunluğum var, o yüzden saf bilim kurguya soyunduğum tek film (Solaris’in 2002 tarihli yeniden çevrimi), özünde, mekanı uzay gemisi olan bir karakter dramasıydı.”

Süper kahraman filmlerinin mahrem cinsellik sahnelerini es geçme eğiliminin kendisi için ‘anlaşılamaz ve dünya kurma sürecini mahvedici bir şey olduğunu’ dile getiren ünlü yönetmen, şöyle konuştu:

“Benim dünyayı anlamam, hikayeyi ve karakterleri nasıl yazacağımı veya yazımı nasıl yöneteceğimi çözmem için zamanı bükebilmem, yerçekimine karşı koyabilmem ve parmaklarımdan ışınlar fırlatabilmem dışında şeyler de olması gerekir. Ama s..mek yok, kimse s..işmiyor.”

“Böyle bir şeyin olmadığı bir dünyada insanlara nasıl davranacaklarını nasıl söyleyeceğimi bilemem. Fantazi-gösteri evreni, görebildiğim kadarıyla, tarz olarak fazla s..işme içermiyor.”

“Aynı zamanda şöyle şeyler de akla geliyor: Bu insanlara kim para ödüyor? Kimin için çalışıyorlar? Yaptıkları bu işler nereden çıktı?”

‘Erin Brockovich, Traffic, Ocean’s Eleven’ ve devam filmlerinin yönetmeni olarak tanınan Soderbergh’in 10 Şubat’ta gösterime girecek yeni filmi ‘Kimi’, Zoe Kravitz’in canlandırdığı agorafobiden mustarip genç bir kadının hikayesini anlatıyor. Şiddetli bir suçun kanıtına ulaşan kahramanın adaletin yerini bulması çabasının hem yüksek teknoloji baronlarının hem de kendisinin evden dışarı çıkma korkusunun engellemeleriyle çarpışmasını konu alıyor.